Sosyal Medya

Makale

Son 90 yılımızdaki en hassas dargeçiti aşarken

Tarihimizin 1923’den bu yana ki en büyük dönüm noktalarından birisi olan 15 Temmuz’u anlamak hem kolay, hem de çetin bir iÅŸ.. 

Gen. Kur. eski BaÅŸk. Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un da 1 AÄŸustos akÅŸamı CNNTürk’te itiraf ettiÄŸi üzre beklenmeyen derecede yaygın bir örgütlenme sözkonusu..

- 7 yıl öncelerde, Ergenekon ve Balyoz dâvâlarının iddianâmelerinde, Ä°stanbul’daki Fatih camii ve benzerlerinin bombardıman edilmesi yönünde planlar yapıldığı yer alınırken, ‘Öyle ÅŸeyler olur mu yahu’ diyenler ÅŸimdi, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi, Millet Meclisi baÅŸta olmak üzere, nice en hassas merkez ve organların bombardıman edilmesi karşısında, ne diyorlar acaba? Olabilir miymiÅŸ böyle hıyanetler?

Bu uygulamaları yapanlar, kendi içinden çıktıkları halkın deÄŸerlerine düşman olmanın ötesinde, o deÄŸerlere derin nefret besleyen ve düşmanlara uÅŸaklık yapan mankurt zihniyetlilerdir.

***

Böyleyken.. Devamlı, ‘Asker elbisesi giymiÅŸ teröristler..’ suçlaması yapılıyor ve konu basitleÅŸiyor. Çünkü, sanki, birkaç terörist kiÅŸi, asker elbisesi giymiÅŸ ve darbeye de teÅŸebbüs etmiÅŸ gibi!.

Halbuki, öyle bir durum sözkonusu değil..

***

Nitekim, BaÅŸbakan Binali Yıldırım’ın 1 AÄŸustos günü verdiÄŸi rakamlara göre, 186 general tutuklanmış veya ordudan atılmıştır. 10 binden fazla asker kiÅŸi de tutuklu!

Savunma Bakanı’nın da aynı günkü açıklamasına göre 9’u general ve 320 kadar diÄŸer rütbeli subaylar da halen firarda..  

Åžu anda, Bütün generallerinin yüzde 65’inin içinde olduÄŸu bir orduda darbe teÅŸebbüsü, asker elbisesi giymiÅŸ teröristlerin iÅŸi diye geçiÅŸtirilebilir mi?

Tamam, ‘Ordu daha fazla yıpranmasın!’ ama, ordunun bünyesi büyük çapta felç olmuÅŸ âdeta..

Düşünülsün ki, askerî okullardaki öğrencilerin yüzde 95’i,, -çalınan suallerin kendi yandaÅŸlarına verilmesi yoluyla- F.Gülen’in halusinasyonlarının keramet olduÄŸuna inanır hale getirilmiÅŸ.. DehÅŸetli bir tablo..

***

Şimdi, bu cereyana, bu cemaate yıllarca engel olmayanlar suçsuz mu deniliyor.

Ä°lk planda sanki doÄŸru gibi gözüken bir soru.. Ama, bütün cemaat, dernek ve ideolojik grupların herbirisi de devlet içinde etkili olmak istemiyor mu? O halde, mevcud kanunların sınırlarınını aÅŸmadıkları müddetçe, kimse hakkında, ‘Ä°leride suç iÅŸlemesi mümkündür..’ zannıyla önceden, suç iÅŸlenmeden ceza verilmesi, paranoia’ya dayalı bir uygulama olmaz mı?

Kaldı ki, Tayyîb Bey de 30 Temmuz akÅŸamı A Haber’de, ‘Ben, 15-20, hattâ 4 sene öncesine kadar bu cemaatin iyi hizmetler yaptıklarını düşünüyordum.. Ama, aldanmışım. Allah bizi affetsin..’ diyordu.

Kaçınılmaz olarak, aldatmak veya aldanmak ÅŸÄ±kkı arasında kalındığında, aldatmaktansa aldanmayı tercih etmek, faziletli bir davranıştır. Ve asıl aldanış, aldandığını da görememektir.

- Meclis’te üçüncü parti durumunda olan HDP’nin nasıl bir terör ve hıyanet ÅŸebekesinin uzantısı olduÄŸunu kendileri de gizlemiyorlar. Buna raÄŸmen bu parti Meclis’de olduÄŸuna göre, Selahattin DemirtaÅŸ hâlâ, halkın askerî darbeye karşı direnmesini; PKK teröristlerinin halkı zorla hendek kazmaya mecbur ediÅŸleriyle bir tutan açıklamalar yapsa bile; CumhurbaÅŸkanı tarafından onun da diÄŸer parti liderleri gibi dâvet edilmesi gerekmez mi? Çünkü, âdeta halkımızın belli bir kesimi dışlanıyormuÅŸ gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. 

Durumun düzeltilmesi yolunda henüz de vakit geçmiş değildir.

***

‘Halk iradesi’ne ve halkın kendi seçtiklerine sahib çıkması adına, ülkenin her tarafında iki haftadır bir şölen havası içinde geçen gece nöbetleri sırasında, bazı etnik grupları tahrik eden  konuÅŸma ve marÅŸlar dile getirilse bile; sanatçı denilen ve genelde ahlâkî yapılarıyla pespâyeliÄŸin de ötesine geçmiÅŸ, çukurlaÅŸmış, mübtezel kimselerin Belediyeler tarafından proÄŸramlarda sahnelere çıkarılmasını anlamak zor... 

Belediyelerin, halkımızın bu hafifliklerden rahatsız olduğunu görmeleri ümidiyle...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.