Sosyal Medya

Makale

Dokunulmazlıklara dokunulacaksa, toptan dokunulmalıdır

Teröre açıkça çanak ve alkış tutan, teröristlere cür’etkâr beyanlarıyla yol gösteren ve onları yüreklendiren bazı siyasetçi tiplerinin ‘dokunulmazlık’larının kaldırılması tartışılıyor bu günlerde. Ki, onlardan, cici siyasetçi tipleri sergileyenler, dünlerde aldattıkları kesimler üzerindeki kredilerini de yitirdiklerinden, dünlerde aldatıldıklarını düşünenlerin hayal kırıklığı içinde kaleme aldıkları yazılarıyla, bugün iyice örselenmiÅŸ bulunuyorlar. 

***

Gönül isterdi ki, o gibi siyasetçi tipler, 2014 yazında yapılan seçimde, Cumhurbaşkanlığına aday olduklarında, ülkenin tamamını kucaklayacak bir görüntü verdikleri noktada, sahici olsunlardı.

Ama, bu temenniler tutmadı.

O gibilerin sempatik yüz hatlarıyla da beslenen konuÅŸmalarındaki mantık örgüsünün bir maskelemeden öte bir ÅŸey olmadığı, bugün hemen herkesçe görülüyor. 

Bu maskelemelerinin tutmadığının anlaşılmasından sonra, onlar, utanacak yerde daha bir hırçınlaÅŸmaya baÅŸladılar. Hele de, malûm terör baronlarının sosyo-manyetik çekim bölgelerine girdiklerinde, daha bir pervasızlaşıyorlar.

Onlar, açıkça, Ã¼lkenin bütünlüğüne kasdeden ve güvenlik güçlerine roketlerle, uzun namlulu silahlarla saldıran, kendi partilerinden Belediyelerin iÅŸ makineleriyle ÅŸehirlerde hendek- tünel kazıp, duvarlar örmeye çalışan bir terör örgütünün hemen eylemini mâsum bir savunma olarak gösteren son derece tehlikeli, ateÅŸle oynanan tavırlar sergiliyorlar.

Böyle olunca da, onların dokunulmazlıklarının kaldırılmasının düşünülmesi gerektiÄŸi, en üst perdeden dile getiriliyor. 

***

Ama, dokunulmazlıkların kaldırılması bir çare olur mu?

Hemen belirtilmeli ki, hayır!

O halde, ihanet derecesine varan bu kadar ağır terör tahrikleri karşısında hiç bir ÅŸey yapılmamalı mıdır? Ki, böyle seyirci kalmak, o siyasetçi tiplerini daha bir gemlenemez hale sürükler. Ama, gem ve dizgin vurulmak istendiÄŸinde, o zaman da, tahrik ettikleri kitlelerin, daha büyük acılara yol açacak ilkel refleksler göstermeleri ihtimali vardır.

‘AÅŸağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık..’ misali bir durum.

Öyleyse, ne yapmak lâzım?

O zaman hiç bir şey yapılmadan mı beklenmeli? Öyle yapılırsa, bu da tehlikeli ve ucu belirsiz bir çözümsüzlük getirmez mi?

***

Bu durumda, dokunulmazlık kurumuna, temelden yeni bir bakış açısıyla yaklaÅŸmak da bir yol deÄŸil midir?

‘Mâsuniyet’  ya da dokunulmazlık, nedir?

Bir halkın kendilerini temsil etmeleri için seçip, Meclis’lere gönderdikleri kiÅŸilerin temsil faaliyetleri esnasında kendilerini tehdid ve baskılar altında görmemeleri için onlara giydirilen bir kanunî zırh.

Ama, bu kötüye kullanılırsa! O zaman, n’apmalı?

***

Bu dokunulmazlıkların kötüye kullanıldığı ve hattâ siyasetin kirlenmesine alet edildiÄŸi de bir ayrı gerçek.

Nitekim, dokunulmazlık zırhına büründükleri sırada, ağır ÅŸekilde suçlananların hemen hiç birinin, o dokunulmazlıklarından soyununca doÄŸru dürüst yargılanmadıkları görüldü. Böylece de o zırh, sadece siyasetin çirkinleÅŸmesinde kullanılmış oldu.

O halde, m.vekili olanlara giydirilen bu dokunhulmazlık zırhı, sadece Meclis içi çalışmalarda, düşüncelerini açıkça ortaya koymalarıyla sınırlı hale getirilmeli; m.vekilleri, vekili oldukları asılların, halykın arasında sıradan insanlar gibi, imtiyazsız ve zırhsız dolaÅŸmalıdırlar.

Bunun için de, dokunulmazlıklara toptan dokunulmalı; sadece belli bir takım siyasî yapıya veya suç eylemlerine yönelik bir tedbir olarak düşünülmemeli; ve m.vekili seçilenlerin her halukârda, Meclis çalışmalarına katılmalarını engellemeyecek ÅŸekilde bir düzenlemeyle, kanunları çiÄŸneyen herkese, ayrıca izne baÄŸlı olmaksızın, bir genel düzenlemeyle,  dokunulabilmelidir.

Yoksa, sadece, iç savaÅŸ çıkartmak, kitleleri birbirine düşman etmek istedikleri, söylem ve eylemleriyle açık-seçik ortada olanlara yönelik bir dokunulmazlık kaldırılması sözkonusu olursa, bunun kitlevî bir takım ölçüsüz tepkiler ortaya çıkarması ihtimal dışı deÄŸildir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.