Sosyal Medya

Makale

Tarihin akışı mı konjonktür dayatması mı?

Tarih felsefecileri arasında determinist tarih okumalarında bulunanlar vardır. Onlara göre tarih belli istikamette akar, belli sonuçlara varır.

Son zamanlarda bölgemizdeki geliÅŸmeleri, özellikle Kürtler açısından böyle bir “tarih akışı” istikametinde okumalar çoÄŸaldı.

Sanırım “çözüm süreci”nin silahların bırakılması safhasına gelindiÄŸinde Kandil ekseninde yapıldı buna yönelik ilk deÄŸerlendirmeler. Öcalan 2013 Nevruz deklarasyonunda baÅŸka bir tarih okuması yapıyor, “Kürtler için silahlı mücadele döneminin sona erdiÄŸi”ni bildiriyordu. Oysa ondan kısa süre sonra mesela Aysel TuÄŸluk“Bölgede Kürtlerin çağının baÅŸladığı”ndan söz edecek, benzeri bir görüşü paylaÅŸan Kandil, Türkiye’deki silahları geri çekmemekten öte, Kobani’den Türkiye’ye yol açmak amacıyla entegre bir silahlı eylemi baÅŸlatacaktı. “Tarihin akışı” Ã–calan’dan Kandil’e uzanan sarkaçta bile deÄŸiÅŸmiÅŸti. Ardından bu “tarih akışı” aÅŸkının özyönetim ilanı ve hendek-barikat kalkışması halinde evrildiÄŸi dönem baÅŸladı.

Bu deÄŸiÅŸimde, PKK eksenli Kürt hareketinin küresel odaklarla kurduÄŸu iliÅŸkinin önemli payının bulunduÄŸu açıktır. Yani “tarihin akışı” bu istikamette ise bunun kendiliÄŸinden olmadığı, küresel odakların bölgeye iliÅŸkin bir operasyonunun bu akışı istikametlendirdiÄŸi bellidir.

Soru ÅŸu: Bu hadiseyi “tarihin akışı” olarak kaçınılmaz bir veri gibi mi okumak lazım, yoksa bazı odakların güç kullanarak gerçekleÅŸtirmek istediÄŸi bir operasyon safhası mı?

Ali BayramoÄŸlu Yeni Åžafak’taki yazısında “OrtadoÄŸu’da tarihinin akışı bu istikamette ve bu tür akışların geriye çevrilmesi eÅŸyanın tabiatına aykırı.”

Evet tam bir determinist tarih okuması.

Ali BayramoÄŸlu“Tarihin akışı” söylemini yazısının iki yerinde daha kullanıyor, ancak bu söylemin kategorik tutarlılığı konusunda kanaati netleÅŸmiÅŸ olmamalı ki, bu noktaya geliÅŸte üç faktörün etkisine iÅŸaret etmekten kendini alamıyor. Åžunu diyor:

“Buna üç faktör yol açtı.. Bunlar (1) bölgesel geliÅŸmeler, (2) siyasi iktidarın çözüm sürecini ağırdan alması, (3) Kürt hareketinin yeni stratejisidir. Her bir faktör doÄŸal olarak diÄŸerini etkilemiÅŸtir.”

Belli ki BayramoÄŸlu’nun zikrettiÄŸi her üç faktör de deÄŸiÅŸkendir. Bu faktörlere iliÅŸkin yorumların da tartışılabilir olduÄŸunu, mesela BayramoÄŸlu’nun “siyasi iktidarın çözüm sürecini ağırdan alması” dediÄŸi ÅŸeyin bile biraz Kandil eksenli bir yaklaşım olduÄŸunu ifade etmek gerekiyor. Ondan öte, sadece bu faktörlerin deÄŸiÅŸkenliÄŸine bakmak bile ortada bir “Tarih akışı” olmadığını, “konjonktürel bir durum” bulunduÄŸunu göstermeye yeter. Zaten birçok stratejist de Kandil’in çözüm sürecini ıskalamasının ardında, kendilerine Suriye konjonktürü Ã§erçevesinde yeni alanlar açıldığı kanaatinin bulunduÄŸunu belirtiyor.

Åžu söylenebilir: Bölgeyi tenzim etmeye yönelen küresel güç odakları tarihin bu kesitinde, Suriye’de PKK eksenli yapılara oynamayı tercih etti. Türkiye’yi sıkıştırmak istedi. vs.

Bunun yanında söz konusu aktörlerin dün Kuzey Irak’ta Barzani’ye oynarken, Suriye’de onların Kürtlüğüne de bakmayıp, PKK-PYD’yi tercih ettiÄŸi de görülebilir. Bu noktada diyelim, ABD’nin Kuzey Irak’taki Kürt yönetimini terbiye etmek gibi bir politika güttüğünden de söz edilebilir.

“Tarihin akışı” okumaları, küresel güç operasyonlarını determinist sonuçlar doÄŸuracak gerçekler gibi görmeye yöneltir ve “bu tarih akışına göre vaziyet alınırsa tehditler bertaraf edilebilir” gibi bir çıkarıma da yol açabilir. Oysa böylesi bir tercih, sizi de operasyonun edilgen alanı haline dönüştürebilir. Bu noktada düşülen en önemli hatalardan birisi Kuzey Irak Kürt yapılanması ile PKK-PYD unsurunun Türkiye’ye yönelik projeleri arasındaki farkı görmemekse, ikincisi de çokça yapıldığı gibi PKK-PYD’ye tüm Kürtlerin temsili payesini ikram etmektir.

Bu yazıyı şöyle bitireyim: Lozan’da Ä°tilaf devletleri Türkiye bünyesinde Kürtleri de azınlık statüsüne sokmak için çok çaba sarf ettiler. Türkiye “Türkiye’de Müslüman azınlık yoktur” tezinde direndi. Ä°tilaf devletlerinin dayatması sonuç vermedi. Bugün benzeri güç odakları yeni bir dayatmada bulunuyorlar. Bu dayatmayı “Tarihin akışı” diye yutmak zorunda deÄŸiliz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.