Sosyal Medya

Makale

Siyasi söylemlerde, ilkesellik - konjüktürel yönelişler

Çıkarlarla ilkelerin çatıştığı yerde   izafi  kiÅŸilikler,   maskeli  duruÅŸlardan sıyrılarak   kendi gerçeklikleriyle buluÅŸur. Sel gider kum kalır  misali insanın omuzlarında  ağırlık  oluÅŸturan  hakikatler yerli yerinde  durumunu   muhafaza ederken ,ayaklarını yerden kesen içi boÅŸ havalanmalar,yalpamalar, negatif özbenliÄŸin kışkırtmaları  her an  farkındalık bilincinin  yitirilme   etkisiyle  ademoÄŸlunu  yere çakabilir. Bu anlamda , hakikatı  klavuz edinerek, halüsinasyonlara kapılmadan  adil ve ilkesel   bir bakış açısıyla  vizyoner bir strateji oluÅŸturmak   siyasi  temsil makamında olanlar için bir elzemdir.

Bir devlet bakanı (her ne kadar  sonradan özür dilediÄŸi beyan edilmiÅŸ olsa bile)    "Devletler arası iliÅŸkilerde iniÅŸler ve çıkışlar olabilir ancak bizim halklarla iliÅŸkilerimiz her zaman dostane bir düzleme sahiptir" demiÅŸ, Ä°ÅŸgalci Ä°srail terör devletiyle dostluktan dem vurmuÅŸtu     Terörü iÅŸgali yok etmeyi merhameti ve dokunulmazlıkları yok etmeyi ilke edinen bir sisteme,  bir devlet anlayışına karşı bu türden  bir yaklaşım sergilemek ,adaletin imgesi ya da simgesinin gölgesinde siyaset yapan bir siyasetçiye   bir zihniyete yakışmadığı gibi ümmetin ve milletin gerçekleriyle oynama anlamına gelecek  bu tür ifadeler maÅŸeri vicdanı derinden yaralamıştır. Bu  ifade biçimi  Temsil ettiÄŸi kitlenin  , temel insani deÄŸerlerin  kabul alanının ötesinde yer alan bir anlayıştır.Hakikati ıskalamak serap sevdalısı olmaktır.Küresel  Ä°ngiliz –Yahudi   medeniyetinin bulaşıc ı ifsad edici ,  yaÅŸam biçimlerine kapı aralamaktır.  Kapıdan  sahteliklerin düzmece inanışların  süzülmesi  söz konusu olunca  hikmet hakikat adalet  bacadan odayı terk etmek durumunda kalabilir  bu durumlarda ….

Bir ölçüde hakikatin temel umdelerini referans aldığını iddia eden hiçbir kiÅŸi, kurum  cemaat , cemiyet…       bu referansları  hiçe sayarak çıkarcı  makyavelist, nihilist , opurtunist, tepkisellikler  reaksiyonlar gösteremez.

   Ãœmmet dokusunu zedeleyecek güvensiz tutumlar , iç  acıtıcı yalpalamalar , sadra zehir   salgılayan  kelimeler , söylemler , birbirine derinden baÄŸlı,  siyasi bir güce sahip  olan kurumları temelden sarsabilir.  Bu kurumların  tarih sahnesinden silinmesine , buharlaÅŸmalarına neden olabilir.      Fraktal  (bir çesit örüntü) yada eklektik özelliklere  sahip  bir siyasi  kitle , kendi içinde oluÅŸturduÄŸu düalist çıkmazlarla ,varoluÅŸunu  ifsada  götüren  bir  duruma   sürüklenebilir. Kendi içinde bir çözülme potansiyeli   barındıran   siyasi bir örgütlenme, deÄŸerler hiyerarÅŸisine baÄŸlı  teyakkuz pozisyonunu  yitirmemek   durumundadır. Teyakkuz yitimi durumunda  ortaya  Ã§Ä±kacak bir  Ã§Ã¶zülme,  bir politik  reaksiyon  , beklentileri ,varılmak istenen durakları , hedefleri  ,ıskalayabilir

 Tarihi ve model  bir vakıa  olması açısından nebevi bir perspektifin hasılası olan  Hudeybiye  antlaÅŸmasında  Resulullah’ın  mümin  camianın aleyhine  gibi görünen  bazı maddeleri onaylaması , daha sonra da  Mekkeli müşriklerin   elinde bulunan esir   Müslümanların,  vicdanları acıtıcı  taleplerine raÄŸmen  ,müşriklerle yapılan antlaÅŸma maddelerine uyarak bu ahde  sadık kalınması   altı çizilmesi gereken bir örneklik   oluÅŸturmaktadır.  Sonuç tabiî ki müminlerin  lehine sonuçlanmış Ebu basir, Ebu cendel  gibi mücahitlerin atılganlıkları  ,cesaret ve becerileri, durumu Müslümanların kazanımlarına dönüştürmüş , müşriklerin aleyhine çevirmiÅŸtir.

Burada temel mesele üst düzeyde siyasi  bir ahlak anlayışının , erdemsel tavrın, peygamber eliyle  tarihselleÅŸmesi   bu durumun pratik bir örneklik oluÅŸturmasıdır.

Farklı, tarihi  bir örneklik olması açısından  Osmanlı padiÅŸahı II. Abdulhamit  ile Siyonist ideologlardan Teodor herzl arasındaki  diyaloglar vakar ve emanet bilincinin  siyasete ve uluslar arası iliÅŸkilere yansımasıdır.

Konuyla  baÄŸlantılı olması açısından  Makedon kralı Ä°skender ile diyojen arasındaki  diyalog mevzuumuzun zenginleÅŸmesine katkı   saÄŸlayabilir:
“GüneÅŸimin Önünden Çekil!”
Bu azarı bir imparator duydu.Büyük Ä°skender deniyordu ona. 

Diyojen'in şöhretini duymuş, şanını bu şöhretin yanına taşıyarak halka hoş görünmeyi ummuştu. Bir yanda Makedonya kralının parlak alayı, öbür yanda paçavralar içinde güneşlenen Diyojen... Biri yücelterek, diğeri aşağılayarak dünyayı kendine dar gören iki adam! İmparator ihsanda bulunmak istiyor: "Ne dilersen, yapayım! "Diyojen üzerine düşen gölgenin İmparator'a değil dünyaya ait olduğunu hissediyor ve elinin tersiyle itiyor bu gölgeyi."Güneşimin önünden çekil!"

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.