Sosyal Medya

Makale

Adı tasavvuf olsun veya olmasın

Ben bu ifadeyi şöyle tamamlarım: “Adı tasavvuf olsun veya olmasın her Müslümanın bir kalb davası olmalıdır.”Kur’an’da kalb var, sadr var, nefs var. 

“Allah’ın ayetleri okunduÄŸunda kalbleri ürperen insanlar”dan bahsediyor Kur’an.

“Sadr’ın Ä°slam’a açılması”ndan söz ediyor.

“Nefsin itmi’nana ermesinden, Allah Teala’nın mutmain nefse ‘cennetime gir’ diye hitap edeceÄŸinden” bahsediyor.

“Kalblerinde maraz - hastalık olan insanlar”dan bahsediliyor Kur’an’da.  

“TaÅŸtan daha katı kalb”den bahsediliyor yine Kur’an’da.  “MühürlenmiÅŸ kalb”“PerdelenmiÅŸ kalb” ifadeleri var.  

Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem de insanın iyi veya kötü olmasının kalbin kıvamı ile alakalı olduğunu bildiriyor.

Ve yine Kur’an’da “kalblerin ancak Allah zikri ile mutmain olacağı”ndan bahsediliyor.

Allah zikri nedir, kalblerin mutmain olması nedir ve insan Allah’ı nasıl zikrederek kalbini itmi’nana eriÅŸtirir?

Tasavvuf kalbi- nefsi - sadrı zaman zaman aynı mana içinde görmüş ve “mutmain bir kalb” arayışı içinde, kalbin “Allah zikri” ile doyurulması arayışına girmiÅŸ.

Kur’an’a baktığımızda bir de “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir” ayetine rastlıyoruz. B:u beraberlik idraki nedir ve nasıl temin edilir, sorusu da bir mü’minin üzerinde düşünmesi gereken bir sorudur.

Belki bu çerçevede bir de “Ä°hsan kıvamı” Ã¼zerinde durmak gerekiyor. “Ä°hsan” kavramı,  “Cibril hadisi” diye bilinen Peygamberimizin güzel sözleri geçiyor. Peygamberimiz “ihsan”ı, “Allah’ı görüyormuÅŸ gibi kulluk etmek, biz onu görmüyorsak da O’nun bizi gördüğü bilinci içinde bulunmak” olarak tarif ediyor.

Buradan yola çıkarsak, önümüze yine mü’minler olarak “Allah’ı görüyormuÅŸ gibi bir hayat yaÅŸamak” hedefi çıkıyor. Ä°nsan bu duyarlılığa nasıl ulaşır?

Tasavvuf, buralardan yola çıkarak “Kalbi masivadan yani Allah’ın kudreti dışındaki güçlere kulluk etme duygusundan arındırmak, Allah’ı hayatın hiçbir döneminde unutmamak, ameller- davranışlar içindeki riya vs. gibi Allah’tan baÅŸkasına yaranmayı hatırlatan duygu sapmalarından korunmak” gibi hassasiyetler nasıl kazanılır üzerinde yoÄŸunlaÅŸmış, bu alanda “seyrü süluk” diye isimlendirilen “terbiye usulleri” gerçekleÅŸtirmiÅŸ. Bu çerçevede “Tarikat” diye isimlendirilen müesseseleÅŸmeler oluÅŸmuÅŸ.

Gerek tasavvufi anlayışlar, gerekse bu çerçevede oluÅŸmuÅŸ tarikat yapılarının tartışılması, doÄŸrulukları - yanlışlıkları üzerinde deÄŸerlendirmeler yapmak mümkün.  

Ancak “Ä°lk mutasavvıflar” diye nitelenen ÅŸahsiyetlerin, yukarda zikrettiÄŸim Kur’an çerçevesini içselleÅŸtirme gayreti içinde olduklarını biliyoruz.

Ve bu Kur’an çerçevesi üzerinde titizlik gösteren tasavvufi ekollerin “insan kiÅŸiliÄŸinin yoÄŸrulması” hadisesinin, Rasulullah’ın gerek Mekke’de Dar’ül Erkam’da gerekse Medine’de Mescid-i Nebevi’de uyguladığı metodu olduÄŸundan hareket ettiklerini söylememiz lazım.

Bir ÅŸey daha:

Yine Kur’an çerçevesi üzerinde titizlik gösteren tasavvufi ekollerin, Åžer’i ölçüler” üzerinde titrediÄŸini de belirtmek gerekiyor. Hatta ÅŸer’i ölçülere riayet etmeyen ve tasavvuf çerçevesinde görünen yapılara yönelik en net itirazlar da yine tasavvufi ekollerden gelmiÅŸtir.  

“Namaz kılmayan adam gökte uçsa itibar edilmemeli. Tasavvufta ana mesele keramet deÄŸil istikamettir” sözleri tasavvuf büyüklerinin sıkça kullandığı sözlerdir.

Åžimdi baÅŸlıktaki ifadeye yeniden dönersem: Adı tasavvuf olsun olmasın, Müslümanın bir kalb davası olmalıdır, diyorum. Müslüman bir kalb işçiliÄŸi yapmalıdır. SaÄŸlıklı bir tevhid inancı demek, kalbin “Ä°hlas”a aykırı duygulardan arındırılması demektir. Nefis her ne ise, onun  terbiyesi - tezkiyesi bir müslümanın olmazsa olmazıdır. Ä°ster otursun kendi kalbine baksın Müslüman, orada ne var ne yok’a baksın, orada gerçekten Allah’ın mutlak ilahlığı mı var, yoksa mesela “Benin ilahlaÅŸması” mı var, baksın. Putları ayıklasın kalbinden. “Yalnızca Allah’a kulluk etmeyi, yalnızca O’ndan yardım dilemeyi” bir kalb kıvamı haline getirsin. “Allah ile beraberlik” idrakini içselleÅŸtirsin.

İster tasavvufla olsun, ister tasavvufsuz. Kim nasıl başarabiliyorsa öyle olsun.

Hayreddin Karaman hocama hürmetlerimle...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.