Sosyal Medya

Makale

Amerika bu iÅŸin neresinde?

Bir yerinde olduÄŸu kesin. Ama hangi boyutta ve neresinde, sorusunun cevabı çok net deÄŸil. Ä°ÅŸ, belki de Hükümet - Devlet cenahında Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun üç kere tekrar ettiÄŸi ÅŸekilde “Bu darbenin arkasında ABD vardır” cümlesi kadar nettir. Kimbilir? 

Bir kere ABD’nin dosyasında Mursi’yi deviren Sisi’yi desteklemek gibi bir ÅŸaibe var. Ãœstelik o desteÄŸe “Demokrasinin geleceÄŸini korumak” gibi bir gerekçe eklemiÅŸler.

Bu mantığa dikkat etmek lazım.

Bir ara bizde de “Åžeriat mı darbe mi?” tartışmaları yaÅŸandı ve bazı çevreler tarafından “Åžeriatın geleceÄŸi kesinse darbe meÅŸrudur” dendi, hatırlanacaktır.

Bir ara bizde de Refah Partisi ile ilgili olarak “Ä°ktidara geldiÄŸinde demokrasiye son verecek olan bir siyasi parti demokrasinin nimetlerinden yararlanmalı mı?” konusu tartışıldı, hatırlanacaktır. Refah Partisi’nin kapatılma gerekçeleri arasında bu mantık da bulunuyor.

Ve bir ara bizde, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın “Demokrasi ve ray” metaforu epey spekülasyona yol açtı, hatırlanacaktır.

Fethullah Gülen Amerika’da. Ve Amerika, Türkiye’nin “iade veya deport” talepleri karşısında ayak sürüyor. Neden?

Åžu son darbe giriÅŸiminin Gülen hareketinin TSK bünyesindeki yapılanması ile baÄŸlantılı olduÄŸu gün gibi aÅŸikar.  

Böyle bir giriÅŸimin geliÅŸmesinden Amerika’nın haberdar olmaması ise ihtimal dışı.

ABD medyası, daha ÅŸimdiden darbe giriÅŸiminin kendisi ile deÄŸil, Tayyip ErdoÄŸan’ın giriÅŸim sonrası yapacağı icraatı sorgulamakla ilgileniyor.  

İlginç olan, benzeri bir sorgulama tavrının AB çevrelerinde de mevcut olması.

“Darbe kınamaları” daha çok zevahiri kurtarma algısı oluÅŸturuyor.

AB’nin GeniÅŸleme müzakerelerinden sorumlu komiseri Johannes Hahn’ın “Tasfiye listeleri önceden hazır mıydı?” sorgulaması, AB çevrelerinde barınan rezerve iÅŸaret ediyor. DışiÅŸleri Bakanı Ã‡avuÅŸoÄŸlu’nun Hahn’a verdiÄŸi cevap, oralardaki rezervi izale etmiÅŸ midir, kuÅŸkuluyum.

ABD veya Avrupa medyası, Türkiye’de oluÅŸan darbe karşıtı coÅŸkuya Fransız. Oralarda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a yönelik sorgulama öne çıkacak gibi görünüyor. Bundan sonra Batılı liderlerin ve medyanın Türkiye deÄŸerlendirmelerinde darbecilere yönelik uygulamaların “hukuk içinde kalması” ÅŸerhlerinin ağırlıklı olarak bulunacağı tahmin edilebilir.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, uluslararası medya ile önceki gün CNN International’a verdiÄŸi mülakata benzer mülakatları sürdüreceÄŸini söyledi. Bu önemli.

Aslında hem ABD ile hem AB ile iliÅŸkilerde sorunlu bir sürecin içinde yürüyoruz. Ä°slam coÄŸrafyasındaki geliÅŸmeleri aynı okumuyoruz, gelecek inÅŸasında da ciddi farklılıklarımız bulunuyor. Onun için “Dostluk - Müttefiklik” iliÅŸkisini sorgulayarak geliyoruz. Hatta ABD’nin, Türkiye’nin mücadele ettiÄŸi bir terör örgütünün Suriye uzantısına destek vermesi gibi bir büyük problem yaşıyoruz. ABD’nin ve AB’nin, bir darbe giriÅŸimine karşı çok daha net olması beklenirdi. Ama tavır ikircikli. Hep diyoruz: Fransa’daki teröre karşı alınan tavır Türkiye’deki teröre karşı da ortaya konmalı. Bu, gözlemleyegeldiÄŸimiz duyarsızlığa karşı tepki.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Obama’ya seslenerek özetle diyor ki: “Åžimdiye kadar ellerinde silah yok, diyordunuz. Ä°ÅŸte silahları da var ve suçüstü yakalandılar. O yapının başını neden iade etmiyorsunuz? Yarın biz de sizin terörist diye tanımladığınız birisini iade etmezsek ne diyeceksiniz?”

Bunların tamamı makul değerlendirmeler.

Ama müttefiklerimizde karşılık üretmekte zorlanıyoruz.

Nolacak?

Önümüzdeki süreç, özellikle ABD ve AB ile ilişkilerin hassaslaşacağı bir süreç olacak gibi görünüyor.

Çünkü bizde “Gülen ve FETÖ” gündemi olacak ve baÄŸlantılı olarak “ABD Gülen’i ne yapacak?” sorusu sorulacak.

Ä°liÅŸkiler gerilecek.

Uluslararası boyutta algı yönetimine ihtiyaç olduğu kesin. O bile, bazı odakların hesaplı tavırlarını değiştirir mi kuşkuluyum. Türkiye ve İslam dünyası olarak zorlu bir berzahtan geçmeye çalıştığımız muhakkak. Rabbim yardımcımız olsun.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.