Sosyal Medya

Makale

Dünya kimseye mülk değildir

"Yeyüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonu ne olmuÅŸ görmezler mi? Onlar kendilerinden çok daha kudretliydiler; toprağı iyice iÅŸlemiÅŸler, yeryüzünü bunların imar ettiÄŸinden daha fazla imar etmiÅŸlerdi. Onlara da peygamberleri nice açık kanıtlar getirmiÅŸti. Åžu halde Allah onlara asla zulmetmiÅŸ deÄŸildir, asıl onlar kendilerine zulmetmiÅŸlerdir (9). Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan saymak ve onları alaya almak suretiyle kötülükte ileri gidenlerin âkıbeti pek fena oldu (10).” (Rûm: 9-10).

“Ä°nsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah –dönsünler diye– iÅŸlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm: 41).

Rûm suresinin 9-10. âyetlerinde Allah Teâlâ, dün olduÄŸu gibi bugün de maddi varlığa, ilerlemeye, imara.. bel baÄŸlayan, hakkı, adaleti, kulluk bilincini ve davranışını unutan toplumların başına gelenleri hatırlatarak, yanlış yoldan dönmeleri gerektiÄŸine iÅŸaret ediyor. Günümüzde çarpık, adaletsiz, bozucu dünya düzenini kurup iÅŸletenlere “dünyanın kimseye mülk olmayacağını; asıl sahibini unutarak yoldan çıkanlar ne kadar maddi güce sahip olurlarsa olsunlar, bir gün bu dünyadan yalnızca kefenlerini alarak gideceklerini" beliÄŸ bir ÅŸekilde ifade ediyor.

41. âyet ise, bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük ve kapsamlı kaosun sebeplerine dikkat çekiyor.

Muhammed Esed'in dediÄŸi gibi: “Böylece, günümüzde korkunç bir ÅŸekilde –üstelik henüz kısmen– ortaya çıkan doÄŸal çevremizdeki yoÄŸun çürüme ve tahribat, burada 'insanın kendi yapıp ettiklerinin bir sonucu', yani insanın, kendini tahrip eden –çünkü katı materyalist bir temele dayanan– teknolojik geliÅŸmelerin ve insanlığı daha önce hayal bile edemediÄŸi ekolojik felâketlerle karşı karşıya getiren çılgınca faaliyetlerin bir sonucu olarak öngörülmüştür: Toprağın, havanın ve suyun, sanayi atıkları ve ÅŸehir çöpleri yüzünden dizginlenemeyen bir ÅŸekilde kirlenmesi; bitki örtüsü ve denizlerin artan bir ÅŸekilde zehirlenip yok olması; yaygın uyuÅŸturucu ve görünürde 'faydalı' ilâç kullanımı sebebiyle insanın kendi bedeninde ortaya çıkan her türlü genetik bozukluklar ve insanlara yararlı birçok hayvan türünün giderek yok olması... Bütün bunlara, insanın sosyal hayatındaki hızlı bozulmayı ve çürümeyi, cinsel sapıklıkları, suçları ve ÅŸiddeti ve son aÅŸamada nükleer dehÅŸeti ilâve edebiliriz. Bunların tamamı, son tahlilde, insanın Allah'a ve mutlak mânevî/ahlâkî deÄŸerlere karşı umursamazlığının ve bunun yerine, 'maddî ilerleme'yi tek önemli hedef sayan inançlara tutsaklığının bir sonucudur” (II, 828-829).

Kur'an Yolu isimli tefsirimizde bu yoruma ÅŸunu da eklemiÅŸtik:

Bu baÄŸlamda, ürkütücü sonuçlarıyla dünya gündeminde ağırlıklı bir yer tutan ozon tabakasının delinmesi sorununun tam olarak âyetteki ifadeyle örtüştüğünü, yani, “insanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden” ortaya çıkmış bir bozulma olduÄŸunu da canlı bir örnek olarak hatırlamak gerekir.

Yeryüzündeki ve uzaydaki olumsuz geliÅŸmeler ile bu âyetteki uyarı arasında baÄŸ kurulurken, –bazı kimselerin yaptığı gibi– Kur'ân'ın teknolojiye ve maddî ilerlemeye karşı olduÄŸu tarzında aşırı bir yoruma kayılması, âyeti amacı ve anlam çerçevesi dışına çıkarmak olur. Yine, doÄŸal çevredeki her türlü bozulmayı münhasıran günah kavramından hareketle gerekçelendirmek doÄŸru olmaz; âyette “insanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden” buyurulduÄŸu dikkate alınarak insanların her ÅŸeyi yerli yerince yapmamaları tarzında genel bir gerekçe üzerinde durulması uygun olur. Öte yandan âyette insanlara yapıp ettiklerinin bir kısmını tattırmanın gerekçesi “dönebilsinler diye” ÅŸeklinde açıklandığına göre, beÅŸeriyetin bu olumsuzlukları yaÅŸaması, yine onların eÄŸriyi doÄŸrudan ayırt etmeleri için tanınmış bir fırsat ve insanın dünya hayatındaki varlık sebebi olan sınavın toplumsal boyutu olarak deÄŸerlendirilmeli ve herkes insanlığın bu ortak serüveninden dersler çıkarmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.