Makale
Galat-ı meşhur olarak Sykes-Picot
Yazar:
Burhanettin Duran
Dün, Osmanlı devletini paylaşma amacıyla Sykes-Picot anlaşmasının imzalanmasının yüzüncü yılıydı.
16 Mayıs 1916'da emperyal güçler olan İngiltere ve Fransa Ortadoğu'ya nasıl şekil vereceklerine aralarında gizlice karar vermişlerdi.
Bu paylaşım anlaşması Bolşevik Devrimi'nden Rus Leon Trotsky tarafından emperyalistlerin gizli emellerini açık etmek için kamuoyuna aksettirildi.
Aslında I. Dünya Savaşı sonrası Modern Ortadoğu'nun sınırları tam olarak Sykes- Picot'ya göre çizilmedi. Bu yönüyle anlaşma galat-ı meşhur. Asıl belirleyici olanlar Kasım 1917'deki Balfour Deklarasyonu'dur; ki bölgenin çözülmeyen sorunu olan İsrail'in kuruluşuna götürdü.
Yine Anadolu'yu paylaştırma niyetindeki 1920 Sevr anlaşmasını hatırlayabiliriz. Ermeni ve Kürt halklarına önce otonom sonra bağımsız devlet öngören anlaşma Milli Mücadele ile geçersiz kılındı.
Ancak yine de bölgeyi paylaşma yönündeki ilk girişim olarak Sykes-Picot tarihte sembolik bir yer kazandı. Daha sonra yapılacak gizli ya da açık emperyalist paylaşım açıklamalarının ve anlaşmalarının öncüsü olarak.
Dünya medyasında bu kadar tartışılmasını da Suriye ve Irak arasındaki sınırları kaldıran DAİŞ'in "Sykes-Picot çöktü" argümanına borçluyuz.
"Meşum, gizli bir planın yüzüncü yılını hatırlamanın ne anlamı var" diye sorulabilir. Ancak Irak ve Suriye'nin geleceğinin belirsiz olduğu bir dönemde bölge halkları yeni Sykes-Picot'ların yürürlüğe sokulma kaygısı taşıyor.
Yani tüm bölgesel aktörler ABD ve Rusya'nın gizlice Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesine gidecek bir süreci yönettiklerinden endişe duyuyor.
Belki Kürt milliyetçileri gibi unsurların ümitli olduğunu da söylemeliyim.
Yeni Sykes-Picot tartışması yapmanın büyük güçlerin aktörlüğünü abartmak ve sürekli komplo teorileri ile uğraşmak gibi sorunlu bir yanı var. Ya da bölgede yaşanan çatışmaların sorumluluğunu dış güçlere atmak gibi hadım edici bir kolaycılığı da mevcut.
Ancak yine de ABD'nin müdahalesi ile Irak'ın ne hale geldiği, Rusya'nın Esed'i ayakta tutmak için yaptığı sivil katliamlar ve YPG'ye "Kürt devleti" kurdurma çabası ortadayken yeni Sykes-Picot "korkuları" da kaçınılmaz.
Birinci Dünya Savaşı'nın kaosu sırasında İngiltere ve Fransa doğrudan paylaşımcı bir emperyalist stille bölgeye yaklaşmıştı. Onların kurduğu bölgesel devlet sisteminin vardığı nokta halkını öldüren baskıcı rejimler, radikal terör örgütleri, vekalet savaşları ve mezhepçilik.
Bu yüzden "Sykes-Picot'nun temsil ettiği bölgeyi paylaşma isteği bugün yeni bir formatla ABD ve Rusya elinde diriliyor mu?" sorusu oldukça haklı ve meşru bir sorudur.
ABD'nin Suriye krizinde yapmayı ve hatta yapmamayı tercih ettiği şeyler sebebiyle. Bölgede Rusya'nın önüne açtığı nüfuz alanını ve Suud-İran rekabetine katkısını da saymalıyım.
Bu seferki büyük güçler daha sofistike, en azından ABD öyle. Yeni paylaşımlar bölgesel ve yerel aktörlerin aralarındaki rekabet /çatışma üzerinden yürüyor. İşte bu nedenle gün emperyalist güçlere sövme günü değil.
Bölgesel aktörlerin çatışmalara son verme ve yeni bir düzen kurma noktasında sorumluluklarını yüklenme dönemi. Kendi aktörlüklerini, tercihlerini ve sonuçlarını gözden geçirme zamanı.
Aksi takdirde yeni Sykes-Picot planları ağırlıklı olarak bölge güçlerinin katkılarıyla formüle edilecek.
Burhanettin Duran
-
Eylül 01, 2018 Cumartesi “Hayal kırıklığı” duymak kimin hakkı?
-
Temmuz 06, 2018 Cuma CHP’nin dilemması, Millet İttifakı’nın hali
-
Temmuz 03, 2018 Salı Batı medyasının muhalefete kötülüğü
-
Haziran 22, 2018 Cuma Seçim günü aktivizmi ve demokrasinin kalitesi
-
Haziran 08, 2018 Cuma Seçimlere giderken PKK ile mücadelede yeni ivme
-
Mayıs 18, 2018 Cuma Kudüs, işgal altında oldukça...
-
Nisan 24, 2018 Salı Muhalefetin bütün seçenekleri masada
-
Nisan 21, 2018 Cumartesi Partilerin zorlukları kolaylıkları
-
Mart 24, 2018 Cumartesi Bölgesel boşluk ve Türkiye’nin politikası?
-
Mart 20, 2018 Salı Afrin nelerin önünü açtı?
-
Mart 09, 2018 Cuma Selman’ın hamleleri ve üç bloklu Ortadoğu
-
Şubat 27, 2018 Salı Erdoğan’ın iki kritik hamlesi...
-
Şubat 20, 2018 Salı Satranç tahtasındaki piyonun kaderi
-
Şubat 16, 2018 Cuma Amerikalılarla görüşmek artık sonuç verir mi?
-
Şubat 13, 2018 Salı Gerilimde yeni aşama ve Stavridis’in uyarısı
-
Şubat 06, 2018 Salı Erdoğan’ın Vatikan ziyareti ve Avrupa’nın geleceği
-
Ocak 23, 2018 Salı Zeytin Dalı’nın Suriye’deki denkleme etkisi
-
Ocak 16, 2018 Salı YPG meselesinde yeni aşama
-
Aralık 08, 2017 Cuma Ey Trump, barışı katlediyorsun!
-
Kasım 14, 2017 Salı Yeni bir Atatürkçülük mü geliyor?
-
Kasım 07, 2017 Salı Suud’un “sancılı” dönüşümü
-
Kasım 03, 2017 Cuma AK Parti’nin geleceğinin kodları
-
Ekim 27, 2017 Cuma Bölgeye “ılımlı İslam” dalgası mı geliyor?
-
Ekim 20, 2017 Cuma Kimin eli güçlendi: İran’ın mı Türkiye’nin mi?
-
Ekim 14, 2017 Cumartesi İlişkilerde yeni meydan okuma: Trump’ın İran stratejisi
-
Ekim 06, 2017 Cuma Türkiye-İran işbirliğinin geleceği var mı?
-
Ekim 03, 2017 Salı Rusya ve İran’la işbirliği derken Avrasya eksenine mi gidiyoruz?
-
Eylül 30, 2017 Cumartesi Kürt milliyetçiliği ile yüzleşmek
-
Ağustos 08, 2017 Salı AK Parti’nin iki riskli alanı
-
Ocak 07, 2017 Cumartesi Irak'la yeni dönem arayışı
-
Kasım 15, 2016 Salı AB ne yaptığının farkında mı?
-
Kasım 11, 2016 Cuma Trump’ın zaferi dünyayı nasıl etkiler?
-
Kasım 08, 2016 Salı Trump şimdiden yaptı yapacağını!
-
Kasım 05, 2016 Cumartesi İki Kasım’ın hikâyesi
-
Ekim 25, 2016 Salı Bölgenin geleceği sekülerizm mi?
-
Ekim 22, 2016 Cumartesi Suriye ve Irak cephesinin yeni gerçekliği
-
Ekim 21, 2016 Cuma Neden “yeni güvenlik” politikası?
-
Ekim 11, 2016 Salı “Yeni Irak” Türkiye’yi çok ilgilendirir!
-
Eylül 24, 2016 Cumartesi Washington’daki dağınıklık bir fırsat olabilir
-
Eylül 23, 2016 Cuma Müttefik mi yerel partner mi? paylaş tweetle
-
Eylül 20, 2016 Salı Türkiye Suriye’de nereye kadar ilerler?
-
Eylül 10, 2016 Cumartesi FETÖ ve PKK’nın direnci diasporalarından geliyor!
-
Eylül 09, 2016 Cuma Neden hem Rakka hem Musul gündemde?
-
Eylül 06, 2016 Salı Fırat Kalkanı Suriye’de süreci hızlandırıyor
-
Eylül 03, 2016 Cumartesi Dini cemaatleri tartışmak, ama nasıl?
-
Ağustos 30, 2016 Salı Fırat Kalkanı’nın zamanlaması ve değişen dengeler
-
AÄŸustos 26, 2016 Cuma Oyun deÄŸiÅŸtiren Cerablus operasyonu
-
Ağustos 23, 2016 Salı Terörle mücadelede dört imkân
-
Ağustos 16, 2016 Salı Türkiye’de Batıcılığın artan yalnızlığı!
-
Ağustos 09, 2016 Salı HDP, “Yeni Türkiyelileşme” döneminin kaybedenleri arasında
-
Ağustos 06, 2016 Cumartesi Siyasetin yeni trendi Yenikapı ruhu!
-
Ağustos 02, 2016 Salı Avrupa’ya “itidal” çağrısı
-
Temmuz 30, 2016 Cumartesi Bilmem, Washington’dakiler farkında mı?
-
Temmuz 29, 2016 Cuma Heretizm ile marjinal Batıcılık bataklığında!
-
Temmuz 23, 2016 Cumartesi FETÖ tasfiyesinde iki kritik husus!
-
Temmuz 19, 2016 Salı 15 Temmuz’da yepyeni bir süreç başladı
-
Temmuz 08, 2016 Cuma İtiraf etmeyin tövbe edin!
-
Temmuz 05, 2016 Salı “Suriyelilerin geleceği” demokrasimizin turnusol kâğıdı
-
Temmuz 02, 2016 Cumartesi Dış politikada “revizyonun” kodları
-
Temmuz 01, 2016 Cuma DAİŞ terör dalgasını durdurmanın çaresi
-
Haziran 25, 2016 Cumartesi Brexit ABÂ’nin sonu mu?
-
Haziran 10, 2016 Cuma Terörle mücadele ve “çözümün” zamanı
-
Mayıs 27, 2016 Cuma Başkanlık arayışı ve ‘sıcak’ yaz ayları
-
Mayıs 24, 2016 Salı Hangisi örnek: Nahda mı AK Parti mi?
-
Mayıs 21, 2016 Cumartesi AK Parti’de yeni dönemin anlamı
-
Mayıs 17, 2016 Salı Galat-ı meşhur olarak Sykes-Picot
-
Nisan 19, 2016 Salı Dokunulmazlıkların kaldırılması kimlere “dokunacak”?
-
Nisan 15, 2016 Cuma Erdoğan’ın çağrısı ve İİT’nin geleceği
-
Nisan 09, 2016 Cumartesi ABD gerçekten ne yapmak istiyor?
-
Nisan 02, 2016 Cumartesi ABD, Erdoğan’a ne önerebilir?
-
Nisan 01, 2016 Cuma Erdoğan, ABD’ye ne öneriyor?
-
Mart 26, 2016 Cumartesi DAİŞ tasfiye edilse de terörü biter mi?
-
Mart 22, 2016 Salı DAİŞ’in izinde PKK
-
Mart 19, 2016 Cumartesi OrtadoÄŸu'da 'federalizm' bilmecesi
-
Mart 15, 2016 Salı Terör dalgasının yarattığı yeni fay hattı
-
Mart 11, 2016 Cuma Türkiye, Avrupa'yı politika oluşturmaya zorluyor
-
Mart 04, 2016 Cuma Dokunulmazlıkların kalkması kime yarar?
-
Şubat 27, 2016 Cumartesi Suriye'de B planı tehdidi çalışır mı?
-
Şubat 26, 2016 Cuma Çözüm sürecindeki hatayı yapıyorsunuz!
-
Şubat 23, 2016 Salı Yeni anayasa umudunu diri tutmak şart
-
Şubat 20, 2016 Cumartesi Suriye masasından bizi kim tasfiye eder?
-
Şubat 09, 2016 Salı Türkiye Suriye'ye müdahalenin neresinde?
-
Åžubat 06, 2016 Cumartesi Yeni Sykes- Picot'lar huzur getirmez
-
Şubat 02, 2016 Salı Cenevre-3'ün sahibi kim?
-
Ocak 30, 2016 Cumartesi Türkiye modeli başkanlık ve yeni Kemalist korku
-
Ocak 26, 2016 Salı Türkiye'nin PYD ile imtihanı
-
Ocak 23, 2016 Cumartesi Biden'ın ziyareti ve Cerablus-Azez'in kaderi
-
Ocak 19, 2016 Salı İran'ın sisteme entegrasyonu ne getirir?
-
Ocak 15, 2016 Cuma Terörle mücadelede gözden kaçan
-
Ocak 09, 2016 Cumartesi Ankara, Riyad-Tahran gerginliÄŸinin neresinde?
-
Ocak 05, 2016 Salı Suud'un korkusu İran'ın hırsı
-
Aralık 29, 2015 Salı Demokratikleşme ve "Kürdistan sorunu"
-
Aralık 26, 2015 Cumartesi "PKK ile masaya oturmak" mümkün mü?
-
Aralık 25, 2015 Cuma Kürt milliyetçilerinin ' Statü ' arayışı
-
Aralık 22, 2015 Salı Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni dönem mi?
-
Aralık 19, 2015 Cumartesi Putin'in "ideolojik" salvoları
-
Aralık 18, 2015 Cuma Teröre karşı İslam ittifakı neyi amaçlıyor?
-
Aralık 15, 2015 Salı Hendekler ve PKK'nın krizi
-
Aralık 12, 2015 Cumartesi "Kürt baharını" kışa çevirmek
-
Aralık 01, 2015 Salı Putin'in Türkiye'yi ''yalnızlaştırma'' politikası
-
Kasım 28, 2015 Cumartesi Rus propagandasına karşı ne yapılmalı?
-
Kasım 27, 2015 Cuma Rusya'ya kapıları kim açtı?
-
Kasım 24, 2015 Salı Radikalleşmenin sorumluluğu kimde?
-
Kasım 21, 2015 Cumartesi Başkentleri vuran 'küyerel' terör
-
Kasım 17, 2015 Salı DAİŞ terörünün geleceği..
-
Kasım 14, 2015 Cumartesi G-20'nin yeni dönem Türkiye dış politikasındaki yeri
-
Kasım 13, 2015 Cuma G-20 Zirvesi ve Suriye Krizi
-
Kasım 10, 2015 Salı Tepkiselliğin batağında
-
Kasım 07, 2015 Cumartesi Seçim sonrası yakın gündemi dış politika belirleyecek
-
Ekim 30, 2015 Cuma 1 Kasım sonrasının kritik gündemi
-
Ekim 27, 2015 Salı Şehir Üniversitesi'nden neden ayrıldım ?
Henüz yorum yapılmamış.