Sosyal Medya

Makale

Ahlâk nefse odaklı ise

“Güzel ahlâk” odaklı bir düşünce ve medeniyet geleneÄŸi büyük bir oluÅŸ. Bu, kendi doÄŸrultusunda veliler, âlimler, ÅŸairler, halk bilgelerinde karşılık buldu. Giderek temel bir yapıya dönüştü. Halk da aynı ruhtan beslendi. Sıradan insanlar diyebileceklerimiz bile kimi hâl ve davranışları, sözleri ile örneklik oluÅŸturdular.

Halkın dayanışması ve birbiriyle olan yakınlığı sıradan ilişkiler ötesi. Kardeşlik, komşuluk, akrabalık âdeta iç içe geçen daireler kurdu. Bu, aynı zamanda bir aşkın vecd hâlini oluşturdu.

Bir ara Bulgaristan üzerinden Makedonya ve Kosova gezimiz olmuÅŸtu. Bulgaristan’daki Müslümanların düğünlerdeki takıları, hediyeleri “Hayrat” diye ifade edildiÄŸini öğrendik. “Hayrat” kavramı bizde çeÅŸmeler için de ifade edilir. Hayır, sahipleri, sadaka-i cariye olsun diye yol kenarlarına, duraklara, susuz bölgelere çeÅŸmeler yaparlar. Bu çeÅŸmelerden nasiplenenler hayır sahiplerini hayır ile anar dua ederler. Dua etmeseler bile içilen bir avuç su hayır sahibinin amel defterine kendiliÄŸinden akmaya devam eder.

Bizim yörede (Bingöl, Kiğı çevresinde), PerÅŸembe akÅŸamları sofralarında, ya da kilerlerinde hazır ne var ise öncelikle yaÅŸlı, hasta, kimsesiz komÅŸuları ve hatta varlıklı aileler ile paylaşırlar. Bu, orada “aligorn” olarak ifade edilir. Aslında bu, PerÅŸembe’yi Cuma’ya baÄŸlayan gecenin bir hayır giriÅŸimidir. Karşılıksızdır. En fakirler bile bir kâse süt, yoÄŸurt, bir parça ekmek bile olsa bu hayrı iÅŸler. Hatta köyümüz ve çevremizde gayri Müslimlerden Ermeniler varken onlar da bu güzelliklerden mahrum bırakılmaz. KomÅŸuluk iliÅŸkileri bunu gerekli kılar. Bu gönül iÅŸi, davranışı insanlarımız arasında tanımlanamaz bir güzellik, bir iyilik ve bir sevgi bağıdır. Bugünün insanı için belki de çok anlamsız, sıradan bir davranış gibi görünebilir.  Güzel ahlâk hayatın bütün alanlarıyla ilgilidir. Söz, davranış, yaÅŸayış, iliÅŸki ne varsa.

Sözün güzelini, iyisini inciler gibi dizince karşılık bulur. Dilden dile gönülden gönle geçen gizli bir yol var. İnsandan insana hazineler içinde gezinilir. Güzel insanlar ile birlikte olununca güzellikler yaşanır ondan da güzellikler doğmaya devam eder. Bu dünyanın insanları da birbirlerinin hallerinden iyi anlarlar. Birbirlerinin gözlerinin içine bakmaları bile yeterli.

Medeniyetimizde şiir damarının bu kadar güçlü olmasının nedeni de budur. Sözün kalabalık olanından, gevezelikten kaçınmak bir yaşama tarzı. Söz incilerini dizen güzel insanlar insanların gönüllerini fethederler. Âşıkların tek sığınağı da budur.

İnsanoğlu nefis taşıyor. Bir yanıyla kendisini dürten bir şeytan var. Onu yoldan ve çizgiden çıkarmaya çalışır. Onunla savaşmanın tek yolu güzelliklerle karşı hamlede bulunmasıdır.

İnsanlar sadece kendi benleriyle hayata bakarlarsa ki günümüzde böyledir, sevgi ve gönül bağının kurulması güçtür. Her ben kendini kurtarmaya bakıyor ya da sadece kendini düşünüyor. Aile ilişiklerinde bile bu giderek yoğun yaşanıyor.

Ailelerinden kopan, stüdyo dairelere sahip olan bireyler sorumluluklardan kaçıyorlar. Annelerini, babalarını, eş ve çocuklarını terk eden bir bencillik egemen. Ve bu, arzulanan bir hayat tarzı. Günü gün etme, kendi başına yaşama. Hiçbir sorumluluk üstlenmeme. Bu da sekülerliğin son kertesi.

Bunalımlı bir durum yaşıyor insanlık. Paylaşmama, birlikte olmama tek yol gibi. Böyle olunca da insanî ilişkiler kopuyor. Her türlü gayri ahlakilik hayata egemen oluyor. Müslümanların bu yol tercihinde bulunmaları insanlık için de büyük bir tehlike. Çünkü insanlığı kurtuluşa erdirecek tek yol İslâm düşünce geleneğindeki insanilik. Sorumluluk paylaşma bilinci ve sevgisi.

Siyasal hırs tutkulu, çıkar odaklı hiçbir davranış özelde Müslümanlara ve Müslümanlığa genelde de insanlığa bir yarar sunmaz. KiÅŸiler ancak kendilerini tatmin ederler. Bu güzel medeniyetin kimi unsurlarını çıkarları için ve kabul görmeleri için kullanırlar. Biz hasbilik, samimiyet ve dürüstlük isteriz. Ä°slâm’ın özü ve ruhu bunu gerektirir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.