Sosyal Medya

Makale

Hastalıklı ruh hali

Tevfik Fikret’in Sultan 2. Abdülhamid’e suikast düzenleyen Ermeni komitacı için yazdığı mısralar 
var hani: 

“Ey ÅŸanlı avcı damını (tuzağını) bihude yere kurmadın...

Attın ama yazık ki yazıklar ki vurmadın?”

Kendi ülkesinin devlet başkanına yapılan suikast başarısız kaldığı için üzülen bir şair...

Fikret’in yaÅŸadığı günlerde bir grup aydının Batılı liderlere mektup göndererek “Gelin Abdülhamid’i devirin” Ã§aÄŸrısında bulunduÄŸunu da biliyoruz.

Bu bir “aydın damarı” bizde.

Tevfik Fikret ve zamanı ile sınırlı kalmayan bir aydın damarı üstelik. Bugünlere kadar geliyor.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Amerika’ya gidiyor mesela Obama ile görüşsün mü görüşmesin mi? Bir kesimin yaklaşımı şöyle:

“- Obama ile görüşmeyi istesin ama Obama bunu kabul etmesin, böylece aÅŸağılanmış olsun!

“- ErdoÄŸan basın önüne çıksın ama öyle sıkıştırıcı sorularla karşılaÅŸsın ki, aleme rezil olsun!

“- ErdoÄŸan asla baÅŸarılı temaslar kurmasın!”

Ne bu? Bu Tevfik Fikret iÅŸte. Pörsümüş bir duygu - zihniyet dünyası. İç siyasi hesaplaÅŸmayı Türkiye düşmanlığına kadar tırmandıran ruh sefaleti.

Bu hastalıklı yapı ne zaman tedavi olur acaba?

SelamlaÅŸma

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun salı günü grup toplantısında tüm topluma yaptığı “selamlaÅŸma” Ã§aÄŸrısı, bilmem karşılık bulur mu?

Kaygılarım var:

Siyasetin kıran kırana atmosferi içinde naif bir çağrı olarak değerlendirilebilir.

Vaktiyle, haftalık yazdığım bir gazetede, “Bir tebessüm günü” baÅŸlıklı bir yazım çıkmıştı. “Bugün, diyordum, sokaÄŸa çıkın ve gördüğünüz her insana gülümseyin.” Peygamberimizin “Tebessüm sadakadır” ÅŸeklindeki hadisi ÅŸeriflerinden yola çıkmıştım.

BaÅŸbakan’ın kültür hamulesi içinde yine Rasulullah Efendimizin “Ä°man etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiÅŸ olmazsınız. Size birbirinizi sevmenize vesile olacak bir tavsiyede bulunayım mı? Selamı yayın” ÅŸeklindeki güzel sözlerinin bulunduÄŸunu biliyorum. Böyle bir çaÄŸrıyı, laik bir ülkenin baÅŸbakanı Ä°slam Peygamberi’nden (s.a.v.) yola çıkarak yapabilir mi?

Bu çaÄŸrıdan bir zamanlar yapıldığı gibi “Esselamü aleyküm - Günaydın” tartışması çıkarılır mı?

Bunlar mümkün. Memlekette hala baÄŸnaz laikçi muhitler yok deÄŸil. Hatta onların bir kısmının öfkesi, “Ãœlke elden gidiyor” gibi bir feveran noktasına bile savrulabilir.

Ama ister “esselamü aleyküm” desin, ister “günaydın” desin ve hatta ister hiçbir ÅŸey demeyip sadece tebessüm etsin, bu ülkenin atmosferinin, daha çok sevgiye ihtiyacı var ve birbirimize taşıyacağımız küçük sevgi kırıntıları her bakımdan olumludur.

Selam veren insan bunu içinde kötülük barındırarak yapmaz.

Yüzünüze gülerek hançerleyende ancak kişilik bozukluğu bulunur.

BaÅŸbakan’ın çaÄŸrısında Türk, Kürt, Sünni, Alevi, Müslim, gayrı müslim farklı toplum kesimlerinin isimleri sayılıyor ve “Kim olursak olalım, selamlaÅŸalım” deniyor.

Bu toprakların bazı kültür motifleri var ki, onları hayata taşırken aidiyet farkları önemini kaybeder. Selam bunlardan birisidir.

“SelamlaÅŸma” bize Ä°slam’ın kazandırdığı içinde gerçekten derin anlamlar taşıyan bir iletiÅŸim dilidir. “Selam” Allah’ın güzel isimlerindendir, Allah’ın bir diÄŸer güzel ismi “Vedud”tur. “Çok seven, sevgi dolu” anlamlarına gelir. DiÄŸer isimleri Rahman’dır, Rahim’dir... Selam tüm bu güzel esma-i hüsna ile bütünleÅŸmiÅŸ bir  iyilik, barış, güven dilidir. SelamlaÅŸma iÅŸte bunu taşımaktır ötekine... Ötekini ötekileÅŸtirmekten çıkarmak ve yüreÄŸimize taşımaktır selam. Bir Müslüman toplumun özgün halidir. Yürekleri Selam’ını kaybetmiÅŸ toplum, Müslümanlık hüviyetinde de bir hayli aşınma yaÅŸamıştır.

Selam bir kalb kıvamıdır. YüreÄŸinde diÄŸer mü’mine karşı sevgi olmayanın selamı da olmaz, selamı olsa bile içi boÅŸalmış bir selam olur o.

Ne diyeyim, önce tepelerdeki insanlarımızın birbiriyle selamlaşır hale gelmeleri beklenir. Aydınlarımızın yüreğine selamın ulaşması beklenir. Çocuğu boğan adamın, köpeği öldürüp asan adamın yüreğine selamın ulaşması lazım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.