Makale
Teşekkürler Sayın Mehmet Görmez
Ramazan’da televizyon kanallarının iftar ve sahur programlarında ÅŸunu gördük: Millet fazla dini yüklenme ve ağır dozda dini telkinden dolayı bir an önce Ramazan sathı mailinden uzaklaÅŸmak istedi. Nasıl uzaklaÅŸmak istemesin ki Her kanalda farklı vurgu, farklı yaklaşım ve farklı tonlamalar halkın kafasını fena halde karıştırdı. Ä°ki arada bir derede kalan insanlar çareyi bir an önce bu atmosferden kurtulmakta buldular. Bir kanalda hurafe kabul edilen uygulama diÄŸer bir kanalda pekâlâ salih amel olarak deÄŸerlendirilebiliyordu. Tek kelimeyle söyleyecek olursak, bu sene yine piyasa yapmış popüler din anlatıcılarından gına geldi. Bu kadar dinsel yüklenmeye karşın toplumun ahlaki seviyesinde hissedilebilir tarzda bir geliÅŸme olsa hani bir ÅŸey demeyeceÄŸim. TedhiÅŸ olayları baÅŸta olmak üzere, ahlaki düşüklük ve söz yaralamaları diÄŸer ayları aratmayacak derecede olunca insan sükûtu hayale uÄŸruyor. Sahih Ä°slam’ın deÄŸil, folk Ä°slam’ın idealize edildiÄŸi koskoca bir ay yaÅŸadık yine. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Sayın Mehmet Görmez’in yerli yerinde nazik ikazları da olmasaydı hayal kırıklıklarıyla sonlandıracaktık on bir ayın sultanını. Sayın Mehmet Görmez Ramazan’ın son günleri bir gazeteye verdiÄŸi mülakatta ifratla tefrit arasında mekik dokuyan televizyon vaizlerine örnek alabilecekleri bir yaklaşım göstererek sakal-ı ÅŸerif ziyaretlerine dair ÅŸu cümleyi kurdu: “Hz. Peygamber bugün yaÅŸasaydı, bunu yasaklardı. Ancak bazı Müslüman kardeÅŸlerimizin sadece sevgi eseri olarak ziyaret edip gözyaşı dökmesine de saygı duyulmalıdır.” Ä°nsaftan vareste olmayan, ama tefrik melekesi yüksek böylesine yaklaşımları için Prof. Dr. Mehmet Görmez’e teÅŸekkür ve takdirlerimizi sunuyoruz.
BAYRAMDA Ä°KRAM EDÄ°LECEK KÄ°TAPLAR
Bugün bayram. Her ne kadar İslam dünyası ve millet olarak üst üstte yaşadığımız acılar yüreğimizdeki tesirini sürdürüyorsa da bayramın ortak kıvancını yaşamak da hakkımız sayılır. Ramazan Bayramı hiç şüphesiz yeme içme kanallarımızın yeniden açılma süruru falan değildir. Eğer bir meserret ve sevinç yaşıyorsak bu eski alışkanlıklarımıza yeniden kavuşacağımız için değil, sınanan insanlığımıza şahit olabilmenin mutluluğudur. Şekerle ilişkisi de şükürle olan ilişkisinden dolayıdır bu yüzden. Sarp yokuşu aşabilecek gücü bu ayda kendisinde gören müminlerin yaşadıkları manevi özgüvendir bayramlar. Komşu ve akraba ile kucaklaşmak, ramazan coşkusunu içerisinde büyütmüş inancın kardeş kıldığı kimselerle halleşmek az bir şey olmasa gerek. Sadece bu özelliği ile bile bayramlar modern hayat dizgesine bir tür başkaldırıdır. Bayram ziyaretine gidecek olanlar yanlarında her zaman şeker, çikolata, lokum gibi mutat tatlandırıcılar getirmek yerine iyi ambalajlanmış bir kitap hediye edebilirler. Kafa konforunu bozsa da kitapların uzun vadede hayatı tatlandırıcılık etkisi çikolata ve şekerlemelerden daha fazla ve daha kalıcıdır. Öyle ise tavsiye sadedinden, akide şekeri kıvamında bazı kitapları dikkatlerinize sunmuş olalım:
* Elsiz Eldiven-Mustafa Ruhi Şirin-İz Yayın.-(Şiir)
* Ve Sonra- Nurettin Durman-İz Yayıncılık- (Şiir)
* Adına Hazırım-Mehmet Solak-Hece Yayınları- (Şiir)
* Uslu Yara- Fatma Akdağ-Şule Yayınları- (Öykü)
* Pasaportsuz Türk- Aziz Mahmut Öncel-Ebabil Yayınları-(Şiir)
* Düşerken Öğrendiğimiz Yasalar-Musab Kırca-Ebabil Yayın.-(Şiir)
* Paslı Çiçek-İrfan Dağ-Ebabil Yayın.- (Şiir)
* Ve de ki- Serkan Işın-Ebabil Yayın.-(Şiir)
* Hangi Anahtar--Mustafa Melih Erdoğan-Ebabil yayın.- (Şiir)
* Alnımda Kanat İzleri-Yusuf Koşal-Şule Yayınları (Şiir)
* Eğer Bensem-Sümeyra Yaman- Şule Yayınları- (Şiir)
* Kırık Zamanlar-Selvigül Kandoğmuş Şahin- Okur Kitaplığı-(Öykü)
* Kuğu Boynu-Ayşegül Genç-İz Yayıncılık- (Öykü)
* Kızım Olsan Bilirdin- Cihan Aktaş-İz Yayıncılık- (Öykü)
Henüz yorum yapılmamış.