Sosyal Medya

Makale

Bu fotoÄŸraf kime ne diyor?

2015’te “Yılın fotoÄŸrafı” kıyıya vurmuÅŸ Aylan Bebek miydi? 2016’da “Yılın fotoÄŸrafı” Ã§ok erken çekilmiÅŸ olmalı. Bu defa kıyıya vuran 34 Aylan Bebek... Bir, iki, üç, dört... ve otuzdört. Yüzleri kuma gömülmüş çocuk cesetleri... Aylan BebeÄŸi bir jandarma eri kucağına alıp, insanlığın vicdanına sunmuÅŸtu. Bu defa bir jandarma eri çocuk cesetlerinin yüzüne gözüne bulaÅŸmış kumları ayıklarken yansıyor vicdanlarımıza.

Kıyıya vurmuÅŸ cesetlerin üzerlerinde can yelekleri var. İçleri atık maddelerle doldurulmuÅŸ ve iÅŸe yaramaz 
hale gelmiÅŸ o can yelekleri de insan kaçakçılığına dönüşen “Mülteci soygunları”nın bir baÅŸka vurgun alanı. 
Ah ÅŸu insanın ve insanlığın tükenmiÅŸlik hali!

Ne denir bu insanlığımızı sorgulayan manzaralar karşısında ki?

Aylan Bebek, “mülteci sorunu”nda Avrupa’da bir vicdan ayaklanması gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Türkiye ile görüşmeler oldu falan... Sonra?

Ä°ÅŸte 34 ceset daha...

Şimdi ne yapılacak?

Avrupa ile ne görüşülecek?

Türkiye 2.5 milyon mülteciyi barındırıyor topraklarında. Kamplarda veya hayatın içinde...

Bunlar artık haber olmuyor. Ä°ÅŸ hayatı içindeki Suriyeliler vs. artık Türkiye’nin ve dünyanın normallerinden...

Ama kıyılarımıza cesetler vurduÄŸunda mülteci sorununun yürek yakan kısmı yeniden alevleniyor. 
“Türkiye ve mülteciler” gündeminin parçası olarak...

Batman’da çadırda yaÅŸayan bir mültecinin 4 aylık bebeÄŸi soÄŸuktan donduÄŸunda yine “Türkiye ve mülteciler” baÅŸlığı altında haberleÅŸiyor.

Suriye’de yaÅŸanan faciayı anlatamadık dünya vicdanına. “Bu bombardımanlar insanları ve ÅŸehirleri vuruyor, bunlar bombardımandan canını kurtarabilen insanları milyon milyon ülkesini terk etmeye zorlar” dedik, duyuramadık. Amerikası, Rusyası, Ä°ran’ı, stratejik hesapların içinde kayboldular, daha kötüsü savaşın rantının hesabı içine girdiler. Avrupa, mülteciler kapıları zorlamaya baÅŸlayıncaya kadar Esed zulmüne dair üç maymunu oynadı.

Kıyılarımıza vurmuÅŸ bu çocuk cesetleri kimin günah hanesine yazılacak?

Bence Türkiye, bu olayı yeniden deÄŸerlendirmeli.

Olay, Avrupa ile mülteci göçlerini konuşmakla sınırlanacak gibi değil.

Kıyılarımıza vuran cesetler, her ÅŸeyden önce “insani boyut”uyla dünyanın duygularını harekete geçiriyor.

O zaman Türkiye’nin öncelikle 
bu insani boyuta sahip çıkması ve onu bütün dünyada sıcak gündem halinde takip edecek bir misyon oluÅŸturması gerekiyor.  

Åžu sebeple ki:

- Suriye savaşının süper güçlerin rant alanı olmaktan çıkarılması ve insanlığın ödediÄŸi bedel boyutuyla gündem olması için... Dünya, Rus bombardıman uçaklarının, Esed’le iÅŸbirliÄŸi halinde ana okulları dahil sivil alanlara yönelik cinayetlerini nasıl görecek deÄŸilse?  

- Mültecilerin Avrupa umuduyla insan kaçakçılarının elinde sömürülmesinin ve çürük botlarla denizde facialara kapı aralanmasını önleyecek tedbirler alınması için... (Bir soru: Sahil güvenlik birimlerimizin bugüne kadar denizde 90 binin üstünde mülteciyi kurtardığı bildiriliyor. Peki bu botların denize açılmasını önlemek mümkün değil mi?)

- Yeni göçleri önleyecek tedbirlerin Suriye’de alınabilmesi için...

- Türkiye’dekiler dahil, farklı ülkelerdeki mültecilerin özellikle kış ÅŸartlarında insanca ÅŸartlarda yaÅŸamaları 
ve yeniden yurtlarına dönebilmelerini temin için...

OluÅŸturulacak misyon kanaatimce sırf “insani bir çığlık” gibi hareket etmeli. Mesela konu Avrupa BirliÄŸi ile üyelik müzakerelerinin bir boyutu gibi deÄŸil, ondan ayrı ve bir insanlık problemini görüşür gibi ele alınmalı. BM nezdinde bu çığlık en yüksek tonda seslendirilmeli, Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı, belki her küresel kurumdan önce harekete geçirilmeli vs.

EndiÅŸem ÅŸu:

Kıyılarımızdan yola çıkan ve yine kıyılarımıza vuran çoÄŸu kadın, çocuk mülteci cesetleri dünya kamuoyunda Türkiye’nin mülteciler konusunda gösterdiÄŸi büyük insani gayreti gölgeleyebilir. Bence konu daha özel bir planlamayı gerektiriyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.