Sosyal Medya

Makale

Kutlu beldelerin meltemiyle...

Umreden döndük. 9 günlük kısacık bir ziyaret oldu bu.

Medine’ye vardık önce, hasretlerin ilk durağı olarak, Rasulullah Efendimizi selamladık, gönlümüzü yeniledik, ahitlerimizi yeniledik, ellerimize baktık O’nun elinin sıcaklığını hala duyup duymadığına, ayaklarımıza baktık, hala O’nun izine basıp basmadığına, halimize baktık, O’na hangi oranda benzediÄŸine... Muhabbetlerimizi tazeledik, yeniden içimizi O’nunla doldurduk. Ä°slam’ın hayat haline geliÅŸ seyri demek olan Siyer-i Nebi’den huzmeler taşıdık içimize. Bedir’den, Uhud’dan, Hendek’ten, Huneyn’den, Hudeybiye’den ve Mekke’nin Fethi’nden... Hazreti Ebubekir’den, Ömer’den, Osman’dan, Ali’den, Hamza’dan, Mus’ab’dan, Hazreti Hatice’den, Fatıma’dan... (Allah hepsinden razı olsun.) Her durak, her sahabi, ayrı bir ışık halinde düştü yüreklerimize. 

Sonra Mekke. Kabe hiç şüphesiz.

Yüreklerin odaklandığı Allah evi. Beytullah.

Rahman’ın misafirleri olmayı içselleÅŸtirerek.

Dünyada ümmet olarak acılarımız çok hiç şüphesiz.

Ama oralara varınca, Mescid-i Nebi’de, Kabe’nin etrafında, Sa’y’de derin bir huÅŸu içinde, bazen hervele esnasında namludan çıkmış fiÅŸek gibi koÅŸarken, bazen yüreÄŸine kapanmış oradan seçtiÄŸi en derin duyguları Rabbe yöneltirken, bazen bir tekerlekli sandalyede Kabe’ye yılların hasretiyle bakan sinn-i kemalinde bir nineye - dedeye bakarken, bazen bir engelli insanın tavafını tamamlamak için adeta çırpınırcasına yerde sürüklendiÄŸini gördüğünüzde bir aÅŸk ümmetinin ihtiÅŸamına tanık oluyorsunuz.

Kabe... Kabe... Kabe...

Bir siyah kütlenin böylesine bir aşk merkezi haline gelmesi, ancak insanın içindeki Rabbani yönelişle mümkün.

Doluyor, doluyor, doluyor.

Boşalıyor demeli miyim, bilmiyorum, kuşkusuz insanlar istirahat için bir yerlere gidiyorlar ama orası hiç insansız kalmıyor gecenin gündüzün bütün saatlerinde. Sanki sonsuz tavaf zinciri devam ediyor elden ele, gönülden gönüle.

***

Bu umrede beni en çok sevindiren bir olaya, dönerken uçakta tanık oldum. Bursa Büyükşehir Belediyesi üç yıldan bu yana Huzurevi sakinlerini umreye götürüyormuş. Bu yıl da 15 kişiyi götürmüşler. Geçen yıl 5 kadın sakin umreye götürülmüş.

Dönüş yolunda onlarla birlikteydik. Huzurevi Müdürü Hüseyin Ertürk Bey, huzurevlerinde sakinlerin moral motivasyonlarının en önemli sorun olduÄŸunu, psikologların bütün çabalarına raÄŸmen yalnızlık vs gibi bazı duyguları karşılamakta zorlandıklarını belirtti ve umre programları sonrasında çok güçlü bir tatmin duygusunun geliÅŸtiÄŸini ifade etti. Umre programlarını “Satın alma” yoluyla gerçekleÅŸtirdiklerini kaydeden Hüseyin Bey, daha önce Kültür Müdürlüğü de yaptığını, umre programı çerçevesinde yapılan masrafın, kültür faaliyetlerine yapılan masrafların zekatı bile olmayacağını söyledi. Hüseyin Bey’e yaÅŸlıların umrede - tavaf ve sa’y’de- zorlanıp zorlanmadıklarını sordum, birçoÄŸunun dinlene dinlene de olsa kendilerinin bu vazifeleri yaptığını, bazıları için de tekerlekli sandalye temin ettiklerini, umre sonrası büyük sevinç yaÅŸadıklarını kaydetti.

***

Mekke’de Harem-i Åžerif’in geniÅŸletilmesi çalışmaları bir hayli mesafe almış durumda. Biz orada iken, Cuma günü geniÅŸletilmiÅŸ bölümlerden bir kısmı daha ibadete açıldı. Åžunu söylemeliyim, hakikaten büyük itina gösterilmiÅŸ durumda. Pırıl pırıl, ferah, serin, kadın-erkek bölümleri güzel tanzim edilmiÅŸ ibadet yerleri, tabii ki zemzem... Tamamlandığında önemli bir rahatlık saÄŸlayacağından kuÅŸku yok. Osmanlı revakları tavaf mahallinin çevresine yerleÅŸtirilmiÅŸ. Tavaf mahalli epeyce rahatlamış ancak her halükarda, üst katlarda tavafa devam edilecek.

Son söz: Ara sıra kalbinize bakın derim, namazlarınıza bakın. Rabbinizle iliÅŸkilerinize bakın. Kur’an’la iliÅŸkinize bakın. Yeniden yüklenme ihtiyacı hissederseniz oralarda baÄŸlanacağınız merkezler her zaman var, sizi bekliyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.