Sosyal Medya

Makale

Başkanlığa kamuoyu ne diyor?

Haziran ve Kasım seçimleri arasındaki dönem baÅŸkanlık sistemi tartışması açısından da ilginç bir sonuç yaratmış gözüküyor… Haziran seçiminin yüksek oyla kazanılacağına güvenen AK Parti liderliÄŸi kampanyayı baÅŸkanlık için bir ‘ön referanduma’ çevirmek istemiÅŸ ve hüsranla karşılaÅŸmıştı. Oysa sonrasında ortaya çıkan istikrarsızlık ortamı ibreyi aksi yöne çevirdi: Partinin Kasım seçimini ezici bir baÅŸarı ile tamamlamasını saÄŸlamakla kalmadı, baÅŸkanlık sistemine olan olumsuz yaklaşımı da bir miktar yumuÅŸattı. BaÅŸkanlık sistemine onay verenler tabi ki bir anda yüzde ellilere çıkmadı. BaÅŸkanlık ve parlamenter sistemi mukayeseli olarak sorduÄŸunuzda, parlamenter sistemi tercih edenlerin oranı hala baÅŸkanlık diyenlerden daha fazla… Ancak baÅŸkanlık sistemi kendi başına ele alındığında, karşı olanların sayısında azalma, kararsız olanlarda ise artış var.

***

The Black Sea Trust for Regional Cooperation adlı kuruluÅŸun 1 Åžubat 2016 tarihinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi ‘Türkiye’de kutuplaÅŸmanın boyutları araÅŸtırması’ bu konuda veriler sunuyor. Buna göre baÅŸkanlık için tam destek yüzde 17, biraz destek 18. ‘Pek desteklemem’ diyenlerin oranı yüzde 13, ‘hiç desteklemem’ diyenler de yüzde 32. Toplumun yüzde 20’si ise bu konuda fikir beyan etmemiÅŸ.

Her ÅŸeyden önce ‘hiç desteklemem’ ile ‘tam destek’ arasındaki neredeyse iki misli oran AKP için uyarıcı olmalı. BaÅŸkanlık sistemini içeren bir anayasa referandumunda varılabilecek en yüksek oyun yüzde 65 civarında olduÄŸunu hatırlattığı için. Toplamda destekleyenler ile karşı çıkanlar arasındaki 35’e 45 dağılım da avantajlı bir noktadan baÅŸlanmadığını ve ‘milletin’ heyecanla baÅŸkanlık sistemini beklemekte olmadığını söylüyor. Ancak fikir beyan etmeyen yüzde 20’lik bölüm geçmiÅŸteki bazı saha çalışmalarına oranla daha yüksek. Belki de iki seçim arasındaki kaotik ortam güçlü yürütme ihtiyacını ortaya çıkardı ve bu da baÅŸkanlık sisteminin daha gerçekçi olabileceÄŸi hakkında bir eÄŸilim üretti.

***

EÄŸer bu gözlemde gerçeklik payı varsa, o zaman bu eÄŸilimin niçin baÅŸkanlığa ‘evet’ ÅŸekline dönüşmeyip ‘kararsız’ blokta kaldığının da sorgulanması gerekir. Ä°nsanların bu zihinsel deÄŸiÅŸimi adım adım yapmasının normal olduÄŸu söylenebilir. Ancak geçmiÅŸ araÅŸtırmalarda ‘kararsız’ olanların da muhtemelen hala aynı noktada kalmış olduklarını akılda tutalım. DiÄŸer bir deyiÅŸle birçok kiÅŸi baÅŸkanlık sistemini daha gerçekçi bulsa bile hala baÅŸkanlığa ‘evet’ deme noktasında deÄŸil. Buna ÅŸu tespiti de ekleyelim: Tam destek verenlerin sadece yüzde 17 olması, AK Parti’nin bizzat kendi çekirdek tabanında bile ancak yarı yarıya ikna edici olabildiÄŸini gösteriyor.

***

Sonuç olarak baÅŸkanlık sisteminin kabulüne yönelik bir yumuÅŸamanın olduÄŸunu, ancak bunun muhtemelen bizzat AK Parti’nin dili, tarzı ve tavrı nedeniyle tercihlere yansımadığını öne sürebiliriz. Bu arada fikir beyan etmeyenlerin üçte birinin HDP seçmeni olduÄŸunu gözden kaçırmayalım. Yani eÄŸer baÅŸkanlık sistemi Kürt meselesini çözebilecek bir ademi merkeziyetçilik anlayışıyla birleÅŸirse, AK Parti’li Kürtleri de hesaba katarak evet/hayır oranı kabaca eÅŸitlenebilir. Buna karşılık baÅŸkanlığa ÅŸu an destek veren MHP’liler karşı kampa geçebilir. Sonuçta yine arada ‘hayır’ lehine beÅŸ puan olacaktır.

***

Kritik unsur iktidarın hazırlık ve ikna stratejisinin ne denli ciddi ve düzeyli olacağı... Doğrular yapılırsa amaca ulaşılır. Yanlışlara devam edilirse de kimsenin şikayetçi olmaması gerekir.

Not: Halil Berktay uyardı… Son yazımda kullandığım ‘alaturka’ deyiminin aslı Ä°talyanca’dan ‘alla Turca’ imiÅŸ… Hiç inanmadım. Düzeltmem ÅŸart mı diye sordum. Gözlerini kısıp gülümsedi…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.