Sosyal Medya

Makale

Bizim mahallenin sokak kavgası

Geçtiğimiz günlerde Cihan Aktaş ve Yusuf Kaplan sosyal medya üzerinden linç kampanyasına maruz kaldılar. Cihan Aktaş bir televizyon kanalına davetliyken tepkiler üzerine davet iptal edildi.

Keşke kanal geri adım atmasaydı.

Demek ki sosyal medyada trollerin varlığı bir kanala geri adım attıracak kadar güçlüymüş. Yeni Şafak gazetesinden iki yazar Ayşe Böhürler ve İsmail Kılıçarslan durumu kınayıcı yazılar yazdılar.

Karşı medyadan da bu kavga çatılardan izlendi.

Hürriyet’ten Kanat Atkaya “Trol Lincine Ä°ki Kurban” baÅŸlıklı yazısında meseleyi Böhürler ve Kılıçarslan dışında kimsenin kılını kıpırdatmadığı noktasına taşıyordu.

Pek de haksız sayılmaz.

Enteresan zamanlarda yaşıyoruz. Çinlilerin sevmedikleri insanlara “Allah seni ilginç zamanlarda yaÅŸatsın!” diye bedduada bulundukları söylenir.

Başımızda bu ilginç zamanın kara bulutları mı dolaşıyor ne?

İnançlar, bağlılıklar yok artık, mensubiyetler ve aidiyetler var. Hiç derinlemesine tanımadığınız bir insanı ya da grubu sadece işiniz ve göreviniz bu olduğu için karşınızdakinin gözünün yaşına bakmadan savunabilirsiniz.

Kavgada yumruk ne ise sosyal medyada küfür ve hakaret odur.

Bir kere maskenin verdiği cesaret vardır trollükte. İnsan görünmediği zaman gözleri hiçbir şeyi görmez de.

AyÅŸe Böhürler’in sesleniÅŸine bakalım: “Yapmayın beyler, gençler, hanımlar. GeldiÄŸiniz fikrin geleceÄŸini baltalıyor, köküne zarar veriyorsunuz. Tecrübeyi itibarsızlaÅŸtırıyorsunuz. Biz büyüklerimize, fikir insanlarına saygıyı hiç elden bırakmadık, hâlâ da bırakmıyoruz”

Ayşe Hanım doğru söylüyor, iyi de bunu kime söylüyor?

Tecrübeyi itibarsızlaştıran kalabalıklar dün yoktu da bugün niçin var?

Dedikodu ve gıybet nasıl birden bire açlıktan ölmek üzere iken domuz eti yemekle müşterek bir ruhsata indirgendi?

İnancı ve ilkeleri uğruna ölme yüreklilik ve cesareti şimdilerde kişileri, kulüpleri, partileri ve hizipleri savunmayla yer değiştirdi.

Mahallede cereyan eden bu kargaşaya bir isim bulmak gerekiyorsa hemen söyleyeyim: Sokak kavgası!

28 Şubat sonrası mahalle bilincinin yerini sokak kavgası almıştır.

Başka mahallelerle sükûnet arayışı için olmadık çareler deneyen insanlarımız ne yazık ki birbirleriyle sokak çatışmasına girmekte bir beis görmemektedir.

Kimse kusura bakmasın, ama başkasının bizi yok saymasına hacet kalmadan en çok birbirimizi inkâr ediyoruz.

En galiz küfürleri birbirimizden yiyoruz. En ağır yumrukları da.

Arkaya yaslanıyorum ve düşünüyorum, kendi mahallem ve sokağımda maruz kaldığım nezaketsizlik, tahkir ve duyarsızlığa hiçbir mahalle ve sokakta maruz kaldığımı hatırlamıyorum.

En çok zulmü aynı dünya görüşünü paylaştığım insanlardan gördüm.

Kavgada beni yalnız bırakıp kaçanlar da onlardı, menfaatleriyle çatıştığında hemen ilkelerini satanlar da.

Oysa kardeşlik sevmek kadar seviyor olduğuna yürekten inanmak demektir. Kusurları sevgi örter, yanlışları kardeşlik tashih eder, kalpleri inanç onarır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.