Sosyal Medya

Makale

Vizeye terör bahanesi

Siyasetin en büyük handikaplarından biri bazı dönemler siyasetçilerle seçmenler arasına hayali duvarların örülmesi. Bu duvarlar siyasetin merkezinde yer kapmak ve bu arada merkezi olabildiÄŸince küçültmek isteyenlerce oluÅŸturulur. Bir süre sonra liderlikle seçmen arasındaki bilgi ve algı eksenleri bu kadronun ‘filtresinden ‘ geçmeye baÅŸlar ve liderler seçmenlerle iletiÅŸim içinde olduklarını sanırken aslında çoÄŸu zaman söz konusu filtre ile konuÅŸur, onlardan hoÅŸlarına gideni duyarlar…

Bu mekanizmanın bir yere kadar engellenmesi mümkün olmayabilir… Ne de olsa herkes insanoÄŸlu… Ancak bazen liderlik ve onu kuÅŸatan kadrolar, halkın apaçık bildiÄŸi konularda bile seçmenin yönlendirilebileceÄŸi kanaatine kapılabilirler. Hemen herkes olayın gerçeÄŸini bilir, ama bazıları sanki bilinmiyormuÅŸ gibi aksini tekrarlayıp durur ve kendilerini itibarsızlaÅŸtırdıklarını 
bile fark edemezler.

***

AB ile mültecilere iliÅŸkin ‘geri kabul’ anlaÅŸması çerçevesinde gündeme gelen vize kalkması konusu bu duruma iyi bir örnek. BaÅŸta ErdoÄŸan olmak üzere, AK Partili bazı bakanlar ve kendilerini ‘reisçi’ olarak lanse eden zevat, vizenin kalkmasına karşılık sanki AB yeni bir koÅŸul öne sürmüş gibi yazıp konuÅŸtular. Dahası bu olmayan koÅŸulun DavutoÄŸlu’nun AB’ye verdiÄŸi bir taviz sonucu eklendiÄŸini öne sürebilenler bile oldu…

Hatırlanmak istenmeyebilir, ama birçok kiÅŸinin hatırlattığı üzere bu anlaÅŸmanın tarihi 16 Aralık 2013, içinde 72 adet karşılanması gereken kriter var ve altında da zamanın 
BaÅŸbakanı ErdoÄŸan’ın imzası bulunuyor. Vizenin kalkması bu kriterlerin tatmin edilmesini gerektiriyor ve onlardan biri de Türkiye’deki Terörle Mücadele Yasası’nı ilgilendirmekte. Ä°stenen, bu yasanın AB’deki normlarla uyumlu hale gelmesi... Yani yasanın AB’deki bir ülkenin yasasıyla aynı kılınması gerekmiyor. Zaten 
her ülkede farklı formüle edilmiÅŸ yasalar var. Ancak normun ortak olması kaçınılmaz. Çünkü eÄŸer sizin terörist dediÄŸiniz kiÅŸi AB açısından terörist yaftasını taşıyacak bir eylemde bulunmamışsa, AB ülkeleri bir anda kendilerini yığınsal bir siyasi iltica talebiyle karşı karşıya bulabilirler ve o noktada artık ‘geri kabul’ anlaÅŸması çalışmaz. AnlaÅŸma çalışmazsa vize de haliyle kalkmaz… Dolayısıyla AB’nin ‘uyum’ talebi gerçekçi ve sıradan…

***

Ama bu iÅŸin ‘Batı ile iliÅŸkiler’ kısmı. Biz iÅŸin içeriÄŸine bakalım: 
AB “terör örgütü konusunda tavrınızı yumuÅŸatın” demiyor. ‘Ä°stersen sert ol, ama insan haklarına uygun hale getir’ demiÅŸ oluyor. Çünkü bizdeki Terörle Mücadele Yasası’na göre, bir ‘örgüt’ tanımı yaptığınızda onunla iliÅŸkili kıldığınız herkesi silahlı/silahsız ayrımı yapmadan ve herhangi bir eyleme karışmasa bile ‘terörist’ ilan edebiliyorsunuz. Bu anlayışı 90’larda devlet, 2005 sonrası Cemaat insan haklarını ihlal ettiÄŸini bilerek kullandı… Åžimdi AK Parti aynısını mı yapmak istiyor? Bu yöntemle Kürt meselesinin gerçekten de çözüleceÄŸi mi sanılıyor?  Pek inandırıcı deÄŸil… 

Yoksa bütün bunların dışında bir noktaya mı bakmamız lazım? ErdoÄŸan vizenin kalkması ve AB ile anlaÅŸma yapılması için Ekim ayına razıydı. Hazirana itiraz etti… Acaba neden? Ekim ayında makbul olacak olan bir durum Haziranda niçin sıkıntı yarattı? Aradaki zamanda ne yapılması isteniyordu?

***

Cevap belki de gözümüzün önündedir… Acaba bu birkaç ay erteleme AK Parti içindeki ‘deÄŸiÅŸimi’ gerçekleÅŸtirmek için daha uygun bir siyasi atmosfer mi saÄŸlıyordu? Acaba AB ile anlaÅŸma sonrasında o ‘deÄŸiÅŸikliÄŸi’ yapmak pek kolay olmayacak mıydı?

Siyaseti takip edenlerin aklına gelenler iÅŸte bu gibi sorular… Belki halkın da bilmez ve anlamaz olduÄŸu varsayımına fazla bel baÄŸlamamak lazım…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.