Sosyal Medya

Makale

Nifak sahipleri nasıl görünür kılınabilir?

Ülkemizdeki dini yapılanmalar kendilerini sırat-ı müstakim üzere görürler. Tabii bu anlamda Fırka-i Naciye’de kendileridir(!) Bu nedenle ne olduklarından daha ziyade ne olmadıkları üzerinden propagandalarını sürdürürler. Bunlara taraftar olanlar da, kendilerinden saymadıkları kişileri dillerine dolar, ortaya kimin attığı belli olmayan her türlü iftira ve karalamaya âdeta balıklama dalarlar. Zira rakiplerinin kâfirliğini, münafıklığını veya hainliğini ispat edebilen yapılanmalar otomatikman sırat-ı müstakim üzere olma iddialarını sürdürürler.

 

Bakın, münafıklar, Allah’ı kandırmaya çalışıyorlar; hâlbuki Allah onların (kendi kendilerini) kandırmalarını sağlıyor. Namaza üşene üşene kalkarlar, halka gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az anarlar. (Nisa/ 142) ayetiyle ifşa edilen münafıkça eylemlerin görünür kılınması ancak gösterişten uzak müminlerin varlığıyla mümkündür. Yani birilerinin üşenerek namaz kıldığının fark edilebilmesi için sadakatle, samimiyetle ve cemaatle devam edilen bir namazın kılınıyor olması gerekir. Allah’ın ipine sarılan müminlerin devamlılığı üzerinden münafıkların ifşa edilmesi, iman ile nifakın birleşmez şekilde birbirinden ayırır. Zira hiç kimse kendine münafıklığı yakıştıramayacağı için bunların, kardeşçe ve adaletle paylaşımı öncelleyen müminler üzerinden görünür kılınması iman iddiasındakileri de nifaktan korur.

 

O münafıklar ki, oturup kaldıkları yerden savaşa katılan kardeşleri için, “Bize uyup kalsalardı öldürülmezlerdi” derler… (Âli İmran / 168)

 

O münafıklar sizin gözetleyip beklerler: Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) olursa derler ki: “Biz sizinle beraber değil miydik, bize de mal ve ganimetten verin.” (Nisa / 141)

 

Fakat Medine’de nifak sadece namaz eylemiyle görünen, cami dışında fark edilemeyen bir fitne değildir. Sonu ölüm olsa bile Müminlerin cihattan geri durmamaları, galip geldiklerinde aldıkları ganimetlerin adaletle paylaşımına rıza göstermeleri de nifak üzerine kurulu kalabalıkları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu suretle de müminler, beraberliklerini nifaktan arındırılmışlardır.

 

Münafıklık edenleri görmüyor musun ki, Kitap ehlinden inkâr eden kardeşlerine derler ki: “Andolsun, eğer siz (yurtlarınızdan) çıkarılacak olursanız, mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız ve size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa elbette size yardım ederiz.” Oysa Allah, şahitlik etmektedir ki onlar, gerçekten yalancıdırlar.(Haşr / 11) Bu, seküler düşünceli, menfaatlerini önceleyen ve hesap vermeye yanaşmayan münafık ekibin akıl hocaları, kitaplarını tahrif ederek dinlerini nifaka çeviren Yahudilerdir. Fakat tek dünyalı bu iki ekip, malum arazlarından dolayı tüm çabalarına rağmen Resulullah’a(sav) karşı cephe oluşturamamış ve gizlenmek zorunda kalmışlardır. Sonuna kadar Allah’a güvenen beraberlikler kurabilen sahabe(rah), menfaatlerinin peşine değil adaletli paylaşıma yöneldiklerinden daha dünyada iken nifaktan arınarak cennet sonlu bir hayat yaşamışlardır. Üstelik münafıklardan ve ehli kitaptan olup yaptıklarından pişman olup tövbe edenleri, nifaktan arındırılmış kardeşliklerine davet ede gelmişlerdir.

 

Ebû Hüreyre’den (rah) rivayet ettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini mümin zannetse bile Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”   (Buhârî, İman 24; Müslim, İman 109; Tirmizî, İman 14)

 

Bu Hadiste de ifade edilen nifakın fark edilebilmesi için iman iddiasında olanların, doğru sözlü olmaları, verdikleri sözlerin sonuna kadar arkasında durmaları ve kendilerine emanet edilenlere karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir. İşte ancak münafıklıktan böylesine sakınan fertlerin oluşturacağı beraberliklerde nifaktan eser yoktur.


Mescidi Dirar’ı yapanları, Uhud savaşı öncesi ayrılan 300 kişiyi ve liderlerini, hanımına iftira eden münafıkları bilen Resulllah(sav) neden bunları hain görüp cezalandırmaya gitmemiştir? Peygamberin ölümü sonrası çıkan kargaşada akan kanların nifakın kişilere has kılınıp onların öldürülmesiyle yok edileceği yanılgısı  neden olmamış mıdır? Birilerini hain ilan edilmesi güçlü tarafta yer alanları rahatlatır. Böylece nifak, küfür ve ihanet bunlardan beri duran müminlerin Salih amelleriyle değil, kalabalıkların çıkardığı gürültülerle ilan edilecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.