Sosyal Medya

Makale

Terörle mücadelede dört imkân

Terör örgütlerinin kutsalının olmadığını bilirdik. Uzatılmış iç savaşların ürettiği, beslediği terör örgütleri ise her yola başvurmakta hiçbir beis görmüyor.
Sivillerin katledilmesine yeni bir vahşet boyutu katan saldırı ile Gaziantep'te karşılaştık. Suriye'deki "cehennem" bu defa çocuk canlı bomba ve düğünde öldürülen kadın- çocuk kurbanlar olarak ülkemize yansıdı. 30'u çocuk 51 canımızı DAİŞ saldırısıyla kaybettik.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin etkilerini üzerimizden atamadan PKK terörü Diyarbakır, Van ve Elazığ'da kanlı yüzünü gösterdi. Ona nispet edercesine DAİŞ, Membiç ve Cerablus'taki PKK- PYD ile savaşını yeniden ülkemizin sınırlarının içine çekti. Suruç- Ankara çizgisinde yeni bir vahşet dalgası getirdi.
Bakmayın Batılı baÅŸkentlerin terörle mücadele edebiyatına bugün terör tehdidini en fazla yaÅŸayan demokrasi Türkiye'dir. Hem de "müttefiklerinin" sorumsuzca menfaat hesabı yaparak yalnız bırakması pahasına.
Böylesine ağır terör tehdidi, Irak ve Suriye iç savaşları ile Ortadoğu'nun bütün dengelerinin alt üst oluşunun bir yansıması.
Üçlü terör saldırısı (PKK- DAÄ°Åž- FETÖ) karşısında Türkiye demokrasisinin verdiÄŸi zorlu sınavı verebilecek kaç tane Avrupa demokrasisi çıkabilir bilmiyorum.
Biri etnik -seküler temelli terör, ikincisi aşırı Selefi vahşet ve üçüncüsü de ılımlı İslam görünümlü heretik darbeci terör. Birbirleriyle rekabet eden ve birbiriyle beslenen bu terör örgütleri ile mücadelede Türk milletinin gösterdiği kararlılık, dayanışma ve sabır destansıdır.
15 Temmuz sonrasındaki geçici kaostan istifade ile saldıran bu örgütlerin Suriye iç savaşı bitmedikçe fırsat kollayacakları malumumuz. Ancak bugün üçlü terör tehdidi ile mücadelede dört imkânımız var.
1- FETÖ'nün tasfiyesi ile güvenlik ve adalet baÅŸta devlet kurumlarının etkin iÅŸleyiÅŸi için reform, yeniden yapılanmaya gidilmesi. Generallerin yarısının darbeci çıkması ve 17 Aralık sürecinde 81 emniyet müdüründen 74'ünün bu gizli örgütten olduÄŸunun fark edilmesi iÅŸin vahametini gösteren örnekler. Virüsün saÄŸlıklı hücrelerin yerine geçtiÄŸi bir organizmanın tümüyle çökmemiÅŸ olması Türkiye'nin ÅŸansıdır.
2- Milletimizin Temmuz 2015'ten itibaren terörle mücadeleye verdiÄŸi moral destek ve darbe giriÅŸiminden sonra sergilediÄŸi vatanseverlik duygusu siyasetin elini güçlendirmekte. "Bu ülkenin Suriye ya da Mısır olmasını istemeyen" kahraman insanımızın vatanseverliÄŸi kurumlarda reform yapılması için gerekli meÅŸruiyeti ziyadesiyle saÄŸlamakta. 15 Temmuz'dan sonra üç terör örgütü de milletimizin gözünde özdeÅŸ ve birlikte lanetlenmekte. Türkiye'nin bütünlüğüne ve geleceÄŸine kast eden gayri milli, vatan düşmanı örgütler.
3- Siyasi partilerimizin tehdit algılarının ortaklaÅŸması da büyük bir imkân. Hem Türkiye karşıtı uluslararası kampanyaya karşı koymak için. Hem de Yeni Türkiye'nin inÅŸasına baÅŸlayabilmek için.
4- Rusya ve Ä°srail'le normalleÅŸmenin Suriye dosyasında yeni hamlelere açtığı alan terörle mücadeleyi kolaylaÅŸtırmakta. 
DAİŞ'in Kuzey Suriye'deki varlığı ortadan kaldırılırken Gaziantep saldırısı türü terör eylemlerini beklemek lazım. Ancak asıl zorlu dönem YPG'ye ilişkin olacak.
Türkiye YPG'yi sıkıştıran eylemlere yöneldikçe PKK'nın içeride DAİŞ'ten öğrendiği yeni vahşet türlerine yönelmesini öngörmeliyiz.
Yeni saldırıları etkisiz bırakmak için güvenlik boşluklarının hızla toparlanması gerekir. Asıl gücümüz milletin terörle mücadelede gösterdiği kararlılık.
Hükümeti DAİŞ ile özdeşleştiren "özsavunmacı" söylemler de 15 Temmuz gecesinde sergilenen vatanseverliğin önünde erimeye mahkûm.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.