Sosyal Medya

Makale

Ahmet sever de ben sevemez miyim?

Adullah Gül ile 12 Yıl' kitabının yazarı, eski danışman Ahmet Sever'in T24'te yayınlanan yazısını görünce bir aÄŸabeyimle birkaç yıl önceki bir sohbetimizi hatırladım ister istemez.

Adı bende mahfuz bir ağabeyim, zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyaretine gitmişti. Ziyaret esnasında bir ara çok duygusal bir an yaşanmış, Abdullah Gül 'görüyorsunuz değil mi, şükürler olsun Çankaya'da artık Büyükdoğu fikrinin bir talebesi oturuyor' demişti.

Ağabeyim bana bunu böylece anlatınca ister istemez şunu sordum: 'İyi de abi, Çankaya'da artık Büyükdoğu var da biz niçin Üstad'ın yanında Osman Yüksel Serdengeçti'yi değil de Behçet Kemal Çağlar'ı görüyoruz hep?'

Ağabeyim, acı acı gülümsemişti: 'Oğlum bilmiyor musun, bazı büyüklerimiz bizim omzumuzu pışpışlayıp Behçet Kemal'lerle iş tutmaya bayılırlar.'

Ahmet Sever'in mezkur yazısına dönelim. Beyefendi, kitabı ve Can Dündar'a yazdığı mektup sonrasında kendisine küfür ve hakaret içeren tweetler gelmesinden hareketle mevcut iktidara verip veriÅŸtiriyor. Bu ahlaksızlığın tek suçlusunun mevcut iktidar olduÄŸunu savunuyor. Tabii, iktidarı destekleyen bütün insanlara da verip veriÅŸtirerek…

Misal, şöyle diyor: 'Türkiye sizin döneminizde ahlaken çöküyor, hala farkında değil misiniz?'

İşte ben buna bayılıyorum yahu. 12 yıl iktidarın en güçlü danışmanlarından biri zat-ı şahaneleri değilmiş gibi, söz konusu ettiği 'ahlaki çöküş' olup biterken devletlileri iş başında değilmiş gibi kenara çekilip iktidara parmak sallayarak 'hepsini siz yaptınız' diyor. 'Yahu, Cumhurbaşkanı'nın en yakınındaki adamdın. Pek çok kararda etkili olduğun devlet sırrı değil. Madem bir ahlaki çöküş sezdin. Madem bir çürüme fark ettin. Bu 12 yıl boyunca bu çöküşe, bu çürümeye dur demek için aktif sorumluluk alsaydın ya' diyemiyorsunuz kendilerine. Diyemiyosunuz, zira 'her durumda haklı tipik bir Cihangirli' o. (Yeri gelmişken bu 'Cihangirli' tanımının İstanbul'un Cihangir Semtinde oturmakla ilgisinin olmadığını, bir sosyolojik katmanı, hatta bir zihin yapısını imlediğini söyleyeyim de Cihangir'de oturan dostlar alınmasınlar artık bu tanıma.)

Ahmet Sever'in yazısından bir bölüm daha okuyalım: 'Tetikçilerinizi okudukça keyifleniyor musunuz? Artık edepsizlikten mi medet umuyorsunuz? Medar-ı iftiharınız “Yeni Türkiye'nin” özlemini duyduÄŸunuz gençliÄŸi bu mu? Yapılan bunca tehdit, ÅŸantaj, hakaret, küfür, iÄŸrençlik ve terbiyesizlik hiç mi vicdanınızı sızlatmıyor? Hiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz? Siz neye dönüştünüz böyle?'

Ahmet Sever'e bir tam gün boyunca benim twitter hesabımı takip etmesini öneririm. Küfür ve hakaret bilgisi gelişir. Her gün onlarca analı avratlı, bacılı kızlı küfür yiyorum. HDP'lisi var, paraleli var, CHP'lisi var, sosyalisti var. Küfür ve hakarete bir yöntem olarak başvurmaktan hiç çekinmeyen bu güruha bakarak belki de Kılıçdaroğlu'na, Demirtaş'a, hatta Marks'a falan çemkirmeyi düşünebilir zat-ı şahaneleri.

Hadi beni geçtik. En nihayet 40 yaşında kalın kafalı bir adamım. Ankara'nın Etlik Garajlarında büyüdüğüm için de sinli kaflı literatüre hakimim, nasıl cevap verileceğini de bilirim.

Elif Çakır, Hilal Kaplan, Nihal Bengisu, Halime Kökçe gibi kadın yazarların twitter adreslerine her gün yüzlerce, binlerce küfür yağarken, kendilerine en iğrenç ahlaksızlıklar yapılırken aktif bir siyasi görevde olan devletlilerinin aklına bir kez olsun bu isimlere destek vermek, yapılanın ahlaksızlık olduğunu haykırmak, ne bileyim bir basın açıklaması yapmak ya da 'Beyefendi'sine' bu konuda bir açıklama yaptırtmak geldi mi? Ört ki ölek baba.

Burada Abdullah Gül'e de bir çift sözümüz olsun: 'Sayın Cumhurbaşkanım. Sizin gibi politik kalibresi yüksek, insan ilişkileri gelişmiş, öngörülerine güvendiğimiz bir büyüğümüz nasıl oldu da bulduğu her fırsatta bu ülkenin ana omurgasına hakaret etmeyi görev bilen, oylarıyla sizi o makama getiren insanlara çemkirmekten hoşlanan bir Cihangirliye 12 yıl boyunca tahammül etti? Büyükdoğu'nun talebesi olmak, her daim memleketin ana omurgasının yanında olmayı gerektirmez mi? Yediği iki gram küfür ve hakaret yüzünden sizin de içinde bulunduğu 'biz'i topyekûn aşağılamayı marifet sayan bu adama bir çift sözünüzü bekliyoruz. Çok şey mi bekliyoruz?'

Ne diyordu Kemalettin Kamu: 'Ben bu Behçet'i iyi tanırım yeğenim. Çok kötü şairdi amma dilini pek güzel kullanırdı. Marifetli birisiydi. Hatta en marifetlimizdi. Bilmem anlatabiliyor muyum?'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.