Sosyal Medya

Makale

Haram her yerde haramdır

Ä°slam'da edinilmesi ve istifade edilmesi haram kılınan nesneler ve davranışların hikmetleri (haram olmasının ferde ve cemiyete faydaları) vardır. Haram kılınan ÅŸeylerden biri de faizdir. Ä°lgili naslar hakkıyla incelenip anlaşıldığında şüphesiz olan hüküm “faizin azının da çoÄŸunun da, Ä°slam ülkesinde de gayr-i Müslimlerin ülkesinde de, iki Müslüman arasında da, Müslüman ile gayr-i Müslim arasında da haram” olduÄŸudur.

Bazı nefis gözü açıklar Hanefî mezhebinin bazı müctehidlerine ait ve belli ÅŸartlarda verilmiÅŸ bir hükümden (ictihaddan, fetvadan) yararlanarak, daha doÄŸrusu bu içtihadı yeri ve amacının dışında kullanarak bir çeÅŸit “ibâhiyye” mezhebi icad ettikleri anlaşılmaktadır. Ä°bâhiyye'den maksadımız “her ÅŸeyi helal saymak”tır. Bunlara göre neredeyse dünyada bir Ä°slam ülkesi (dâru'l-Ä°slam) yoktur, tam olarak ÅŸeriata göre yönetilmeyen bütün ülkeler küfür ve harb (dâru'l-harb) ülkeleridir. Bu sebeple mezkür ülkelerde faiz helaldir, bir kısım kadınlar cariye sayılırlar (satın alınır, kiralanır ve nikahsız temas yapılır), kâfir sayılan insanların malları ve canları ma'sum (korunmuÅŸ, dokunulmaz) deÄŸildir…

Böyle bir anlayışı ve uygulamayı İslam'a mal etmek ve İslam adına yapmak bu mübarek dine yapılabilecek en büyük kötülüktür.
İmam Ebû Hanîfe ve öğrencisi Muhammed'in yalnızca mal edinmekle ilgili bir ictihadları vardır; bu içtihada göre kendileriyle savaş hali bulunan ülkelere, İslam ülkesinin vatandaşı olan bir Müslüman izinle ve güvence alarak girerse İslam ülkesinde caiz olmayan faizli akitle veya kumar oynayarak gayr-i Müslimlerin paralarını ve mallarını alabilir.

Peki bu ictihad neye dayanıyor ve belli bir şartı var mıdır?
Bu ictihad bir rivayet ile bir genel kurala dayanıyor.
Rivayet şöyle: “SavaÅŸ halinde olunan bir ülkenin vatandaşı ile oraya izinle girmiÅŸ bir Müslüman arasında faiz yoktur”.
Genel kural da ÅŸudur: Ä°slam ülkesi ile gayr-i Müslim bir ülke arasında savaÅŸ hali varsa o ülkenin malı ve canı Müslümanlara mubahtır. Oraya izinle girmiÅŸ bir Müslüman, oranın gayr-i Müslim bir vatandaşı ile kumar oynayarak veya ona faizli kredi vererek malını alırsa kendisi için zaten mübah ve helal olan bir malı almış olur. Kazanç görünüşte caiz olmayan bir iÅŸlem ile olmuÅŸtur, ama mülkiyetin intikali bu iÅŸleme baÄŸlı deÄŸildir. Müslüman orada verdiÄŸi “güven sözüne” riayet etmekle yükümlüdür. Çalıp çırpması caiz olmaz, ama onlara göre meÅŸru olan bir iÅŸlem ile mallarını alabilir…

Müslümanların ittifakı ve sağlam delillerle haram olduğu bilinen faizin, yukarıda açıklanan istisnasının sağlam bir delile dayanması gerekir; halbuki dayanak olan rivayet böyle bir konuda delil olacak sağlamlıkta değildir.
Ayrıca hadisin metni “Faiz yoktur; yani burada da faiz caiz deÄŸildir” ÅŸeklinde anlamaya da müsaittir.

Diyelim ki bu hadise göre hükmedilebilir; bu takdirde yine nefis gözü açık olanlara karşı engeller vardır:

1. Ä°bnü'l-Hümâm, Ä°bn Âbidîn gibi Hanefî mezhebinin muteber alimlerine göre, Ebu Hanife'nin bu içtihadı, “gayr-i Müslime faiz vermeye” deÄŸil, “ondan faiz almaya” açıktır. Halbuki bu fetvayı yaygın olarak kullanmak isteyenler “yabancı ülkelerin bankalarından ucuz kredi almak ve onlara faiz ödemek” istiyorlar.
2. Bugün bütün gayr-i Müslimlerin ülkeleri ile Ä°slam ülkeleri arasındaki iliÅŸki “savaÅŸ hali” iliÅŸkisi deÄŸildir. Karşılıklı antlaÅŸmalar, stratejik ortaklıklar, “dostluklar” vardır. Bu durumda iki devlet birbirinin malını ve canını helal saymıyor ki, biri gitsin de helal olan malını bir ÅŸekilde onlardan almış olsun!
3. Müslümanın kiminle ve ne maksatla olursa olsun kumar oynaması ve faizli akit yapmasının caiz olduğuna dair bir delil de yoktur.

Sonuç:
Faiz, tanımı ve şartları belli olan zaruret hali dışında Müslümana her yerde haramdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.