Sosyal Medya

Makale

Devleti ele geçirmek

Tarihin garip bir cilvesi midir acaba?“Devlet kadrolarında dindar, dine saygılı, din ve dindar düşmanı olmayan insanlar bulunsun” saikiyle hareket eden bir motivasyonun gelip, dindar bir siyasi kadro, devleti yönetmeye baÅŸladığında onunla savaÅŸa tutuÅŸması... Millete, devlete ihanete dönüşmesi? 

Cumhuriyet, dini alanı denetim altına alan devrimler silsilesi ile geldi ve bu operasyonu yürüten kadroların, dine mesafeli insanlar olması tercih edildi.

Bundan dindar toplum kesimlerinin rahatsız olması ve bunun sonucu “toplumla problemli bir devlet manzarası”nın ortaya çıkması kaçınılmazdı.

Demirel devrim dönemlerindeki manzarayı “Millet devlete küstü” diye tanımlamıştı. Tek parti gerçeÄŸi, devletin toplumuna yabancılaÅŸtığı bir durumdu.

Çok partili hayata geçiÅŸ, devlet kadrolarının milletle barışma sürecinin baÅŸladığı süreç gibi okunabilir. Menderes’in ilk icraatının “Ezanın asli ifadelerine döndürülmesi” olması bu barışın sembolik ifadesidir. Menderes bu icraatıyla “devlet içindeki millet adamı” olarak tarihe geçti ama bunu canıyla ödedi.

Millet, devletin farklı kademelerinde, yargıda, emniyette, hastanede, eÄŸitimde vs... dindarlara -ki onlar halkın genel topluluÄŸunu oluÅŸturmaktaydı- güler yüzlü davranacak, en azından aÅŸağılamayacak adamlar aradı. Askeriye’de de en azından milletin seçtiklerine müdahale etmeyecek kadrolar olması önemliydi. Çünkü Asker darbe yapıyor ve ülkeyi hep “Devrim ÅŸartları”na döndürüyordu. Bu da, dini alanın yeniden yeniden baskılanmasıydı. “Dindar asker” bulma ümidi neredeyse yoktu da toplum “Demokrat asker” bulsa öpüp başına koyuyordu.

Menderes asıldı. Demirel “Ä°rticanın üç ayağından biri” diye suçlandı, Ã–zal “Takunyalı” idi, hep kerhen razı olundu bu siyasetçilere. Erbakan yüzde 22 oy alıp BaÅŸbakan olduÄŸunda “Devlet ÅŸeriatçılar tarafından ele geçirilmiÅŸ” muamelesi yapıldı. 28 Åžubat geldi, “Siyasette, ekonomide, eÄŸitimde, bürokraside Ä°slam’ı azaltma operasyonu”nu devreye soktu.  

Başörtülü milletvekilinden, başörtülü kamu görevlisinden geçtik, başörtülü öğrenci bile istenmiyordu. Ä°mam Hatip’li çocukların devletin savcısı, hakimi, doktoru, mühendisi olması büyük tehlike olarak addediliyordu.

Soru ÅŸu idi:

Millet millet olarak bütün maddi-manevi hüviyetiyle devlet bünyesinde yer alabilir miydi?

Bu hep gerilim konusu oldu.

Buna “ideolojik devlet” dedik. Ä°deolojinin özü Kemalizmdi.

“Kemalist kodlar”a uymadıkları düşünülen insanların devlette görev alabilmesi, “Devleti ele geçirme” olarak nitelendi. Hatırlayalım, HaÅŸim Kılıç, yıllarca Anayasa Mahkemesi’nde “Aykırı hücre” muamelesi gördü. KuÅŸkusuz Ã–zal’ın HaÅŸim Kılıç’ı AYM üyeliÄŸine getirmiÅŸ olması da, “Devletin yargıyı çarpık kullanıyor olması”na karşılık bir hamleydi.

Şunu söyleyebiliriz:

- Devlet ele geçirilecek bir yapı olmasın. Hiçbir toplum kesimi devletin gadrine uğrayacağından endişe etmesin.

Ama bu ne zaman ve nasıl gerçekleşir? Bunun cevabını vermek kolay değil.

Ne diyordu Huntington Türkiye’yi tanımlarken?

- Kimliği parçalanmış ülke ya da devlet.

Devletin hala stabil hale geldiğini söylemek mümkün değil.

Tarihin garip cilvesi, dedim. Devlette dindar bir kadro var ve “dini saik”le yola çıktığını iddia eden bir yapı ona karşı darbe giriÅŸiminde bulunuyor, bunun için de “devletin stratejik noktalarına soktuÄŸu kadrolar”ı harekete geçiriyor.

Bu, o yapının “devlette bulunma saiki”yle alakalı olamaz. Bir ekip, zaten devleti yönetmekte olan millete saygılı bir kadroyu tasfiye için yola çıkmışsa, bu baÅŸkalaşımdır. Bu, “Türkiye’de Ä°slam çok oldu”nun bir baÅŸka versiyonudur. Ben “Türkiye’de Ä°slam çok oldu”dan yola çıkan “28 Åžubat’ın hiçbir zaman “yerli” bir hareket olmadığı”nı yazarak geliyorum. Bu kalkışma, “Ä°slam OrtadoÄŸu’da da çok oldu” diye düşünen uluslararası odakların, Mısır’da, Suriye’de iÅŸledikleri cinayetin bir uzantısıdır.

O yapının baÄŸlıları kendilerine nerede nasıl rol verildiÄŸini anlayabilecek mi bilmiyorum. Ama bu rol asla ve asla “Müslümanca” bir rol deÄŸil. Dün “Alnı secdeye gelenler”e alan açanları vurmaya kalkanlar, “alnı secdeli insanlar” olabilirler mi?

Çıldırdınız mı siz?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.