Sosyal Medya

Makale

Yanlışımın faturası bana değil, inancıma çıkarılır

Gönlü ve eli hayır iÅŸlerine de açık kimselerce oluÅŸturulan itibarlı bir vakıf kuruluÅŸunun Karaman’daki bir öğrenci yurdunda, oraya emanet edilmiÅŸ çocuklardan onlarcasına bir öğretmen tarafından gerçekleÅŸtirilen alçaklık üzerinde durmak bir ayrı dert; durmamak daha bir ayrı dert...

Bu gibi alçaklıklardan dolayı, elbette bir kurumu bütünüyle töhmet altında tutamayız ve suçlayamayız hukuken.. Ama hukuken olmasa bile, hele de iletişim ağının bu kadar geliştiği bir zaman diliminde, bu gibi suçlamaların önüne geçilemeyeceği de bilinmelidir.

Ayrıca, ortada uzun zaman gizlenmiÅŸ veya üstü örtülmüş bir alçaklık olduÄŸu ve personel seçim veya istihdamında bir dikkat za’fiyeti bulunduÄŸu da açık...

***

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bu alçaklığın cezasız kalmayacağını, ‘bu alçaklığı yapanın gün yüzü göremeyeceÄŸini’ kendisini paralarcasına ÅŸiddette bir hiddetle ifade ediyor.

Ancak, DavutoÄŸlu hissiyatını ifadede samimî olsa bile, mevcut kanun düzenini bilenler, bu sistemin onun gönlünden geçen ve dilinden dökülen o kızgınlıklara uygun bir cezalandırmaya yol vermeyeceÄŸinden emin oldukları için, bu sözleri tebessümle karşılıyorlar. Çünkü, bundan sonra bir takım kanunî düzenlemeler yapılsa bile bunlar da, -hukuk diliyle-, maqable şâmil / geçmiÅŸe yönelik’ olamayacağı için ve de mevcud kanunlar, yargıçlara göre de farklı bir takım hükümlere müsait olduÄŸundan, sonunda, ‘daÄŸ fare doÄŸurabilir’; bir kez daha...

Nitekim, tuzağına düşürdüğü kurbanına tecavüz edip ve sonra da öldüren nicelerinin birkaç yıl sonra serbest kaldıkları devamlı görülmekte... Ecevit’in çıkardığı ve ‘RahÅŸan Affı’ diye bilinen uygulamanın ortaya çıkardığı rezaletler unutulmadı...  Hele de ‘yüce yargıçlar’ın bu gibi câni ve alçakların duruÅŸmalar sırasındaki iyi halleri gerekçesiyle ceza indirimi uygulamaları da bir ayrı konu ve bu yolların nasıl açıldığını sağır sultanlar bile biliyor...

***

Asıl problem şu ki, bu gibi ideolojik veya inanç temelli kurumlarda meydana gelecek her olumsuz durum, o ideoloji veya inançla daha bir ilişkilendirilecektir.

Kocaman harflerle yazılmış bir duvar yazısı vardı:

‘KardeÅŸim, benim hatamı inancımın hatası olarak görme!’

DoÄŸru denilebilir. Çünkü, bir kiÅŸinin hatasının, bütünüyle onun dünya görüşüne mal edilmesi haksızlık olabilir.  

Ama bu yazının altına da kor parçası gibi bir cevabî yazı yazılmıştı:

‘KardeÅŸim; unutma ki, senin yanlışın inancının hatası olarak görülecektir!’

Evet, her iki cümle de doğru ve ama ikincisi, daha bir çarpıcı doğru...

***

Nitekim,  Ana Muhalefet Partisi Gn. BaÅŸkanı, bu son alçaklığın üzerinde, Salı günkü Grup toplantısında konuÅŸup, çocukların yurtlarda barındırılmasının bu gibi hayır kurumlarını yerine, devletçe üstlenilmesi ve bu gibi faciaların tekrar yaÅŸanmaması için gerekli hukukî tedbirlerin alınması gerektiÄŸini dile getirdi; ahlâkî çürümelerin, sadece kanunî tedbirlerle önlenemeyeceÄŸini, bunun için bir inanç ve ahlâk eÄŸitimine ihtiyaç bulunduÄŸunu göz önüne getirmeden... Laik, hele de kemalist-laik bir dünya görüşüne baÄŸlananlar için inanç ve ahlâk eÄŸitiminin bir mânâsının olmadığı, geçmiÅŸ 90 yıldaki uygulamalarla da ortada... Kalpleri boÅŸ bırakılmış ve sadece be
denî hazlarıyla ve içgüdüleriyle hareket eden nesiller için bu gibi sapmalar daha bir kaçınılmazdır.

Ve unutmayalım ki, bu gibi rezalet, ahlâksızlık ve suistimaller laik-kemalist kadroların elindeki resmî kurumlarda da patladığı zaman, sadece kanunî tedbirlerden medet umulmasının yanlışlığını  ve ahlâk ve maneviyat seferberliÄŸi yapılmasının gerekliliÄŸini söyleyenlerle alay edenler de yine o laik taife idi.

***

Evet, nasıl ki biz, karşıtlarımızın yanlışlarını, eÄŸriliklerini onların ÅŸahıslarına deÄŸil, ideolojilerine  veriyorsak; baÅŸkaları da Müslüman kimlikleriyle öne çıkan kimselerin oluÅŸturduÄŸu kurumlarda meydana gelecek her yanlışlığı aleyhimizde kullanmak isteyecektir.

Bugün olan budur ve şahsî suçların bile, inanç kimliğimizin hesabına yazılmasına da şaşmamak gerekir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.