Sosyal Medya

Makale

Kendi insanına değer vermek nasıl bir şeydir ve nerede bulunur

Kendi insanını tanı.

Kimdir kendi insanın, hiç düşündün mü

Hemşerin mi, köylün ya da ahbabın mı Hiçbiri değil.

Fikrini benimseyen, idealizmini dillendiren, rüyanı gören ve hayallerini kurandır o.

Åžayet ‘ben’, ‘sen’ yokuz, ‘biz’ varız diyorsak bu “biz” aynı rüyayı birlikte görmekle ilgili bir maÅŸeri ruhun eseridir.

Dur, hemen itiraz etmekte acele etme, kendini tanımadan ‘kendi insanını’ tanımak kolay deÄŸil.

Ben hiçbir cümleyi cümle olsun diye kurmam, bu konuda gayet yaptığım işin farkındayım. Çünkü cümle bizi bir sofra etrafında buluşturan şeydir.

Harf idik, hiç yoktan kelimeler olduk, bir ipe dizilir gibi dizildik sözcüklerin peşinde, cümlemiz bir araya geldi.

İşte böyle cümle olduk.

Cem olmadan cümle olamazsınız.

Bir araya gelmenin anlam kazanmış halidir cümle.

Kendi insanımız bizim şarkımızı biz olmadığımız zaman da söyleyendir.

Kendimize yeterince vakit ayırıp değer vermediğimiz için olsa gerektir, kendi insanımıza da hiç kıymet vermiyoruz.

Kurduğumuz cümlenin kelimelerini döke saça kullanıyoruz.

Bu yüzden bir anlam bütünlüğümüz yok.

Bu yüzden bağlamından kopuk bir hayatın eşiğinde sürünüp duruyoruz.

Boşuna rol kesiyor ve olmadık pozisyonlar oluşturuyoruz.

Herkesin tapulu malı, elde ettikleri; herkesin aşkı ve sevdalısı menfaatine en uygun olan neyse o.

Kendi insanımız, insan olmakla “kendi” olmak arasında bir yerde “sen önemlisin” icazetnamesini almak için bekleyip duruyor.

Hele bir aramaya çık kendi insanını, bakalım bıraktığın yerde bulabilecek misin onu. Camileri, türbeleri, kütüphaneleri, üniversiteleri, STK’ları, miting meydanlarını, iftar çadırlarını, televizyon kanallarını dolaÅŸ, acaba izini bulabilecek misin

Kendi insanımızın önce gölgesi sonra gövdesi kayboldu.

Bizden bildiklerimizin ‘biz’i kalmadı ki izi kalsın.

Kim ki senin insanlık idealini bir ömür sırtında taşır o ‘senin kendi insanın’dır.

Bir yerden sonra göremez oluruz kendi insanımızı, kendimiz buna perde olur, duvar olur.

Ah kendimiz, ne kadar da çok yer kaplar insanımızla vicdanımız arasında.

Onun için kendi insanımızdan yol arkadaşı olmaz.

Onun için kendi insanımızdan kahraman ve civanmert çıkmaz.

Bir insan kendi dünyamıza ne denli yakınsa bir anda kelimesizleşir ve çıplaklaşır.

Çığlığı da, haykırışı da, fısıltıyı da dışarıda ararız.

Mottomuz gayet yalındır ve bellidir: ‘BaÅŸkaları iyidir’

Çünkü başkaları bize hiç sürünmeyendir.

Kendi insanımız gözlerimizle erittiğimiz bir mumdur artık.

Bakışımızla söndürdüğümüz ışık.

Hattından sıyrılmış bir kağıt parçasıdır.

Bu yüzden gidip de gelmeyendir kendi insanımız.

Ne varsa dışarıda vardır.

İçerisi havasız ve dardır.

Adam boş bir salona defalarca aynı tonda aynı cümleyi kurdu: Kendi insanımızın hiç ama hiç kıymetini bilmiyoruz.

Sandalyelerden biri çaresiz cevap verdi oturduğu yerden: Kendi düşen ağlamaz.

Adam’ kendi kendine’ söylendi, adam çoktu, lakin insanlıktan eser yoktu!

Kendi insanımız bir türlü geri gelmeyen kendi insanlığımızdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.