Sosyal Medya

Makale

Türkiye

Eroğan'ı boş verin. Davutoğlu'nu, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi boş verin. Memlekete yapılan her saldırıdan sonra bir çeşit çöplüğe, bir çeşit kanalizasyona dönüşen sosyal medyayı ve orada olup biten bütün akıl almazlıkları boş verin. Patlama olur olmaz ellerini ovuşturup 'Erdoğan istifa' diyen zavallıları da boş verin, 'yedirmeyeceğiz' kampanyasını da...

Ortada basit, çok basit bir soru var ve buna basit, çok basit bir cevap vermelisin.

Şimdi, tam şimdi memleketten, bu aziz topraklardan, Türkiye'den yana mısın yoksa sebebi ne olursa olsun, bilerek ya da bilmeyerek terörden yana mı?

Soru niçin budur?

Bu sorunun ötesinde öyle ya da böyle bir şekilde bir anlaşma zemini buluruz çünkü birbirimizle. Solcu, Kemalist, İslamcı, muhafazakâr... Ne olursak olalım son tahlilde bir ortak yaşam kültürü geliştirebiliriz. Birbirimizi kıra döke de olsa, bağıra çağıra, tartışa tartışa da olsa bir yerde buluşuruz.

O yüzden şu basit soruya içinden cevap ver: 'Sebebi ne olursa olsun Ankara'daki hain saldırının herhangi bir yanı senin sevinmene sebep oldu mu?

Cevabı 'hayır' olanlar için Türkiye söz konusu olduğunda bir 'çerçeve değerler'den söz ettiğimiz zaten açık. Günlük siyasetin, ideolojik tarafgirliklerin, ufak hesapların çok daha ötesinde bir meselemiz var. Hep söyleniyor, biliyorum. Ve soru da işte tam bu meselenin hemen yanı başında duruyor.

Üretilen yorumların, yapılan eleştirilerin, söylenen sözlerin her harfinin yolumuzu şekillendireceği bir eşikteyiz. Ve işte tam da artık yıllar süren bir aymazlıkla klişeleştirilen 'birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günler'i hatırlayabiliriz.

Klişeler, bazen 'asıl' konuya dönmek için yeterli imkânı sağlar bize. Güzel tartışıyorsunuz, güzel suçluyorsunuz, güzel öfkelisiniz, anladık. Öfkeniz kendi çocuklarınızın bile geleceğine gözlerinizi kapatmanızı sağlıyor. Güzel çok. Peki, asıl konu neydi?

Asıl konu hiç değişmedi. Asıl konu hep bu aziz memleketti. Türkiye'den yana olan yüzler için de, Ankara saldırısının belki başka şeyleri sağlar ümidiyle güldürdüğü suratlar için de. Asıl konu hep Türkiye'ydi.

Onlar için hep böyleydi, net. Peki, senin için? Cevabını ver, bana söylemek zorunda bile değilsin.

O basit soru neydi? Yeniden hatırlayalım; 'Sebebi ne olursa olsun Ankara'daki hain saldırının herhangi bir yanı senin sevinmene sebep oldu mu?

Cevabı 'evet' olanlar için tek bir şey söylemek yeterli: Senaryonun tam burasında, bir kez olsun size yazılan rolü ustalıkla oynamaya çalışmayın, ne olur. Çünkü başarsalar bile alacağınız ödül çok çok yardımcı oyunculuk olacak. Onu da alacağınız bir sahne bulamayacaksınız. Bana inanın.

Yine de ortada ümitsizliği doğuracak bir meselenin olmadığının altını çizmemiz gerekiyor. Bazılarının iddia, bazılarınınsa ümit ettiği gibi sonuçlanmayacak her ne oluyorsa. Bu kesin.

Şarkının bazı sözleri bazılarımız için tereddüt doğursa da iyi haber şu: Eşlik edebileceğimiz bir nakaratımız var. Eşlik edebileceğimiz bir nakaratımız hala var.

Ve başka türlüsünün asla mümkün olmayacağı o şarkının, nakaratına bile eşlik etmeyenleri faş edecek bir sorumuz var.

Başka bir cevabının asla mümkün olmayacağı bir soru.

Sebebi ne olursa olsun Türkiye'den yana mısın, değil misin?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.