Sosyal Medya

Makale

Siyasetin yeni trendi Yenikapı ruhu!

Siyasetin trendlerini okuyamayan siyasetçi hızlı bir şekilde tarihin sayfaları arasında kaybolur.
Darbe giriÅŸimini bastıran Türkiye toplumu demokrasi nöbetlerinde yeni bir siyasi uzlaÅŸmanın temellerini attı.
Türkiye'nin refahını, güvenliÄŸini ve bütünlüğünü korumak için seferber olan sivil bir dalgaoluÅŸtu.
Güncel parti siyasetinin ötesine giden bir haleti ruhiye oluştu.
Vatan, devlet ve demokrasi kavramlarını ortak milli menfaat çerçevesinde gören kapsayıcı bir zihniyetin temelleri atıldı.
Bu sivil dalganın meydanlardaki son halkası bu yarın Yenikapı'daki "Demokrasi ve Åžehitler Mitingi" olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine AK Parti, MHP ve CHP genel başkanları da mitingde konuşmalar yapacak.
Batı kamuoyundaki "Türkiye karşıtlığına" en güzel cevabın siyasi partilerin darbe karşıtlığında birleÅŸmesi ve bunu ortak bir mitingle taçlandırması.
Kılıçdaroğlu'nun da ilk baştaki "Erdoğan'a yarayacak endişesini" yenmiş olması ayrıca sevindirici.
Malum CHP'den gelen ilk katılmama kararının gerekçesinde ErdoÄŸan'ın "dışarıda azalan ÅŸahsi itibarının muhalefet liderleri üzerinden bu yolla yükseltilmeye çalışıldığı kuÅŸkusu" dile getirilmiÅŸti. 
Bu kuÅŸkunun Batı basınının 15 Temmuz gecesinden itibaren kullandığı "bu iÅŸ otoriter ErdoÄŸan'a yarayacak" söylemi ile benzerliÄŸi rahatsız ediciydi.
Hatta benim zihnimde CHP'nin Türkiye toplumunun yeni trendinden ve dip dalgalarından kopuk bir yöne gittiÄŸi kaygısını doÄŸurmuÅŸtu.
Zira 15 Temmuz'a tepkiyle meydanlara çıkan demokrasi nöbetçileri üzerine yapılan çalışmalar CHP seçmenini de içine alan yeni bir siyasi algı haritasının oluştuğunu gösteriyor.
SETA ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi tarafından yapılan iki ayrı çalışmada da farklı ideolojik akımlara mensup insanların "vatan sevgisi" etrafında birleştiği görülüyor.
CHP tabanından katılımcıların da kemikleÅŸmiÅŸ ErdoÄŸan eleÅŸtirisini terk etmekte olduÄŸu ve hatta Türkiye'nin geleceÄŸi için cumhurbaÅŸkanına kısmen desteÄŸe dönüştüğü anlaşılıyor.
Özellikle kadın seçmenler nezdinde...
Demokrasi nöbetlerindeki insanların CumhurbaÅŸkanına güveni yüzde 95 seviyesinde. 
Kuşkusuz bunun sebebi darbe gecesinde milletimizi meydanlara çıkarmada kritik rolün Erdoğan'ın liderliğine irtibatlı olması.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
15 Temmuz sonrasında siyasetin kodları öylesine değişti ki; Erdoğan karşıtlığı siyasi partilere zarar verecek bir noktaya vardı.
İstikrar, güvenlik ve gelecek kavramları Erdoğan'ın liderliğiyle gittikçe özdeşleşmekte.
Muhalefet "Erdoğan olgusunu" hala siyasi bir malzeme olarak kullanmak istiyorsa yeni bir dil ve siyaset tarzı üretmek zorunda.
Bu dilin eleştirelliğini olumlu ve sahiplenici temalar üzerinden kurması elzem.
Erdoğan ötekileştirmesi denizi bitti artık ve ülkeye yabancı marjinal batıcılığın özelliği olarak formatlandı.
Aslında CHP bugünkü geniş uzlaşma ortamında iyi bir çıkış yapabilecek şansa sahip.
Batı basınında Erdoğan üzerinden yapılan Türkiye karşıtlığını zayıflatmakta CHP'li siyasetçilerin ciddi bir katkısı olabilir.
Daha önce muhalefetin AK Parti'ye karşı kullandığı argümanlar tüm Türkiye ile eşdeğer hale getirildi.
Ülke olarak kendi kendimizi bu ağır hava ile boğar hale geldik; ki 15 Temmuz bile uluslararası kampanyanın cenderesini kıramadı.
Batılı "dostların" Türkiye'deki demokrasiyi, laikliÄŸi deÄŸil somut çıkarlarını Ã¶ncelediÄŸi artık aÅŸikar hale geldi.
Böylesi bir ortamda demokrasi nöbetlerini "İslamcı diktatörün azgın kitlesi" olarak sunan yaklaşıma karşı çıkmak CHP'ye yeni bir siyasi alan yaratabilir.
"Muvafık muhalefet" olma korkusu Türkiye aleyhindeki gidiÅŸata "sessiz kalma" sorununa dönüşüyor.
Yenikapı ruhu bu ikilemden çıkmayı mecbur kılmakta.
Aksi takdirde siyasetin yeni trendi elden kaçabilir. Toplumun uzlaşma anlarını kaçırmak da siyasetçinin en büyük hatası olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.