Sosyal Medya

Makale

Enver Paşa manzaraları

Cihan Harbi, Çanakkale, Kut’ül-Amare konuÅŸulunca kaçınılmaz olarak BaÅŸkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver PaÅŸa (Allah Teala ÅŸehadetini kabul buyursun) da konuÅŸuluyor.

Ä°slamcıların Kemalistlerle ittifak ettikleri belki de yegâne husus, Enver PaÅŸa’nın ‘tu kaka’lığıdır. Malum olduÄŸu üzere ben bu ittifaka katılmıyorum. Åžehid Enver PaÅŸa’yı hürmetle anıyorum.

Geçen akÅŸam Habertürk televizyonunda (Balçiçek Pamir’in sunduÄŸu Karşıt Görüş programında) Türkiye Günlüğü Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çalık, ucuz ezberlerin ardındaki Enver PaÅŸa gerçeÄŸine bir miktar ışık tuttu; müstefid olduk.

Bu vesile ile aşağıdaki metinleri sizlerle paylaşmak geldi içimden.

***

Ali Fuad Paşa, hatıratında anlatıyor:

Enver PaÅŸa’nın bu iman ve itikadına, savaÅŸ sırasında Medine’yi ziyaretinde yakından ÅŸahit olmuÅŸtum. Medine istasyonundan inince doÄŸru Peygamber’in merkadine, ravza-i mutahhara’ya yaya olarak gitti. Ä°stasyondan oraya kadar epey mesafe vardı. Cemal PaÅŸa, Faysal Bey (geleceÄŸin Irak Kralı), ÅŸerifler, seyyitler, Medine eÅŸrafı, sivil ve askeri erkân, Enver PaÅŸa’nın etrafında ve gerisinde yürüyorlardı.

Bütün Medine halkı karşılıklı saf tutmuÅŸtu. Kasideler okunuyordu. Caddenin iki tarafında develer kesiliyor; kan fıskiye gibi fışkırıyordu. Fakat, baÅŸkomutan vekili, kendisine yapılan bu töreni görmüyor ve iÅŸitmiyor gibiydi. O, asıl komutanın, Peygamber’in huzuruna gitmekte idi; ona saygılarını sunmaÄŸa, asilin vekiline emanet ettiÄŸi vazifenin hesabını arzetmeye gitmekteydi.

Enver PaÅŸa, benliÄŸinden geçmiÅŸ, ellerini göğsünün üzerinde saygı ve taatle baÄŸlamış; başını öne eÄŸmiÅŸ, sessiz sedasız aÄŸlıyordu. Ve bütün bu yürüyüş esnasında biteviye aÄŸlıyor, gözlerinden yaÅŸlar döküyordu…

***

Enver PaÅŸa’nın Sarıkamış’ta kaleme aldığı vasiyet (Hükümete hitaben):
Eğer muvaffak olmazsam, son neferimle beraber öleceğim. Bu halde vasiyetim:

Ben vazifemi yaptığımı sanıyorum ve öyle ölüyorum. YaÅŸasın dinim, vatanım, padiÅŸahım! EÄŸer geride kalanlarıma yardım etmek isterseniz, refikam Sultan hazretlerinin muhassısatı kafi deÄŸildir. Kendisinin müreffehen yaÅŸaması için hiç olmazsa BaÅŸkumandanlık muhassısatımın kendi muhassısatına zammı ve ebeveynimin temin-i refahı ile rahmet-i ilahiyeye mazhariyetim için birkaç hayır yapılmasını rica eder ve tealisine çalışmaktan baÅŸka bir maksat beslemediÄŸim din ve milletimin tealisine dua eder, tanıyanlara selam ederim. YaÅŸasın Müslümanlık ve Osmanlılık ve Osmanlıların PadiÅŸahı Sultan Mehmet Han!

Servet namına bir şeyim yoktur. Mamafih ne varsa, refikam Sultan hazretlerine bırakıyorum.

***

Enver PaÅŸa’nın, refikası (eÅŸi) Necibe Sultan’a Türkistan’dan yazdığı bir mektup:

Mektubunda kılınç ve harbi sevdiÄŸim kadar hiçbir ÅŸeyi sevmediÄŸimi yazmışsın. SöylediÄŸin pek yalan deÄŸil. Ben hiçbir ÅŸeyi deÄŸil sadece seni seviyorum diyemem. Fakat sen de bilirsin ki benim hakkımda yanlış propagandalar yapan bir kısım bedbahtların iddia ettikleri gibi, ben bu uzak diyarlara servet aramak, zengin olmak veya kendi hakimiyetimi kurmak için gelmedim. Gerçekte beni senden koparıp buralara kadar sürükleyen Cenab-ı Hakkın omuzlarıma yüklediÄŸi kutsi bir vazifedir. Bu ise cihat vazifesidir…

Åžu fani dünyevi ÅŸeyler içinde, senin sevginden baÅŸka benim irademi sarsan hiçbir ÅŸey yoktur. Fakat Allah’a şükürler olsun ki Allah’ın emrini yerine getirmede sana olan sevgime dahi boyun eÄŸmedim…

Her ne kadar kadınlar üzerinde bil fiil kılınçla cihat etmek farz kılınmamışsa da onlar kendilerini bu ilahi görevden muaf tutamazlar. Senin cihat etmen ise bütün dünyevi ÅŸeylerden yüz çevirip Allah’a yönelmen, onu sevmendir. Bir de benim cihat azmimin daha kuvvetlenmesine yardımcı olmandır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.