Sosyal Medya

Makale

AK Parti sorun çözmeme döneminde

ErdoÄŸan’ın 2016 itibarıyla kesinleÅŸen siyaset tercihi, bugün AK Partiye tamamen hakim. Basitçe söylersek sorunların çözülmemesi sayesinde parti içinde ve siyaset üzerinde hegemonya kurmayı hedefleyen bir strateji bu…

Åžu an için bu stratejinin iki belirgin ayağı var. Biri Kürt meselesinde çözümsüzlüğü ‘normalleÅŸtirmek’ üzere, sivil siyaset kanallarını bloke ederek çatışmayı doÄŸal ve kalıcı kılmak... DiÄŸeri ise AB ile iliÅŸkilerde çözümsüzlüğü normalleÅŸtirmek üzere, iÅŸbirliÄŸini olanaksız kılabilecek bir tutum ve üslubu zorlamak. Bu iki ayak birbirine baÄŸlı… AB ile göçmen ve vize konusu konuÅŸuluyor gibi gözükse de mesele terör tanımında, yani Kürt meselesinde tıkanıyor. Hükümet terörle mücadele adı altında yürüttüğü askeri yol haritasından herhangi bir uzaklaÅŸmayı beka tehdidi olarak sunuyor. Tehdit algısı üzerinden de, hem örneÄŸin bazı gazeteci ve akademisyenlere yönelik hak ihlalleri sıradanlaşıyor, hem de Suriye’de kaçan fırsatın hesabı tutulmuyor.

***

PKK ile AB’nin bütünleÅŸtiÄŸi bir ‘düşman’ hattı ürettiÄŸinizde, kendinizi yeniden bir KurtuluÅŸ Savaşı’nın içinde resmedebilir, sizi serinkanlılığa davet eden herkese de hain muamelesi yapabilirsiniz. Ama sorun ÅŸu ki bu strateji size baÅŸarı getirmez… Bunu ErdoÄŸan da gayet iyi biliyor. HDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırarak onları Meclis’ten atma giriÅŸiminin size ne Kürt oyu getireceÄŸi, ne terörü bitireceÄŸi, ne de herhangi bir barış süreci yaratacağı aÅŸikar. Åžu an itibarıyla 152 milletvekili hakkında 799 dosya olduÄŸu söyleniyor. Ancak herkes meselenin HDP’liler olduÄŸunun ve bu partiyi siyasetten ‘düşürme’ amacı güdüldüğünün farkında. Tabii HDP’lilerin de bundan ÅŸikayeti olmayacak. Ä°fadeye gitmeyecekler, aynı savunmayı tekrarlayacaklar ve olayı olabildiÄŸince daha da siyasallaÅŸtıracaklar. Böylece konu yurt dışına taşınacak, AB’nin tepkisiz durma ihtimali kalmayacak.

***

Ve tabi hükümet de bundan gayet memnun olacak! Çünkü zaten istenen AB ile iplerin gerilmesi, ideolojik bir ayrışmanın yaÅŸanması ve Batı’nın olabildiÄŸince ‘bölücü’ ve ‘fitneci’ gözükmesi için ilave malzeme üretilmesi. Bu arada yurt içinde saÄŸduyu çaÄŸrısı yapanların da arada ezilip gitmeleri, toplumun akıl dışı bir seferberlik hezeyanına sürüklenmesi hiç ÅŸaşırtıcı olmaz.

Hem böylece hükümetin yalan söyleme ihtiyacı da biter… Terörle Mücadele Kanunu’nda deÄŸiÅŸiklik yapılmasının sanki AB tarafından sonradan ve kasten çıkarılmış bir koÅŸul olduÄŸunu savunmak durumunda kalınmaz. Çünkü herkesin bildiÄŸi üzere söz konusu koÅŸul hep bahsedilen 72 maddeden biri ve anlaÅŸmanın altında ErdoÄŸan’ın imzası var. Ama BaÅŸbakan Yıldırım terör tanımıyla ilgili herhangi bir deÄŸiÅŸikliÄŸin Türkiye’nin toprak kaybetmesi anlamına geleceÄŸini öne sürecek kadar ‘özgüvenli’ konuÅŸuyor. ErdoÄŸan ise Avrupa’nın ‘çirkin yüzü’ ibaresini kullanmakla kalmayıp, kendisinden üçüncü ÅŸahıs ÅŸeklinde söz ederek AB’nin “ErdoÄŸan’dan nasıl kurtuluruz” arayışında olduÄŸunu öne sürüyor.

***

EÄŸer AK Parti siyasetçilerinin bu iddiaları doÄŸruysa bizim zaten hemen AB üyeliÄŸi müracaatımızı geri çekmemiz ve Avrupa’nın beÅŸinci kolu olduÄŸunu ‘deÄŸerlendirdiÄŸimiz’ PKK ve her türlü destekçisi ile topyekün savaÅŸa girmemiz lazım. Terör yasası bu ÅŸekilde kaldıkça, PKK destekçiliÄŸinin belki de hükümeti eleÅŸtiren herkese kadar ulaÅŸma ihtimaline de hazır olunması gerekir…

Ne var ki toplumun ekseriyeti bu mizansende bir gariplik olduÄŸunu seziyor, gerçeklikten ziyade stratejinin peÅŸinden sürüklenildiÄŸini görüyor. Çünkü bunca yıldan sonra AK Parti sorun çözerek deÄŸil, çözümsüzlük üreterek iktidar tahkimatı yapmaya çalışıyor... Hem de Türkiye’ye zarar verme pahasına…   

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.