Sosyal Medya

Makale

EMPERYALİSTİN DOSTU OLMAZ ÇIKAR ORTAKLARI VAR

Bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde ve zihnimde yoğurduğumda ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün demeci henüz ajanslara düşmemişti. Söz konusu demeç aslında düşündüklerimizin bir özeti.

ABD DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Biz YPG’yi terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceÄŸiz” dedi. ABD DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, baÅŸkent Washington’da düzenlediÄŸi basın toplantısında, konu ile ilgili kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Kirby, Türkiye’nin YPG’yi terörist olarak gördüğünü bildiklerini, ancak ABD’nin YPG’yi terörist olarak görmediÄŸini söyledi. Kirby, “Türkiye’nin, YPG ile ilgili endiÅŸelerini anlıyoruz. Ancak YPG, IŞİD ile mücadelede en baÅŸarılı güçlerden biri. Biz onları terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceÄŸiz” diye konuÅŸtu.

Bu düşünceler bizi yanıltmadı. Ne yazık ki Amerikan emperyalizmine dostluk ve ortaklık duyguları ile yaslanmak yanıltıcıdır.

Biraz da geçmiÅŸe bakmak gerekir. Tarih ve deneyimler, gerçeklerin üstü örtülmedikçe asla yalan söylemez. Bölgemizde geçen ikiyüz yılın başından beri emperyalizm çok yüzlüdür. Napolyon Mısır’ı iÅŸgal ettiÄŸinde Ezher ulemasını topluyor, onlara: “Biz sizin dininize, peygamberinize ve kitabınıza düşman deÄŸiliz” diyor. Bu, onlar üzerinde ciddî etkiler bırakıyor. Aslında bu, biz size karşı deÄŸiliz, sizi sömüren Osmanlı Devleti’ne karşıyız. Bu propaganda Müslüman Arapları etkiliyor, kavmi bir hareketlenme içine giriyorlar. Konuyla ilgili geniÅŸ çaplı bir araÅŸtırmamız bulunuyor.

Emperyalizmin dostları olmaz, çıkar ortakları, tetikçileri olur. Yeri ve zamanı gelince ortaklarını çok rahatlıkla değiştirebilir.

Bizim kuÅŸağımızdakiler, üzerinden çok geçmemesine karşın, I. Irak iÅŸgali sırasında emperyalizmin sloganı, Irak’a demokrasi ve özgürlük getirmek üzerine kurulu idi. Orada diktatörlüğün sembol ismi ise Saddam Hüseyin idi. Dönemin Türkiye BaÅŸbakanlarından Turgut Özal’ın temel vurgu ve yaklaşımı: “Bir koyup beÅŸ almak” idi. Yani Türkiye bölgede oluÅŸabileceklerin ötesinde bu pastadan ne kaparız düşüncesinde idi. olaylar baÅŸlayınca yüzbinleri bulan Iraklı Müslüman Kürt mülteciler Türkiye’ye akın etti. Onlar mazlumdu ve kapılarımızı haklı olarak açtık. Fakat ne yazık ki bu sürecin Türkiye’ye maliyeti çok ağır oldu. Bir koyduk ama on verdik. Ondan sonra da bir türlü toparlanamadık.

II. Irak iÅŸgali sırasında Abede emperyalizminin Türkiye üzerinden Irak’a girme isteÄŸi üzerine bilinen 1 Mart Tezkeresi Meclis’ten geçmedi. GeçmeyiÅŸi hayırlı oldu. Günümüzde yaÅŸanan olaylara baktığımızda geçmeyiÅŸinin ne kadar hayırlı olduÄŸu anlaşılmakta. Abede emperyalizmi zaman zaman bunun intikamını da almadı deÄŸil. Ama eÄŸer tezkere geçmiÅŸ olsaydı Diyarbakır’da konuÅŸlanacak bölgeyi tam anlamıyla denetimi altında tutacaktı. Biz bu savımızda iddialıyız. Ä°ddialıyız çünkü yakın zamanda Kobani olayında Türkiye Amerika’nın hemen bütün isteklerini yerine getirdi. Kobani’deki Müslüman Kürtleri, Müslüman IŞİD mensupları karşısında korumaya aldı. Aslında bunların tamamı Müslüman. Ama ne yazık ki tamamı emperyalizmin birer kuklası, tetikçisi. Eminim ki Türkiye yanlış yaklaşımlarının ağır bedelini ödüyor.

Abede emperyalizmi YPG ve PYD’yi koruyor ve kolluyor. Onları karasal güç olarak görüyor. Kime karşı sözde IŞİD’e karşı. IŞİD’i Müslümanların başına belâ eden de kendileri. Türkiye Amerika’ya çıkışıyor: “Senin dostun ve ortağın biz miyiz, PYD ya da YPG mi?” Amerikalı yetkililerin cevabı gecikmiyor. Biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz. Demek ki Abede emperyalizmine asla güven olmaz. On yıllardır ülkemizdeki terörün arkasında hep onlar var. Ãœlkemizdeki bütün siyasal entrikaların arkasında onlar var. Görülüyor ki Amerika emperyalizminin onlara aktardığı silâhlar bugün Türkiye içinde. Benzer durum Ruslar için de geçerli. Onlar da her ne hikmet ise aynı bölgeye mühimmat desteÄŸinde bulunuyor. Ve pek tabiî Ä°srail de. Sonuçtan en çok mutlu ve memnun olan Ä°srail. Bayram ediyorlar. Bunları görmemek, görmek istememek ne yazık ki bizim insanımızın gerçeÄŸi. Medya üzerinden insanlar çok rahat yönlendirilebiliyorlar. Ä°nsanımızın yeniden uyanışını saÄŸlayacak giriÅŸimlerin, çabanın hızlanması gerekiyor. Yoksa süreç hiç de iyi gitmiyor. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.