Sosyal Medya

Makale

Gücün kullanılması, tehlikelerini de beraberinde taşır

Pennsylvania Åžeyhi, geçenlerde, bir Amerikan tv. kanalına verdiÄŸi mülâkatta, ‘Tayyîb ErdoÄŸan güç zehirlenmesine uÄŸradı..’ diyordu. 

-GeçmiÅŸte bu satırların sahibine suizan beslediÄŸi için özür ve helallik dileyen- bir eski muhibbi, onun konuÅŸmasını dinledikten sonra Almanya’dan yazdığı notta şöyle diyordu:

‘Aynaya baksana ÅŸaÅŸkın, asıl güç zehirlenmesine uÄŸrayan kim?

Tayyîb’in iÅŸi siyaset.. Siyaset, iktidarı, gücü, toplumun yönetilmesi iÅŸini belli kurallar içinde ele geçirme mesleÄŸidir. Sen ki, yıllarca, ‘Bana Cebrail gelip siyasete gir, parti kur dese, yine kabul etmem!’ diyecek kadar güya siyasetten uzaktın, ama sonunda, hem de azgın ateist-laikler karşısında deÄŸil, müslüman bir kadroya karşı kıyasıya bir iktidar mücadelesine girdin. Halbuki, 28 Åžubat 1997’deki askerî zorbalık günlerinde biraz tehlike görünce, generallere mektub yazıp, ‘PaÅŸam, biz muhabbet fedaîleriyiz, bütün okullarımızı sizin ve M. EÄŸitim’in emrine vermeye hazırım..’ diyen sen deÄŸil miydin? Åžimdi hulüsinasyonlar içinde, gözlerini kör ettiÄŸin baÄŸlılarından bir kısmını da kendinle birlikte Cehenneme sürüklüyorsun..’

Evet, bir arkadaÅŸ, aynen böyle yazıyordu.  

***

Bu tesbiti aktardıktan sonra gelelim, diğer bazı noktalara..

15 Temmuz’daki büyük hıyanetten sonra uygulamaya konulması, kaçınılmaz olarak tabiî olan ‘OlaÄŸanüstü Hal’ (OHAL) kanunlarının, geçmiÅŸte olduÄŸu gibi geniiiÅŸ halk kitlelerini tedirgin eden bir fiilî sıkıyönetim uygulaması ortaya çıkarmıyacağı daha ÅŸimdiden tahmin edilebiliyor.

Çünkü, ‘OHAL’in bugünkü mânâya gelmediÄŸini en iyi GüneydoÄŸu’daki halkımız biliyor. Onlar OHAL denilen hal üzere yaklaşık ve kesintisiz çeyrek yüzyıl yaÅŸadılar. Ve insanlar evlerine istedikleri mikdarda un, ÅŸeker, pirinç veya meyva vs.yi bile götüremiyorlar ve fazla bulunanlar, -teröristlerin eline geçebileceÄŸi gerekçesiyle- jandarma tarafından alınıyordu.

***

Son büyük hıyanet hareketinden sonra yeniden ‘OHAL’ uygulamasına geçildiÄŸinde, geçmiÅŸteki acı uygulamaları hatırlayanlar tedirgin oldular tabiatiyle; ama, geçmiÅŸ uygulamalar halk kitlelerine ağır bedeller ödetir, tahammül edilmez yükler taşıtırken, bugünün  OHAL uygulamaları, sistemin kendi iç mekanizmalarını temizlemeye yönelik; hali hazır durum itibariyle..

***

Amma...

‘Toplu tasfiye hareketleri’nin kontroldışına çıkıp, mâsum ve ilgisiz kimseleri bile diÅŸlileri arasında ezebileceÄŸi ve bu yolla, bu uygulamadan cismanî ya da maddî olarak zarar görmeyen kitlelerin maÅŸerî vicdanındaki adâlet duygu ve ölçülerini yaralayacak boyutlara varacağı endiÅŸesi de yok deÄŸil..

Çünkü, kamu hizmetinden uzaklaştırılanların üç hafta içindeki sayısı 70 bine yaklaştı.

Elbette, devlet tarafından silahlandırılmış asker, polis, korucu vs. gibi, meslek gruplarına mensub olanların bu silahları kanunsuz olarak ve hele de silahsız kitlelere karşı uygulamaları halinde, onların derhal mesleklerinden atılmalarından bir rahatsızlık sözkonusu deÄŸil.. Ama, bu OHAL durumununu ve yetkilerini çarpıtarak içlerindeki tahakküm etme hazzını tatmin etmek için fırsat kollayan ya da birileri lekeleyerek kendi yolunu açmak isteyen veya intikam peÅŸindeki kimseler ve güç odakları yok mudur? O halde, silahlı unsurlar dışında, büyük çaplı ‘ tasfiye hareketleri’nin geniÅŸ kitleri tedirgin edebileceÄŸi unutulmamalıdır. Eskilerin deyimiyle, Hızlı gitme, belâya yetiÅŸirsin; yavaÅŸ gitme, belâ sana yetiÅŸir.’

***

Bu uygulamalar için son zamanlarda tekrar dillere yerleÅŸtirilen, ‘Vatan sözkonusu olunca, gerisi teferruattır..’ ÅŸeklindeki bir söz de baÅŸyardımcı.. Halbuki, o söz adına ne cinayetler iÅŸlendi. Her kesim, bu sözü kendi hedef ve niyetleri adına kullanabiliyor. Uygulamalar vatana sahib Ã§Ä±kmak adına deÄŸil, halkın derunundaki Hakk ve adâlet ölçülerine göre ve halkın, gönül huzuru içinde karşılayacağı ÅŸekilde olmalıdır.

Aksi halde, güç kullanımının da ağır darbeleri olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.