Sosyal Medya

Makale

Bugünün fıtratı

Siyasetçilerle iÅŸ adamları arasında ilginç bir paralellik var. Kendisini baÅŸarılı bulanlar, baÅŸarıyı kendi kiÅŸiliklerine atfederek gelecekte de her koÅŸulda baÅŸarılı olacaklarını sanıyorlar. Ataerkil firmalarda duvara asılmış patron sözleri iyi bir gösterge. Son derece basmakalıp sözler, sırf patronun aÄŸzından çıktığı için birer hikmet muamelesi görüyor. Ne var ki iÅŸ adamları genellikle ‘baÅŸarıyı’ para kazanmakla ölçüyor ve çoÄŸu zaman rekabetçi olmayan koÅŸullarda para kazanmış olduklarını unutuyorlar. Oysa o koÅŸullarda para kazanmak iyi yönetici olmayı, geleceÄŸi doÄŸru öngörmeyi, ya da risk almayı gerektirmez. ÖrneÄŸin sadece bir bakanla yakın iliÅŸkinizin olması, hiç risk almadan kendinize ‘uygun’ koÅŸullar yaratıp tekelci bir avantaj saÄŸlamanızı mümkün kılabilir.

Bu nedenle rekabetçi olmayan piyasalara alışmış iÅŸ adamları, rekabetçi dünyada bocalarlar. Åžirketlerinde gerçek karlar düşerken yönetim sorunlarıyla karşılaşırlar. Ama aynı anda hayat onlara kendi kiÅŸiliklerinin özelliklerini de hatırlatır. Bazısı açık yüreklilikle özeleÅŸtiri yapar veya kendisini deÄŸiÅŸtirir, ya da iÅŸi yeni koÅŸullarda daha iyi yürütecek olan birine devreder. Bazıları ise yeteneklerine fazla güvenerek her koÅŸula uygun bir kiÅŸiliÄŸe ve zihniyete sahip olduklarına vehmeder, kendi tarzlarında daha da zorlayıcı hale gelir ve ÅŸirketlerini baÅŸarısızlığa sürüklerler…

***

Siyasetçiler de büyük çapta bu davranış kalıplarına yatkınlık gösterir. Koşulların değişimine sürekli doğru tepki veren bir siyasetçi son derece ender bir durumdur. Hele bu değişim geri dönüşü olmayan bir sosyolojik kaymayı ve biçimlenmeyi ifade ediyorsa, siyasetçinin adaptasyonu çok daha zor olacaktır. Çünkü her siyasetçi belirli bir toplumsal zeminde ve zihni kalıplar içinde yetişir, buradan neşet eden kültürle beslenir ve kendi ideallerini söz konusu çerçeve içinde meşrulaştırır. Liderler bu hayalleri gerçekçi hedeflere dönüştürür ve yığınları mobilize ederler.

Sorun, bu hedeflere yürürken ayakların altındaki zeminin deÄŸiÅŸiyor olması ve kendi zihniyetinin dışına çıkamayan siyasetçilerin bu durumu gerçek niteliÄŸiyle fark edememesidir. Hele o hedefleri bizzat koyanlar için bu daha da zordur. Çünkü hedefleri koyan ve ona ulaÅŸan siyasetçiler, bu süreçte toplumsal tabanın da ‘aynen kendileri gibi’ etkilendiÄŸini varsaymaya çok yatkındırlar. Oysa hemen her zaman toplumsal taban siyasetçilerden çok farklı ÅŸekilde ve bazen de geri dönüşü olmayan biçimde etkilenir.

***

Böyle bir durum ortaya çıktığında üç muhtemel gelecekle karşılaşırız: Ya lider kendisiyle yüzleşerek toplumsal zemine yeniden uyum sağlar, ya siyasi hareket toplumsal zemine zaten uyum sağlayan birinin kontrolüne geçer, ya da o siyasi hareket koşullar izin verdiği oranda zayıflar ve siyasetten düşer.

AK Parti’nin önünde de böyle bir durum var. Ne karşıtlarının kötü niyeti, ne yurt içi ve dışı tehditler, ne de çözülmemiÅŸ kadim meseleler bu hareketin kaderi açısından belirleyici olmayacak. AK Parti’nin kaderini belirleyecek unsur, bizzat kendi ürettiÄŸi ve giderek daha yüksek normlar eÅŸliÄŸinde bireyselleÅŸen, Ä°slami duyarlılığa sahip yeni nesiller olacak. Bu geniÅŸleyen dinamik grup kendisini herhangi bir karşıtlık üzerinden tanımlamadığı gibi, zihniyet olarak ‘eskiye ait’ siyasetçilerin beklentilerine de cevap olmayacak. Çünkü onların kendilerine ait bir fıtratı var…

***

AK Parti ÅŸunu görmeli: Dünün baÅŸarısı yarını baÅŸarılı kılmakta yeterli olmuyor… Eskinin ideallerinden bugünün hikayesi çıkmıyor... Bugünün gerçekliÄŸinden, bugünün fıtratına hitap eden bir hikaye çıkarmak gerekiyor…           

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.