Sosyal Medya

Makale

Cinayet işle, özür dile, temizlen... Hepsi bu kadar

Diyarbekir’in Ã‡Ä±nar ilçesinin Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla yapılan ve bir kısmı çocuk olan sivil insanların da hayatını kaybettiÄŸi saldırının sorumluluÄŸunu, PKK üstlenmiÅŸ ve ‘Ölen sivil ve çocuklardan dolayı üzüntü duyuyoruz’ demiÅŸ. Açıklamada, ‘saldırının Van’da öldürülen 12 örgüt üyesinin intikamını almak için yapıldığı’ da ifade edilmiÅŸ. 

Yani, öldürülen her silahlı eylemcilerinin karşılığında bu gibi saldırıların olacağının gizli tehdidi var bu ifadelerde...

***

HDP eÅŸbaÅŸkanlarından S. DemirtaÅŸ  ise bu saldırının o yöredeki halkın vicdanını bile kanattığını hissetmiÅŸ olmalı ki, ‘sorumluların özür dilemesi gerektiÄŸini’ dile getirmiÅŸti. Yani, bir cinayet iÅŸlenmiÅŸse, savunmasız, sivil insanlar ve mâsum çocuklar bile öldürülmüşse; bunda kendilerinin bir kusurlarının olduÄŸunun düşünülmemesini anlatmak istercesine. Ama, o, Cumhuriyet gazetesine verdiÄŸi ve 6 Ocak günü yayınlanan mülâkatında, ‘Biz hiç ÅŸiddeti övmedik.’ iddiasında bulunuyor ve ‘bugün Kürtlerle herkes diyalog kurmaya çalışıyor; OrtadoÄŸu’da Rusya’dan ABD’ye, Ä°ran’dan Çin’e kadar...’ diyor ve diyalog halinde oldukları uluslararası güç odakları
nı göstererek gözdağı veriyor ve her tarafı yakıp yıkmaya ve halkı esir almaya çalışanlar için, ‘Onların tarih yazdıklarını, ellerinden öptüğü’nü; ‘Olayın, hendek-barikat olayı olmadığını, on binlerce yiÄŸit kahramanın  direndiÄŸini’ söylüyor, ‘Bu direniÅŸi ortaya koyan herkese partim adına teÅŸekkürlerimi sunuyorum’ dediÄŸini unutmuÅŸ gözüküyordu.

***

Çınar Saldırısı’nın ardından, tıpkı geçmiÅŸ saldırılarda olduÄŸu üzere, ‘Kaatil Devlet! Kaatil ErdoÄŸan..’ laflarını da yükseltebilirlerdi ama bu sefer ‘cici siyasetçi’ profillerini korumak için, yarım ağızla, saldırıyı yapanların özür dilenmesini istemekle yetindiler. Ve onlar da, bu paslaÅŸmanın gereÄŸini yerine getirdiler, ‘Ãœzgünüz...’ dediler.

İşte bu kadar. Var mı ötesi?

- Küçücük yavrular, anneleri ve babaları, savunmasız siviller de öldü.

- Uzatma looo... Özür diledik ya.

Evet, özür dilediler ya, temizlendiler! Bu kadar basit!.

***

Kamuoyu, bir kısım akademisyenin bildirisini tartışırken, bir akademisyenin Facebook sayfasında yaptığı paylaşım daha ilginç bir tablo ortaya çıkardı.. ‘Bütün üniformalı polislerin katil olduÄŸunu’ söyleyen iÅŸbu akademisyen, ‘Varsın iki yaşında çocukları olsun varsın niÅŸanlı olsunlar, hepsi de gebersin’ diye yazmış... ‘Evet, bütün üniformalı polisleri aynı kefeye koyuyorum. Evet, hepsi ölsün, hattâ gebersin istiyorum...’ diye eklemiÅŸ..

Bir diÄŸeri ise, ‘sivillerin, çocukların ölmesi, gerillalar  için öylesine olaÄŸan, öylesine de meÅŸrudur ki. Zira onlar da öğrenmiÅŸlerdir; düşman saydığını öldürmesen, onun seni öldüreceÄŸi savaÅŸta; bu gibi hayıflanmalara yer olmadığını.’ diyordu...

***

Åžimdi sözkonusu bildiriyi imzalayanlar, ‘niyetlerinin sadece ülkenin geleceÄŸi için iyi olduÄŸuna inandıkları konulardaki görüşlerini açıklamak’ olduÄŸunu söylüyorlarmış.

Elbette, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu güruhu suçlayan beyanları doÄŸrudur, ama, mahkemelerin nasıl davrandığı da ortadadır. Kemalist-laik rejimin geçmiÅŸ 80-90 yılındaki gibi ındî mülahazalarla herkese ceza kesmesini de savunamayız. Objektif bir delil/ kanıt olmadıkça, bir kimsenin suçluluÄŸuna indî mülâhazalarla karar verilemez. Biz de bu gibi cezaî yaptırımlarla karşı karşıya kaldığımızda, ‘Divâne olan gönlümüz ise; ayağımıza zincir vurmak da neyin nesi?’ demiyor muyduk?

Bu bildiriye imza atanların sorgulanmalarından da fazla bir ÅŸey beklenmemelidir. Bazılarının uykuları kaçar, o kadar. Bazıları da, ucuz tarafından, bir kahraman havasına da bürünebilir.

Bu açıdan, bu gibi sorgulamalar yerine, bu gibi akademisyenlerin üniversitelerle, kamu hizmetleriyle olan iliÅŸkilerinin kesilmesi en mâkul ve etkili yol olsa gerek. Ayrıca, cezaî yolu denemenin, yeni Balyoz ve Ergenekon yargılamaları gibi komik sonuçlara müncer olacağını da unutmamak gerekir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.