Sosyal Medya

Makale

İşte Hep Bu Noktada Kaybediyoruz

                15 Temmuz gecesi ülke olarak büyük bir badire atlattık. Sinsi ve büyük bir tezgâh vardı. Eğer muvaffak olsalardı 30-40 yıl geriye giderdik; hazine tekrar talan edilecekti, binlerce masum insan işkence görecek ve ömürleri hapiste geçecekti. Tek kelimeyle Allah’ın lütfu ve keremiyle bu belayı defettik.

Darbenin olduğu ilk günlerde toplumda duygusal fırtınalar, bilgi kirliliği, hamasi nutuklar vs. bir yere kadar anlaşılabilir durumlardır.

Lakin olaya hain-kahraman gözlüğüyle bakılmasını, toptancılığı anlamak/kabullenmek mümkün değil.

Darbenin ilk gününden bugüne kadar TV’lere, gazetelere, sosyal paylaşımlara bakın; olayın aktörleri arasında normal kimse yok, özneler ya hain ya da kahraman.

Değerlendirmelerin abartılı olarak yapıldığı yerlerde sağlıklı sonuçlar almak pek kolay olmaz.

Böylesi büyük bir olayda mutlaka takdir edilecek kişiler olacağı gibi tenkit ve aşağılanacak işler yapanlar da vardır. Herkesin hakkını verelim ama olayı mitleştirmek/destanlaştırmak sadece kendimize afyon vermek olacaktır.

Popülizmin ve hamasetin tavan yaptığı bu ortamda ancak duygusallıktan arınmış bir akıl ile fotoğrafın geneline bakarak sağlıklı değerlendirme mümkündür.

İsterseniz fotoğrafın geneline bir bakalım:

Darbecilerle darbe karşıtları ayrıştı mı?

İnsanların kalbini bilemeyiz elbette ama şundan eminim ki darbe başarılı olsaydı bugün darbe karşıtı gözüken birçok sivil, asker ve bürokrat, darbenin safında içten bir duruş sergiliyor olacaktı.

Darbeyi sadece Gülenciler mi yaptı?

Darbenin merkezinde Gülencilerin olduğu şüphesiz ama yetkililerin ve medyanın darbeye kalkışanların tamamını Gülenci diye lanse etmesi bence yanlış ve eksik bir iddia. Gülen camiasından olmayan, laik ve ulusalcı zihniyette ciddi bir kitle de darbeye dâhil oldu.

Darbenin tek faili Gülen mi?

Perdenin önünde onlar var. Lakin şunu biliyoruz ki her şeyiyle NATO ve ABD’ye bağlı bir orduda, ABD’den onay almayan hiçbir darbenin başarılı olması çok zordur.

Şimdiye kadar geçen sürede ABD, NATO, İngiltere ve AB’nin darbeciden ziyade darbe karşıtlarını eleştiren yaklaşımları en azından darbecilerin başarılı olmalarını istediklerini gösteriyor.

İncirlik’in darbedeki rolü, son bir iki ayda darbeci komutanlarla ABD’li yetkililer arasındaki görüşme trafiği, darbecilerin tamamında çıkan şifreli 1 dolarlıklar vs. bakınca bu işin perde arkasında baş aktör olarak ABD ve İngiltere’nin olduğuna inanıyorum.

İsrail’in hiç ismi geçmiyor ama nasıl ki kambersiz düğün olmaz, Ortadoğu’da da MOSSAD’sız bir darbe düşünemiyorum. 

Darbeyi sadece Gülen camiasına indirgerseniz yanılırsınız. Kanaatimce Gülen sadece bir kukladır. Kuklayı vursanız bile kuklacı yarın başka bir kukla bulup kaldığı yerden devam edecektir.

Türkiye’de darbeler dönemi bitti mi?

Yedek Subaylık eğitimi almış biri olarak mevcut askeri eğitim ve mantaliteyle darbelerin biteceğine inanmıyorum.

Eskisi kadar olmasa bile asker, hala kendini her alanda söz ve hak sahibi görüyor. Askeri okullardaki ideolojik Laiklik ve Atatürkçülük eğitiminden dolayı Laik ve Atatürkçü olmayan her siyasi iktidar düşman olarak algılanıyor.

Askeri eğitimlerde öğretilen “Olaylardan vazife çıkarmak” gibi bir olgu var ki bunu içselleştirmiş her asker kendini ülkedeki tüm olay ve gelişmelerden sorumlu hissediyor.

Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması, müfredatının ideolojik söylemden reel askeri ve mesleki müfredata indirgenmesi şarttır.

Darbeden gerekli dersleri çıkardık mı?

Halk olarak sivil itaatsizliğin nasıl büyük bir güç olduğunu bu darbe sayesinde öğrendik ve ders çıkardık.

Asıl ders çıkarması gereken sivil iktidardır. Kendileri bundan gerekli dersleri çıkardılar mı bilinmez;bu ancak zamanla belli olacaktır.

Şahsen Ak Parti iktidarına birkaç şey hatırlatmak isterim:

1-      Şayet darbe başarılı olsaydı muhtemelen Ak Parti Hükümeti ve parti mensuplarının bir kısmı suikasta uğramış, bir kısmı uydurma suçlarla idam edilmek üzere sıra bekliyor, bir kısmı ise işten atılmış ve mal varlıklarına el konulmuş olacaktı. Allah kendilerine ve bu ülkeye lütufta bulundu, bu musibeti akamete uğrattı.

Bundan sonrasını, Allah’ın kendilerine verdiği ikinci bir hayat olarak görmelerini; Allah’ı unutmadan O’nun rızası doğrultusunda adım atmalarını bekliyorum.

2-      Sokaktaki tüm insanları kendi kitleleri görüp de kibre kapılmasınlar. Ak Partiyi seven ve Erdoğan istediği için sokağa çıkan insanlar olduğu gibi Ak Partili olmayan çok sayıda insan da darbeye karşı sokaklardaydı.

3-      Son birkaç yıldır Ak Parti yönetimi ile seçmeni arasındaki mesafe gün geçtikçe artıyordu. Bugün Ak Partiye destek vermiş %52’ye kanmasınlar. Eğer terör ve darbe tehlikesi olmazsa bu sayıyı bulamayacaklarını bilsinler.

Silkinme ve aslına dönme vaktidir; halkı ve ülkeyi umursamayan, heybeyi doldurma telaşında olanlarla yolları ayırma vakti geldi geçiyor.

Halkla, eskisinden daha samimi ve daha güçlü şekilde kucaklaşmak için bu darbe girişimi bir fırsattır.

4-      Darbenin sebebi özelde Erdoğan’dır ama genelde, büyüyen ve her geçen gün bağımsızlaşan Türkiye’dir. Türkiye prangalarını kırmak üzeredir, Batının ve zorbaların bunca telaşı ve paniği bu yüzdendir. Bu yüzden kişisel iktidar hesapların bir kenara konup yeni büyük Türkiye için mücadele edilmelidir.

5-      Darbenin müteahhidi ABD ve dostlarıdır, taşeronu ise F. Gülendir. Darbede aktif ve bilinçli yer almış tüm Gülencilere gereken en ağır ceza verilsin. Ama bilinçli ve aktif yer almamış sempatizanlarapişman olma fırsatı verilmeli.

Sadece yakın çevremde Gülenci olmadığına emin olduğum 3-4 kişi bugün Gülenci diye soruşturma geçiriyor.

Bir şekilde Gülencilerle irtibatlı olup ama bu darbeyi tasvip etmeyen birçok insan durumlarını sorguluyor.

Pişman olacaklara fırsat verilirse Gülen camiası çözülüp yok olur aksi durumda yaş ve kuru bir arada yakılmaya çalışılırsa, ayrılacak insanları Gülen’in yanında durmaya mahkûm edersiniz.

 

                Sonuç:

                Türkiye sadece Anadolu Müslümanlarının değil, tüm İslam coğrafyalarının son kalesidir.

Piyon F. Gülen olsa da darbenin planlayıcıları ve azmettiricileri Vahşi Batıdır. Gülenle planladıkları darbe başarıya ulaşmadı. Bundan sonra başka piyonlarla darbe ve benzeri girişimlerde bulunmaları kuvvetle muhtemeldir. Hem halk hem de siyasi irade olarak uyanık ve teyakkuzda olmak zorundayız.

IŞİD, PYD, PKK, FETÖ…; saldırılar bu kadar sıklaşmışsa Türkiye prangalarını kırmak üzere demektir.

Bize düşen Allah’a yönelmek, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak, sabretmek ve gayret etmektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.