Sosyal Medya

Makale

Entrikayı siyasetin temeli bilmek

'Hâfızâ-ı beÅŸer, nisyan (unutkanlık) ile malûldür...’ diye boÅŸa denilmemiÅŸ. 

Sadece şu son birkaç ay içinde yaşananlar bile, sanki hiç olmamış gibi.

Hatırlayalım.

Diyarbekir’de 7 Haziran seçimleri öncesinde, 5 Haziran akÅŸamı, HDP mitingi civarında bir bomba patlar, iki kiÅŸi ölür. HDP’nin eÅŸbaÅŸkanlarından F. YüksekdaÄŸ‘kaatil’i o patlamanın birkaç dakika sonra hemen bulur: ‘ErdoÄŸan’ (!) Ve, o seçimlere sadece 40 saatin kaldığı bir sırada, GüneydoÄŸu ÅŸehirlerinin caddelerine çıkarılan kitleler, sabahlara kadar ‘kaatil Tayyib!’ diye bağırttırılırlar.

Kimse, bu suçlamanın mantıksızlığını söyleyemez. Çünkü, söylemeye kalkışacak olanların üzerine çullanılır: ‘Sen kaatilden yanasın, haa?!’

***

7 Haziran’da elde edilen sonuç, HDP çevrelerini de ÅŸaşırtır.

Artık, yeni bir güç merhalesine ulaşılmıştı. Yeni bir Hükûmet’in kurulamaması için elden gelen yapılmalıydı. Bir istikrarsızlık ve karışıklık döneminde yeni fırsatlar doÄŸabilirdi.

Ä°ÅŸte o dönemde, 20 Temmuz 2015 günü, Suruç’ta bir bomba patlar... 30 küsur insan parçalanır. Suruç’taki patlamadan birkaç dakika sonra da yine aynı terâne, ‘Kaatil devlet! Kaatil ErdoÄŸan!’  hezeyanları yükseltilir.

***

Sonra.. Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015 günü patlayan bir bomba, daha korkunç bir tablo çıkarır ortaya: 112  Ã¶lüm. Yüzlerce de yaralı...

Bunun hemen ardından da, aynı yâveler tekrarlanır: ‘Kaatil Devlet! Kaatil ErdoÄŸan!’ 

OrtadoÄŸu’nun oldukça karışık bir durumdan geçtiÄŸi bir sırada, özellikle de Suriye’yi bombardıman etmekte olan Rusya’ya ait bir savaÅŸ uçağının, Türkiye hava sahasını ihlal etmesi hasebiyle düşürülmesi ve Türkiye - Rusya münasebetlerinin son yarım yüzyılın en gerilimli bir duruma gelmesinden sonra...

Rusya lideri Putin’in, ‘Türkiye’yle savaÅŸmayacağız ama bu saldırısının (!?) karşılığı sadece ekonomik alanda deÄŸil, daha baÅŸka alanlarda da verilecektir...’ açıklamasıyla anlatılmak istenen, iÅŸte bu silahlı terör örgütünün daha bir destekleneceÄŸi idi.

DemirtaÅŸ’ın son açıklama ve hedeflerinin ‘Bağımsız bir Kürd devleti kurmak olduÄŸu’ ÅŸeklindeki sözlerini, Moskova’da Rusya Dışbakanı S.Lavrov’la buluÅŸmasından sonra dile getirmesi de bunun bir iÅŸaretidir.

Başka devletler ve güç odakları da bölge için, kendilerine göre hayaller kuruyorlar, elbette...

***

Açık olan ÅŸu ki; HDP, bu sistemin içinde, yanlışları düzeltmek, ıslah etmek için deÄŸil;  kendisini oynatan PKK’nın talimâtına göre, -dışarıdan tahrip çabalarına paralel olarak-, içerden de bir aÄŸaç kurdu gibi, gövdeyi çökertmek için en karanlık entrikalar peÅŸinde olduÄŸunu devamlı sergiliyor.

Öyle ki, bugünkü talepleri karşılanacak olsa, yarın hemen bunların tam tersi istikamette bir takım talepleri de öne sürecektir. Çünkü, hedef, mevcud sistemi ıslah değil, felç etmektir.

Nitekim, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun, parti liderleriyle yapmayı düşündüğü görüşmelerin hemen başında, HDP sözcüleri; ‘Gelir, kaçak çayını içer gider...’ diyecek bir ciddiyetsizlikle, konuÅŸulacak bir ÅŸeyin olmadığını söyleyebildiler. BaÅŸbakan, bu tavır üzerine, o görüşmeyi iptal edince ise DemirtaÅŸ, ‘siyasetin diyalog kurabilmek için kapılarını açık tutmak san’atı olduÄŸunu’ dile getirebiliyor. Ama, hemen ardından da, Ã¶zyönetim, özerklik, vs. gibi çok hassas konuları sıralıyor. Bu, ateÅŸ ve kanla oynanmasıdır.

***

Elbette, ülkenin geleceÄŸi için her konu düşünce olarak tartışılabilir. Ama bunların silah zoruyla veya OrtadoÄŸu’daki fiilî durumdan faydalanarak, devreye sokulmaya kalkışılması devlet anlayışına aykırıdır. Her bir devlet, ya o silahlı dayatmaya teslim olur; ya da o gücü etkisiz hale getirir, teslim alır.

***

Barzanî’nin lideri olduÄŸu KDP’nin internet sitesinde 16 Aralık günü yer alan açıklamada da PKK suçlanırken, buna deÄŸiniliyordu: ‘Kürdistan halkının önünde sizler problemin kaynağı oldunuz. (...) Neyin peÅŸinde olup, kim tarafından öne sürüldüğünüzü bilmiyor. Kürd halkına problem ve engel çıkarmaktan baÅŸka ne yaptınız?’

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.