Sosyal Medya

Makale

Terörle mücadelede algı sorunu

Ä°stanbul’da taksi ÅŸoförlüğü yapan Diyarbakırlı bir vatandaÅŸ acaba DoÄŸu-GüneydoÄŸu’da olan bitenleri nasıl algılıyordur? 

Mesela şöyle bir cevapla karşılaştığınızda ne düşünürsünüz?

- Devletin tankla topla girdiği bir ilçe harabeye dönmez mi?

Aklınıza hemen örgüt militanları tarafından kazılan hendekler gelir, sokaklara yerleÅŸtirilen patlayıcılar gelir, ÅŸehitler gelir, ÅŸehit cenazeleri, babaların, evlatların, eÅŸlerin, niÅŸanlıların arkasından dökülen gözyaÅŸları gelir “Acaba Ä°stanbul’daki Diyarbakırlı vatandaÅŸ bunları düşünmez mi” sorusu gelir.

Avrupa’da, Amerika’da iseniz, Türkiye’nin DoÄŸu-GüneydoÄŸusunda yaÅŸananlar çok daha problemli okunur:

- Devletle Kürtler arasında savaş, denir mesela Batı medyasında... Devlet kuvvetleri şu kadar Kürtün öldürüldüğünü açıkladı, diye yazılır, söylenir mesela.

Siz cevap yetiştirmeye çalışırsınız:

- Aksine, devlet kuvvetleri orada bir terör örgütünün Kürtler üzerinde silah zoruyla hakimiyet kurmasını önlüyor, güvenlik güçleri örgütün Kürtlere zulmetmesini önlüyor, dersiniz.

Algı, ah şu algı. Onu bir türlü ülkemiz lehine çeviremedik.

Bizim için çok haklı görülen gerekçeler, varıp, algılara tosluyor.

Anlaşıldığı kadarıyla Bakanlar Kurulu’nun son toplantısında “kamu diplomasisi” bir kere daha gündeme gelmiÅŸ.

En son Biden’la görüşmesinde BaÅŸbakan “Amerika’nın herhangi bir kasabasında El Kaide hendekler kazsa, sokaklara bomba döşese bu kabul edilebilir mi?” diye sordu. Acaba anlaşıldı mı bu çok güçlü argüman ABD BaÅŸkan Yardımcısı tarafından?

Bu soru bazen “Her ÅŸey anlaşılıyor ama anlamak istenmiyor olabilir mi?” ÅŸeklinde de sorulabilir.

Bazen seçici algı ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Her şeye rağmen, algıların sağlıklı oluşması için çaba göstermek zorundasınız.

Teröre karşı mücadelede bu durum, çok daha hayati bir önem arz ediyor. Çünkü öncelikle içerdeki duyguların yönetimi söz konusu. Üstelik ikili bir dünyanın duyguları söz konusu.

Bir yanda güvenlik güçlerinin kayıpları var. Onların silah arkadaşları var, yakınları var ve duyarlı çok geniş toplum kesimi var. Her birinin duygu karmaşasını dikkate almak zorundasınız. Sonuçta her şey can pahasına yaşanıyor.

Öte yanda bu mücadeleden etkilenen sivil halk var. Evini, sokağını, hatta ÅŸehrini kaybetmek zorunda kalan, bazen nereden geldiÄŸi belli olmayan bir kaza kurÅŸununa hedef olan ve “Bundan kim sorumlu?” sorusunu cevaplandırırken kafası karışan sivil halk var. Dün köylerini terk eden sivil halk gibi bugün evini, sokağını, ÅŸehrini terk eden sivil halk aynı duygu tahribatını yaÅŸarsa diye kaygılanmak lazım.

Ve “Etkisiz hale getirilen örgüt mensupları”nın yakınları... Yıllar içinde bu alan da geniÅŸ bir sosyal zemin haline gelmiÅŸ. OÄŸuldur, yeÄŸendir, ÅŸudur budur... Gittikleri yolu ne kadar benimsemezseniz benimsemeyin ama nihayetinde onun cenazesi önünüze geldiÄŸinde sahiplenmemek mümkün olmuyor.

Hükümet, ÅŸu son güvenlik operasyonlarında terörle mücadeleyi olabildiÄŸince hassas yürütmeye çalıştı. “Siviller asla zarar görmemeli” duyarlılığı ile hareket edildiÄŸini biliyoruz. Ama barikat yıkmak için, güçlü bombalara karşı korunmak için tank sokuyorsunuz sokaÄŸa ister istemez. Ve günlerce sokaÄŸa çıkılamıyor. Ve ister istemez evlerde terörist arıyorsunuz.  

Bu durumda sivil alanı korumanın imkanı yok.

Zaten onun için ilçeler boşalıyor.

Böyle bir durum, mesela Paris’in birkaç mahallesinde yaÅŸansa, Sur’daki görüntüler Paris’ten gelse bizler de “Fransa’da ne oluyor?” deriz. Renklerin gri tonu kaybolur, her ÅŸey siyah-beyaz hale gelir.

Bütün bunları dikkate alarak, içerde - dışarda çok yoğun bir kamu diplomasisi yürütmek en acil ihtiyaç haline gelmiş durumdadır.

Mesela eÄŸitimleri aksayan öğrenciler için Batman’da, Diyarbakır’da, Mardin’de baÅŸlatılan telafi eÄŸitimi, bizzat Milli EÄŸitim Bakanı’nın da katılımıyla çok daha etkin biçimde kamuoyuna yansıtılamaz mıydı?

Ölü teröristler konusunun istismarı hala önemli bir sorun olarak duruyor.

Bölgeden göçlerin “Avrupa’ya Kürt mülteci çıkarması” haline dönüştürülmesi gibi bir kumpas hazırlığı söz konusu. Bir tür Mahmur oyunu. PYD ayrı bir “uluslararasılaÅŸtırma” oyununun parçası gibi görünüyor.

Elhasıl çok boyutlu bir okuma ve mücadele zarureti ile karşı karşıyayız.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.