Sosyal Medya

Makale

Chomsky bu bebekleri de görsün!

Türkiye’nin o bildiriyi tartıştığı günün gecesinde bu defa Diyarbakır kundaklaması geldi.

Haber ÅŸu:

“Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde Jandarma Komutanlığı’na uzun namlulu silahlarla ateÅŸ açan PKK’lı teröristler, eÅŸ zamanlı olarak Ä°lçe Emniyet Müdürlüğü’ne de bomba yüklü araç, roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırdı. Åžiddetli patlamada emniyet binasında büyük hasar meydana gelirken, yakınlarda bulunan 2 katlı müstakil bir ev çöktü. Saldırıda 1 polis ÅŸehit oldu, 3’ü bebek 5 kiÅŸi ise hayatını kaybetti. 39 kiÅŸinin de yaralandığı hain saldırıda hayatını kaybedenlerin, patlama sonucu çöken evdeki Lokman Açıkgöz, Sadık Efe Açıkgöz (5), Ecrin Açıkgöz (1) ve çöken lojmandaki bir kadın ile 5 aylık bebek olduÄŸu öğrenildi.”

Özet:

- Bomba yüklü araç, roketatar, uzun menzilli silahlar...

- 6 ölü, 39 yaralı.

- Cansız bedenler içinde biri 5 aylık üç çocuk da var. Bir de şehit polis.

Ne dersiniz?

Acaba bu haberi, kendilerini “Barış İçin Akademisyenler GiriÅŸimi” adıyla sunanlar  nasıl okumuÅŸtur? Bu haber barışın neresine düşer, akademisyenliÄŸin neresine, hele WallersteinHabermasChomsky olmanın neresine düşer?

Belli ki bildiride “Bu suça ortak olmayacağız” ifadesinin öne çıkmasını istiyorlar. Onlara göre DoÄŸu - GüneydoÄŸu’da yaÅŸanan her ÅŸeyin suçlusu “Devlet!” Hatta “Devletin baÅŸta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarına karşı katliam ve bilinçli sürgün uyguladığı”nı söylüyorlar.

Ya bu haber? Ya şu cansız bebek ve anne cesedinin suçlusu kim?

Onların ifade özgürlüğünü savunan liberal yazarlarımız bile imzacıları “PKK terörünü görmemek, tek kelime ile dahi olsa hendeklerden, el yapımı patlayıcılardan, örgütün yürüttüğü bilinçli demokrafik arındırmadan bahsetmemek”le bir tür “akademik körlük” içinde olmakla suçluyorlar.

Birçok yazara bakıyorum, bildirinin “Devlet katliam ve bilinçli sürgün yapıyor” bölümünü görmezden gelip “barış çaÄŸrısı” niteliÄŸine büründürmek istiyor. Anlaşılan “Devlet katliamı” ifadesini onlar bile kabullenmekte zorlanıyor. Amae gel gör ki, damara bir kere, evet, “müstemleke aydını” zehri karışmış. Bir de onu “ErdoÄŸan karşıtlığı” ile birleÅŸtirdiniz mi, ondan sonra gelsin “bildiri” adı altında  hezeyanlar yumağı.

Diyarbakır’daki kundaklama... DoÄŸu - GüneydoÄŸu’da yaÅŸanan örgüt vahÅŸetinin son örneÄŸi.

CumhurbaÅŸkanı Büyükelçiler toplantısında “ABD BüyükelçiliÄŸi, Chomsky’i davet etsin, misafir edelim. Bu akademisyen sıfatlı 5. kol elamanlarıyla deÄŸil, kendi gözleriyle görsün” dedi. Bu, Türkiye’nin kendine güvenini ve iyi niyetini gösterme açısından anlamlı olsa bile, içlerinde ChomskyWallersteinHabermas gibi dünyaca tanınmış sosyal bilimcilerin de bulunduÄŸu ekibin “akademik körlüğü”nü ortadan kaldırmaya yarar mı, doÄŸrusu emin deÄŸilim.

Aslında evet, tam onu yapmak lazım. Sayıları her ne ise içerden dışardan her kim imzaladı ise onları çağırıp Sur’da, Silopi’de, Silvan’da, Nusaybin’de, Dargeçit’te, fazla deÄŸil şöyle üç gün, yoo hayır bir gün, yooo hayır üç-beÅŸ saat yaÅŸatmak lazım. Duvarları delinmiÅŸ, kapıları her daim örgüt elemanlarının girip çıkması için açık tutulan, sokaklarına el yapımı bombalar yerleÅŸtirilmiÅŸ, barikatlar ve hendeklerle harabeye dönmüş bu ilçelerde, şöyle sadece üç-beÅŸ saatliÄŸine “misafir edelim” bu vatandaÅŸları.

Bakın HDP’liler, o örgüt elemanları ile çok yakın “akrabalık!” iliÅŸkileri içinde olmalarına raÄŸmen, sokakta var olduÄŸunu söyledikleri cenazeleri almak için gittiklerinde teröristler tarafından açılan ateÅŸten canlarını zor kurtarmışlar.

ChomskyWallersteinHabermas, Sur’da yaÅŸamadı ki... Yasemin Ä°nceoÄŸlu ya da Koray Çalışkan yaÅŸadılar mı?

Onların Çınar Karakolu’nun yanındaki evde eÅŸleri, çocukları var mıydı?

Ne demiÅŸ Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı Metin FeyzioÄŸlu:”Kanlı terör örgütü PKK’ya bir cümlecik dahi aleyhte konuÅŸmadan sürekli ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ne söz söyleyenleri mütareke döneminin iÅŸgal altındaki sözde aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum.”

CHP’de bu basiret bile yok, ne yazık!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.