Sosyal Medya

Makale

Ölüm Gündemi

Acaba ölüm “aktüel” bir ÅŸey mi?
Yani haftalık bir dergiye, hatta günlük bir gazeteye aktüel niteliÄŸi sebebiyle yazılabilir mi? 

Allah Teâlâ’nın “Bâtın” olma sıfatı izah edilirken, “Zuhurunun ÅŸiddetinden dolayı gizlidir” sözü söylenir.

Belki ölüm için de zuhurunun şiddetinin onu aktüel kıldığı söylenebilir.

O kadar hayatın içinde ki ölüm, aktüel olmaması mümkün değil.

Ölüm her an var.

Hayatın bir boyutu ölüm.

İnsan ne kadar ölümü hayatının dışına çıkarmaya çalışırsa çalışsın, onun var olduğunu ve her an yanını yöresini, kendisini yoklayacağını bilir.

“Ölümü ve hayatı yaratan kudret” kanunu böyle koymuÅŸ çünkü. Bu Kur’an ifadesinde, ilginç ki, “ölümün yaratılması” “hayatın yaratılması”ndan önce zikrediliyor. (Mülk Suresi, 2)

“Medyatik ölümler” -ki çoÄŸaldı, çoÄŸalıyor, çoÄŸalacak- ölümü daha çok hayatın içine çekiyor.

Hani ölmesi mümkün değilmiş (!) gibi görünenler bile gittiğine göre diye düşünmeye başlıyor insanlar.

Bir sanatçı “Sabancı’nın ölümü benim yeniden doÄŸuÅŸuma imkân hazırlamıştı” demiÅŸti bir ara ve sonra, hayatında köklü deÄŸiÅŸimler yaÅŸamıştı.

Her şeyi satın alabilecek bir insan, bir saniyelik ömür satın alamamış ve insanoğlunun kadim çağrısına boyun eğerek göçmüştü ebediyyet âlemine... Nice kudretli devlet başkanı, komutan vs de göçmüştü o çağrıya boyun eğip.

“Ebediyyet âlemi” dedim.

Belki pek çok insanın gündeminde o da yok.

Yok değilse bile, çok flu...

Ne var ölüm ötesinde?

Buna dair bilgiyi vahiy veriyor.

Yani Allah’tan gelen bilgi.

Ä°nsanoÄŸlu, var oluÅŸuna hükmedemediÄŸini, dünyadan gidiÅŸine de hükmünün geçmediÄŸini, kendi varlığı için son derece kritik bu iki hadisenin de kendi dışında olduÄŸunu “idrak” ediyor, çünkü bunu görmemesi mümkün deÄŸil.

Mümkün olsa, gelmeye hükmü geçmese bile, mesela gitmemeyi başarmak ister. Koşar, arar, çırpınır, bir yol bulmak ister, ölüm meleğinin elinden kaçmak için. Ama olmuyor. Bir yol yok. Bulunamadı bugüne kadar.

O zaman, bu iÅŸin hikmeti üzerine düşünüp, “Acaba beni gönderen ve alan, aldıktan sonra bana nasıl bir gelecek planladı?” diye kafa yormaz mı?

“Medyatik ölümler” herkesin evine giren ölümlerdir. Ä°nsanın medyalaÅŸması ölçüsünde medyatik ölümlerin de çoÄŸalacağı bir vakıa.

Herkes ölen üzerine konuÅŸuyor, konuÅŸuyor.

Ama ölüm ötesi üzerine bir ÅŸey yazılmıyor, ölümün hayata yüklediÄŸi anlam üzerine bir ÅŸey söylenmiyor ve daha önemlisi “Ölümü ve hayatı Yaratan ile insanın iliÅŸkisi” Ã¼zerine bir ÅŸey yazılmıyor.

- Acaba ölüm ötesinde bizi ne bekliyor?

- Acaba ölüm ötesindeki şeylerle bu dünyada yaşadığımız hayatın bir ilişkisi var mı?

- Acaba “ölümü ve hayatı yaratan” Kudret, bizden, hayatta iken ölüm sonrasına iliÅŸkin bir ÅŸeyler hazırlamamızı istemiÅŸ miydi?

- Gidenler geri gelmediğine göre, şayet istenenler yapılmamışsa orada ne oluyor, ne olacak?

Ben kendi hayatımı, kendi ölümümü, kendi ölüm ötemi ve bütün bunlarla baÄŸlantılı olarak “ölümü ve hayatı yaratan Kudret olarak Allah Teala ile iliÅŸkimi” bu dünya hayatında O’nunla iliÅŸkinin hayatıma nasıl yansıması gerektiÄŸini düşünmeden edemiyorum.

“DünyevileÅŸme” diye bir hadise var, sosyal bilimcilerin gündeminde.

“Ölüm ötesini gündemden çıkarma” diye de anlaşılabilir bu.

Ä°nsanoÄŸlunun, dünyayı, Yaratan’la bağını kopararak düzenleme yöneliÅŸinin uzantısı olarak geliÅŸiyor dünyevileÅŸme.

Dünyevileşme, insanı, ölüm gündemini ötelemeye yöneltiyor.

Ama mümkün olmuyor bu.

Ölüm insanın en çok dünyevileştiği bir noktada bile geliyor ve en sarsıcı biçimde gündeme giriyor.

Böyle bakıldığında dünyevileşme insanoğlunun bir aldanışından ibaret oluyor.

Kaldı ki, ne kadar koparsa kopsun bu gündemden, ölüm ötesi kaygısını ortadan kaldıramıyor insan.

En iyisi, kadim gerçeÄŸi kabul edip, varoluÅŸun gayesini anlamaya çalışıp, “Ölümü ve hayatı Yaratan kudret”in insanoÄŸluna yüklediÄŸi sorumluluÄŸu yüklenmek. Ä°nsan olmak. (Bu yazım 28 Ocak 2013 tarihinde Aksiyon dergisinde yayınlandı)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.