Sosyal Medya

Makale

Şu soruların cevabı çok önemli

Birkaç soru soracağım. Bunların cevabının niteliÄŸi bence çok önemli: - Acaba DoÄŸu - GüneydoÄŸu’da yaÅŸayanlar, Kürt halkı, Cizre, Sur, Silopi, Nusaybin, Lice, Yüksekova’da terörle mücadele çerçevesinde harabeye dönen yerleÅŸim yerlerinin sorumluluÄŸunu kime yüklüyor?

-  Acaba Kürt halkı, terörle mücadelenin mehter marÅŸları ile baÅŸlamasını, bittiÄŸinde tekbirler arasında komando yemini yapılmasını, terörden temizlendikten sonra harabeye dönmüş binaların üzerine Türk Bayrağı asılmasını nasıl deÄŸerlendiriyor?

- Halkın özyönetim ilanına, sokaklarda hendek kazılmasına ve barikat yapılmasına, oralara silahlı militanların yerleÅŸmesine destek vermediÄŸini anlayabiliyoruz. Ancak bölgede, silahlı yığınağın boyutları sebebiyle bugüne kadar benzeri görülmeyen bir “terörle mücadele” ÅŸekli sergilendiÄŸi, bu sebeple insanların evlerini terk ettiÄŸi, geri döndüğünde de ev yerine bir harabe ile karşılaÅŸtığı durum söz konusu. Acaba halk, bu sonucu da terör örgütünün vebali olarak görüp “Lanet olsun” diyor mu, yoksa devleti de sorumlu tutuyor mu?

-”Türk kamuoyu” mu demem lazım “Batı bölgelerimiz” mi, bilmiyorum ama ülkemizin, insanlarımızın bir bölümünde bütün bunlardan “Terör örgütü”nün sorumlu tutulduÄŸu söylenebilir. Ama acaba “DoÄŸu - GüneydoÄŸu”da, ya da söylemek doÄŸru ise “Kürt kamuoyu”nda, örgütle devlet arasında sorumluluk nasıl paylaÅŸtırılıyor?

- Terör örgütü ile kök-uzantı alakası bulunan siyasi yapının, içerde - dışarda, deprem sonrası görüntülerden devleti sorumlu tutan bir propaganda yürüttüğü biliniyor. Bunun dışarda alıcıları var, hem sanıyorum, bizim resmi söylemimizden daha çok alıcıları var. Acaba içerde 7 Haziran’da ulaÅŸtığı oy zemininin ne kadarı bundan etkileniyor? Bu etki azaldı mı, ne kadar azaldı?

Ak Parti iktidara gelesiye kadar devletin terörle mücadelesinde yaÅŸadığı zorluk, ülkenin DoÄŸusuna - Batısına aynı anda mesaj verebilmekte toplanıyordu. DaÄŸlara “Ne mutlu Türküm diyene” yazılıyordu, bu, bölge insanında “Devlet tahakkümü”nün göstergesi gibi algılanıyordu. Diyarbakır Cezaevi’nde insanlara günde 50 kere Ä°stiklal Marşı okutuluyordu, bu da karşıt bir istiklal aÅŸkını 
körüklüyordu.

Ak Parti liderliÄŸinin, özellikle Tayyip ErdoÄŸan’ın farkı, ülkenin doÄŸusuna - batısına aynı söylemle hitap edebilmesinde ve Türklerde - Kürtlerde benzer karşılığı oluÅŸturabilmesinde ortaya çıkmıştı. Oradan da çözüm süreci, milli birlik ve kardeÅŸlik projesi vs gibi süreçlerle terörün yaÅŸattığı kan kaybından kurtulma imkanına gelinmiÅŸti.

Diyelim bize bir “Ãœst akıl operasyonu” uygulandı, terör örgütü ve siyasi uzantısı bu oyunun aktörlüğüne soyundu, yerleÅŸim yerleri -Devlet nasıl göremediyse- bir iç savaÅŸ projesine göre silah ve bombalarla tahkim edildi ve bir yıldan bu yana yaÅŸananlar yaÅŸandı. 500’ü aÅŸkın ÅŸehit, 10 bin civarında örgüt zayiatı. Türkiye bu operasyona boyun eÄŸmez, bu belayı savuÅŸturur. Bunda kuÅŸku yok. Ancak, şöyle bir kaygı yabana atılır gibi deÄŸil:

- Türkiye’nin DoÄŸusuna - Batısına, ülke insanının Türküne - Kürdüne aynı anda söz söyleyebilme imkanı bir kere daha zora giriyor mu? Tayyip ErdoÄŸan’ın yola çıkarkenki, sonra BaÅŸbakanlığının önemli bir dönemindeki sözlerinin Kürt halkındaki karşılığı ile bugün Devletin en tepesindeykenki sözlerinin karşılığı aynı mı?

Terör örgütünün yığınak yaptığı yerleÅŸim yerlerinde terörle mücadele eden güvenlik elemanlarımız canlarını ortaya koyuyor ve hiç şüphesiz morale ihtiyaçları var. Bu moral çerçevesinde Mehter Marşının da, Tekbir’in de, Bayrağın da özel bir duygu kaynağı olduÄŸu kuÅŸkusuzdur. Ama tüm bunların, diyelim Çanakkale’deki ya da Kıbrıs’taki anlamıyla Sur’daki, Yüksekova’daki anlamı birbiriyle aynı olmuyor.

Terör örgütünün “Türkiye insanları”ndan bir kısmının yüreÄŸini çalmaya çalıştığı ve bunun uluslararası kimi projelerle baÄŸlantılı olduÄŸu bir durumu yaşıyoruz. “Hamaset”le yaklaşılacak durumdan öte bir ÅŸey bu.

Son söz: Sur’un, Silopi’nin, Nusaybin’in vs’nin yeniden inÅŸası, ihyası olayını bir an önce gerçekleÅŸtirmek ve DoÄŸu’yu - Batı’yı birlikte kuÅŸatacak bir “Dil özeni”ni yeniden hayata geçirmek gerekiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.