Sosyal Medya

Makale

Laiklik sorunsuz bir nesne mi?

Bir yönüyle baktığımızda TBMM BaÅŸkanı Ä°smail Kahraman Ã§ok normal ÅŸeyler söylemiÅŸtir. Evet sistem içinde Diyanet vardır, zorunlu din dersleri vardır, dini bayramlar resmi tatil günleridir, Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’na üyeyizdir, Milli EÄŸitim bünyesinde Ä°HL’ler vardır vs.

Yani “Laik sistem” bütün bu dini aidiyetleri kendi bünyesinde bulundurmaktan kaçınmamıştır.

Sistem kuruluÅŸ safhasında belki bütün bu alanlarla, “toplumun din ile iliÅŸkisini denetim altında tutmak” amacıyla ilgilenmiÅŸtir ama bir yönüyle de toplumun Müslüman karakterini dikkate alma zorunluluÄŸunu görmezden gelmesinin mümkün olmadığını da düşünmemiÅŸ olamaz.

BaÅŸkan Kahraman’ın sözüne bir baÅŸka yönüyle baktığımızda da bir “tabu”ya dokunulduÄŸunu ve Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi gündemde iken “tabu”ya dokunuÅŸun tartışmaları o alanda yoÄŸunlaÅŸtırmasının kaçınılmaz olduÄŸunu görmek gerekiyor.

Pusuya yatmış ve “Laiklik” gibi tabu alanlar ne zaman gündeme gelir de biz harekete geçeriz hesabında olanların, aradığı fırsatı bu vesileyle bulduÄŸu da bir baÅŸka görülen durumdur.

Ancak laiklik alanının bütün tabu niteliÄŸine raÄŸmen, Türkiye’de en tartışmaya açık alan olduÄŸu da bir gerçektir.

“Toplum hayatını düzenleyen boyutlardan arındırılmış bir din” ve o dinin kurumsal yapısı olan kilise ile iliÅŸkilerini yüzyıllar içinde düzenleyebilen Fransa’nın, bunu hala belli ölçüde ve hala sancıları barındıracak çerçevede yapabildiÄŸini biliyoruz. Bu “hala”ları not ediyoruz çünkü orada bile “daha özgürlükçü bir laiklik arayışı” bitmiÅŸ deÄŸil. Ãœstelik problem Hıristiyanlar yanında Müslümanları da ilgilendirecek bir boyut kazanmış bulunuyor.

Türkiye’de ise Cumhuriyet’in başından beri problem vardır. Tek Parti iktidarının aynı zamanda bir “Din reformu” yapmak istediÄŸini Falih Rıfkı Atay yazar. Laiklik 1937’de girer anayasaya ama öncesinde de Ä°slam ve Müslüman üzerinde operasyonlar yapılır. 

Çok partili hayata geçildikten sonra da sistem bünyesindeki ana gerilim Din - Toplum - Devlet iliÅŸkileri alanındadır. Müslüman toplum ve Toplum - Ä°slam iliÅŸkilerini kısıtlayan bir laiklik anlayışı, demokrasi, hukuk, eÄŸitim, dış politika dahil devletin tüm icraatını sancılı hale getirir. Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’na neden üyedir Türkiye, Ä°slam aidiyeti sebebiyle deÄŸil mi? Laik devletin Ä°slam aidiyetinden söz edilebilir mi? Edilebilirse, bu ancak laikliÄŸin bize özgü hale getirilmesi sayesindedir.

Kahraman’ın söylediÄŸi budur.

DeÄŸilse 2008 yılında halktan yüzde 47 küsur oy almış bir iktidar partisini “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma” suçlamasıyla kapatmaya kalkarsınız ya da o zamanlar bir üniversite rektörünün dediÄŸi gibi “Yüzde 95 alsanız ne yazar!” gibi laik söylem adına bir saçmalığa imza atarsınız.  

Laiklik yorumunun memleketi kırıp geçirdiÄŸi bir dönemde, bir cumhurbaÅŸkanı eÅŸi başörtülü olduÄŸu için ülkenin baÅŸbakanını yabancı devlet temsilcileri için verilen resepsiyona davet etmeme hezeyanını sergileyebilmiÅŸ, daha sonra da baÅŸka bir CumhurbaÅŸkanı’nın eÅŸinin başörtüsü sistem içinde sorun oluÅŸturmuÅŸtur.

Herkes başını elinin arasına alsın ve sorsun:

- Laiklik yorumlarının farklılığı Türkiye için bir sorun değil midir?

“Türkiye, çok partili hayata geçti ama her partinin damarlarında tek parti ideolojisi aksın istendi.” 

Åžaşırtıcı ama bu sözü ben Mesut Yılmaz’dan kaydetmiÅŸim. Belki de millet derin siyasi firaseti ile 1950’den beri partilerin damarlarındaki “Tek parti ideolojisi”ni arındırmaya çalışıyor.

Belki de arayış, “Damarlarında Tek Parti ideolojisi dolaÅŸmayan bir anayasa” arayışıdır.

Anlaşılıyor ki laiklik hala hem de “küresel” bir tabudur.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan onun için Mısır’da Ä°hvan kadrolarına “Laiklikten korkmayın” Ã§aÄŸrısında bulunmuÅŸtur. Onun anlamı “LaikliÄŸin içini özgürlükle doldurun” demektir. 

14 yıllık Ak Parti iktidarı çoğu fiili boyutta daha özgürlükçü bir laiklik yorumu gerçekleştirmiştir. Şu andaki gerilim bu yorumun anayasal nitelik kazanıp kazanmaması etrafında oluşmuş gözüküyor. TBMM Başkanının böyle bir tartışmanın ana ekseni olmayı planladığını sanmıyorum ama pusuya yatanlar onu boy hedefi yapmayı tercih etmiş olabilirler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.