Makale
Ölüm tüccarları kana ve paraya doymuyor
Kan revan içindeyiz. Kan oluk oluk akıyor. İnsanlar her gün şöyle ya da böyle ölüyor. Gencecik insanlar, siviller, askerler, militanlar, suçlular ve suçsuzlar bir arada ölüyor.
Herkes büyük oyunun bir oyuncağı. Kimileri de hiç ilgisi olmadığı hâlde bu vahşi oyunun kurbanı. Bu zamanda insan değeri hiç yok.
Batı ruhu acımasız ve çıkarcı. Sadece kendini düşünüyor.
Batı hümanizmi kendi felsefesini dünyaya “demokrasi” ve “özgürlük” adına kan, para ve silah ile yayıyor. Salt kendisi için. Kendisinin dışındakiler onlar için sadece birer araç.
Militanlar, çeteler, siyasiler onların sadece birer kuklası.
İnsanın bu kadar değersiz olduğu bir başka zaman olmasa gerek.
Savaşların ve öldürmelerin de bir adabı ve bir anlamı var. Ölümlerin vahşi olanı insanı derinden sarsıyor. Savaşları kentlere taşıyanlar, insanları toplu kıyımlara götürenler hedeflerini daha da büyütmüş görünüyorlar. Sınır tanımıyorlar. Nefret üzerine kurgulanan bu yeni zaman belli merkezlere odaklandı.
Ey Müslümanlar, ey saf insanlar ve insanlığın tamamı ne zaman uyanacaksınız, ne zaman bir bilince ereceksiniz. Ne zaman şu oyunu fark edeceksiniz. Ne zaman kendi değerinizin farkına varacaksınız?
İçimize, en olmadık yerlere kadar sinen bu büyük ve acımasız savaşın sadece insanlarımızı değil, ruhlarımızı, duygularımızı da öldürüyor. Akıl başta değil. Savrulmuş toplumlar bir şeyi akledemiyor ve düşünmüyorlar. Estirilen rüzgârın yönüne gidiyorlar.
Bu acımasız bora insanda akıl bırakmıyor, baş döndürüyor. Siz, ne kadar çırpınırsanız çırpının, ne kadar dövünürseniz dövünün kendinizi duyuramıyorsunuz. İnsanlığı kuşatan büyük uğultu, insanları âdeta hipnotize etmiş. Odaklandığı kimi şeyler onun gerçekleri görmesini engelliyor. İnsanların arasında görünmez ve bilinmez büyük duvarlar örüyor.
Çıkarcılar, özellikle kendilerini hiç belli etmeden ve ifşa olmadan işlerini yürütüyorlar. Kalabalıklar ne olup bittiğinin farkında değiller.
Batı’nın büyük hedefi ve ideolojisi sabittir. Onlar kendilerinden asla ödün vermiyorlar. Ayakları saÄŸlam basıyor yere. Hem para kazanıyorlar hem muhataplarını zayıf kılıyor, etkisizleÅŸtiriyorlar. Onları tetikçilerinin piyonlarının ideolojileri yoktur. Basit, küçük ve nedensiz bir dünya için kendilerini feda ediyorlar. Niçin feda ettiklerinin farkında bile deÄŸildirler.
Bu zamanın insanının ideolojisi ideolojisizliktir. Ne için savaştığı önemli değil. Kendilerini feda edenler kurulacak dünyada yerleri zaten yoktur. İdeolojisizlik için savaşan ve hayatta kalanlar için de bu dünyada bir yerleri yoktur. Sadece büyük sofranın altındaki kırıntılardan yararlanabilirler. Çünkü onların yanında hiç bir değerleri yoktur.
Siyasiler de onlar birer piyondurlar. İstediklerini istedikleri zaman iktidarlara getirir, istedikleri zaman da görevden uzaklaştırıyorlar. Onların kendilerine göre hürriyetleri, özgürlükleri ve adaletleri var. Kukla krallar bile onları temsil ediyor. Onların uydurma demokrasilerini içselleştiriyorlar. Kendileri adına sürdürdükleri katliamlara göz yumuyorlar ve hatta teşvik bile ediyorlar.
İnsanı insan olarak görmedikçe bu sorunların üstesinden gelinemez.
Ä°nsana Allah’ın en kutlu varlığı olarak görmedikçe insan bir nesne gibidir.
Allah’ın bu güzide binasını yıkanlar kendi binalarını ve ruhlarını da yıkıyorlar.
Elbet bir gün zalimler, katiller yaptıklarının karşılığını göreceklerdir.
Allah kerim, Allah rahim, Allah gafur, rahmet sahibi, kerem sahibi. Ona sığınmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.
Henüz yorum yapılmamış.