Sosyal Medya

Makale

İmanın gücü

İnanmak, insanın potansiyelini harekete geçiren en önemli etkendir. Bir insan gerçek anlamıyla inandığında, o inancı uğruna her türlü fedakârlığı yapabilecek bir psikolojik vasata sahip olmaktadır. Hem tarihte hem de bugün bunu gözlemlemek mümkündür. Çünkü böylesi inanmak, inanılan şeyle bütünleşmek anlamını taşımaktadır ve gereğini yerine getirecek duygusal tamlığı da inşa etmek anlamındadır.

İnanmak, yanılgıyı içinde taşıdığı durumlarda dahi bir duygu olarak bu işleve sahiptir. Yani herhangi bir duruma yönelik inanç; yanıltıcı ve yanlış olsa da aynı düzeyi oluşturabiliyor. O yüzden ideoloji ile iman çoğu kez karıştırılıyor. Ama sahici anlamda inanmak hep bir adım öndedir ve taşıdığı potansiyel ile değişimin mihveri olmaktadır. Sahici olmayan inançlar, sahici düzeyde bir inanmayla benimsendiği zaman onlar da aynı düzlemi inşa edebilirler. Ama sonuç itibarı ile onlar yerlerinden olmaya maruz kalabilecekleri gibi, muhalefeti de içinde taşıyan bir meşruluğu peşinen oluştururlar. Bu yüzden gerçek anlamda bir inanma eylemi beraberinde mutluluğu getirir, bir sükûneti işaret eder. İnanmak sükûnet ile beraber sahiciliğini belirgin kılar.

Ä°nanmak; bir boyun eÄŸmek oluÅŸunun yanında bir isyanı da temellendirir. Çünkü inandığınız davayı inkâr eden güçlere karşı bir isyanı taşıma sorumluluÄŸu inanmanın bizzat kendisinde mündemiçtir. EÄŸer inanıyorsanız isyan edeceksiniz… O yüzden iman önce isyanla temellenir. “Lâ” demek sahte ilahları reddetmek ve onlara isyan etmek anlamına gelir. Ä°man ile baÅŸlayan serüven ÅŸiddet içermez, bu yüzden ÅŸiddet içeren eylemler/imanlar yanlış davaların, yanlış inançların, yanlış inanmaların ve ideolojik yapıların iÅŸidir. Bu anlamı ile din ideolojik bir yapı inÅŸa etmez! Hiçbir din ÅŸiddet ile baÅŸlamamıştır. Kendisi ÅŸiddete maruz kalmıştır. Sabırla kendi hakikatinin anlaşılmasını beklerken, yine sabırla direnmiÅŸtir. Bu yüzden iÅŸkencelere maruz kalmıştır inananlar, ama iÅŸkence etmemiÅŸlerdir. Bunun için sahici ile sahte olanı ayrıştıran en temel unsur inanmada bir merhametin olduÄŸunu bilmektir. Merhamet ÅŸiddeti dışlar ve her türlü ÅŸiddeti gayrimeÅŸru kabul eder. Ta ki kendisini ilan ettikten sonra, karşısında varlığını yok etmeye yönelik kurumsallaÅŸmış bir güç söz konusu olduÄŸunda ona yönelik bir karşı koymayı meÅŸrulaÅŸtırması baÅŸka…

Ä°nanmanın duygusal zeminle iliÅŸkisi ve bu duygusal zeminin tavra yönelik ilgisini de hesaba katmalıyız. Bir tavrın hem örneklik oluÅŸturması hem de tetikleyici; yani yaygınlaÅŸtırıcı özellik kazanması inanmanın duyguda geliÅŸtirdiÄŸi sahici tutuma baÄŸlıdır. Güncel deyimle rol model ancak duygusal tamlıkla birlikte olduÄŸunda belirleyici bir yön tayin edebilir. Bu yüzden inanmaya konu olan ÅŸeyin de sahici ve hakikatle bağı çok güçlü olmalıdır. 

Bu noktada iki türlü bir inanmadan bahsedebiliriz:

Bir, keskin bir körlükle teslim olmak, yani kabullenmek ama kabullenirken onu düşünerek, tartarak, karşılaÅŸtırarak ona yönelmek anlamında deÄŸil, herhangi bir ÅŸeyle iliÅŸkili olarak teslim olmak ama gönülden teslim olmak anlamında bir inanma… Bu inanma türü kendi içinde sorunlu olmakla birlikte sonucu aynı olan bir inanma türüdür. Ama sakıncalı bir inanma türüdür ve kiÅŸiyi rahatlatsa da vicdanının derinlerinde onu rahatsız edecek bir teslimiyettir.

Ä°ki, bir ÅŸuurla inanma… Bu ÅŸuur hem akli, düşünsel bir ÅŸuur hem de güvene dayalı duygusal bir ÅŸuurla beslenir ve tam bir teslimiyet doÄŸurur kiÅŸide… Ä°ÅŸte bu inanç size dünyalar sunulsa inancınıza muhalifse reddetme iradesi doÄŸurduÄŸu gibi, ölüm pahasına inancınızdan vazgeçmemeyi içinde taşır. Bu inanma az sayıda insanda mevcut olur. Ama duygusal inanma eksik olmakla birlikte sonucu belirleyen bir toplumsallık oluÅŸturabilir. Bu da ancak gerçek anlamda inanmış az sayıda kiÅŸinin örnek ve önderliÄŸinde oluÅŸur. Bunu peygamberlerin yaÅŸamında bulabiliriz. Ä°nanmış kiÅŸilerin oluÅŸturduÄŸu toplumsal sahada ve inanmayı bir davaya dönüştürmüş tarihsel kesitlerde gözlemleyebiliriz. Bu inanca sahip kiÅŸilerde inançlarından taviz anlamına gelen bir uzlaşıyı bulamazsınız. Ä°nandıkları gibi yaÅŸamaktan vazgeçiÅŸlerini isteyemezsiniz.

Elbette ki başka türlü inanmalar da söz konusu edilebilir. Ancak bu inanmalar yukarıda ifade ettiğimiz düzeyde bir sonucu doğurmaz. Şartlı inanmalar şartların ortadan kaldırılması ile ortadan kalkar. O yüzden onların inanmalarını sahici ve belirleyici bulmak doğru olmaz! Ama bu inanma türleri de geçici de olsa işlevsellik kazanabilirler. Bunun örnekleri de tarihte ve günümüzde bolca görülebilir.

Bir mümin inandığı davasını hayata aktarırken karşılaştığı sorunlarla yüzleşmeyi hesaba katar. İman eden kişi için yaşam ile ölüm aynı düzeyi işaret eder. Bu yüzden her türlü baskıya göğüs gerebilir ve hiçbir şekilde geri adım atmayı kabullenmez! Bu onun inanmaya yüklediği anlamdır ve hangi şuurla inandığını belgeler.

Bugün Suriye ve Mısır özelinde meydana gelen olayları bu gözle yeniden deÄŸerlendirmeliyiz. EÄŸer gerçek anlamda iman söz konusu ise boyun eÄŸmenin ne kadar imkânsız olduÄŸu görülür. Orada birkaç inanmış kiÅŸi dünyayı deÄŸiÅŸtirebilir. Bu direniÅŸe yönelik yapılan eleÅŸtirilerin tutarlılığı bir tarafa hangi bakış açısıyla yapıldığı daha önemlidir. Modern baÄŸlamda insana ve onun yaÅŸam hakkına yönelik geliÅŸtirilen bakış kendi içinde tutarlılığını muhafaza edememektedir. Çünkü tam da bu modern baÄŸlamın oluÅŸturduÄŸu güçler tarafından insanın yaÅŸam hakkı ortadan kaldırılıyor. Onlara yönelik eleÅŸtiri ise batılı deÄŸerlerin insan olma noktasındaki önemine yapılmaktadır. Åžimdi de yine batılı deÄŸerlere yaslanan baskıcı liderlerin katliamları göz ardı edilmekte, ama direnme sonucu oluÅŸan durumlara yönelik eleÅŸtiriler geliÅŸtiriliyor. Propaganda özellikli ideolojik angajmanlara dikkat kesilmek önemli…

Bu noktada dillendirilen sözün hangi deÄŸeri taşıdığı önemlidir. Bu sözün niçin dillendirildiÄŸi ve neyi amaçladığı belirlenmelidir. Yapılan eleÅŸtirinin gerçek deÄŸerini ortaya koymak için hangi kültürel iklimden beslendiÄŸi de temel bir olgu olarak anlaşılmalıdır. O kadar çok söz gündemleÅŸtiriliyor ki hangisini olumlamak gerektiÄŸi kafa karıştırıcı olmakta sureti haktan görünerek olayları çarpıtarak kendine yer edinmeye çalışanları da dikkatle takip etmekte yarar var. Yani inanma karmaÅŸa ve kaosu dışlayan bir ÅŸeydir. Bunun belleklere kazılması elzem olmuÅŸtur…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.