Makale
Başkanlığa zaten geçmedik mi?
Yazar:
Etyen MahçupyanYönetim sisteminde kalıcı ve meÅŸru bir yenileÅŸme yaÅŸamak zorunda olduÄŸumuz konusunda herkes hemfikir. 1982 Anayasası bugüne dek yapılan yüz küsur deÄŸiÅŸikliÄŸe raÄŸmen ve belki biraz da o sayede Türkiye’yi taşımaktan aciz. Ancak bütün bu deÄŸiÅŸiklikler kendi içinde tutarlı olsaydı bile durum deÄŸiÅŸmeyecekti. Çünkü ÅŸu anki anayasanın en büyük handikabı dibaceye yansıyan arkaik ideolojik bakışı. Dibacenin ana metinle iliÅŸkilendirilmesiyle birlikte, böyle bir anayasa ile ne var olan sorunları çözmek mümkün, ne de yeni sorunların yaratılmasını engellemek.
Dolayısıyla yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi de baÅŸtan ele alınacak. Bu noktada muhalefetin AKP alerjisinin ‘ahlaksız siyaseti’ sonucu ortaya çıkmış bir baÅŸka ‘de facto’ durumu daha dikkate almak gerekiyor. Artık cumhurbaÅŸkanı halkın oyuyla seçiliyor ve toplumun bu hakkı yeniden Meclis’e devretme isteÄŸi yok. Åžu anki haliyle aşırı yetkili ve sorumsuz bir cumhurbaÅŸkanı var. Yani eÄŸer ‘diktatör’ olmak istiyorsa ErdoÄŸan açısından en ideal durumdayız!
Ancak AKP yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemini de belirsizlikten kurtarıp ‘saÄŸlam bir kazığa’ baÄŸlamak istiyor. Bunu gerçekleÅŸtirebilmek için ise, istenmekte olan sistemin halkta teveccüh bulmasını saÄŸlayacak siyaseti üretebilmeniz lazım. Bu hiç de kolay deÄŸil, çünkü yükselen demokratik normların sonucu olarak, toplumun üçte ikisinin keyfiliÄŸe izin veren bir yönetim sistemini onaylamayacağı anlaşılıyor.
Demek ki AKP adına baÅŸkanlık sistemini savunanların halk nezdinde ‘ikna edici’ argümanlar öne sürmesi gerek. Peki, gördüğümüz ne? Bence tam tersi… ÖrneÄŸin ‘baÅŸkanlık sistemine zaten geçtik’ diye bir görüş var. Ne demek istediÄŸini anlıyoruz: CumhurbaÅŸkanını halkın seçmesiyle birlikte parlamenter sistemin temel mantığı bozulmuÅŸ oldu. Ne var ki parlamenter sistemin bozulması, sistemin kendiliÄŸinden ‘baÅŸkanlık’ haline gelmesini ifade etmiyor. ‘BaÅŸkanlık sistemi’ denen ÅŸey birinin ‘baÅŸkan’ olduÄŸu bir sistemin adı deÄŸil… Yasama ve yürütmenin keskin biçimde birbirinden ayrıldığı yönetim sistemine verilen bir ad. Burada birinin ‘baÅŸkan’ olabilmesinin meÅŸruiyeti söz konusu yasama/yürütme ayrışmasının var olup olmamasına dayanıyor. Türkiye’de ise halen böyle bir ayrışma yok. AKP hem Meclis’te çoÄŸunluÄŸa sahip, hem hükümet kurmuÅŸ, hem de yetkili ve sorumsuz cumhurbaÅŸkanlığı koltuÄŸunu kazanmış durumda. Burada açık bir tek parti hegemonyası var ve denetleme iÅŸlevinin maddi zemini pratikte fazlasıyla zayıf.
Ortada böyle bir tablo varken çıkıp da ‘baÅŸkanlık sistemine zaten geçtik’ denirse, bunun anlamı baÅŸkanlık sistemi olarak ‘ÅŸu anki reel durumla’ sınırlı bir tahayyüle sahip olunmasıdır. Bu ise, baÅŸkanlık sistemiyle ilgili olarak epeyce bilgisizlik ima etmenin ötesinde, zihniyet olarak denetimsiz bir tek adam yönetiminin arzulandığı algısını yaratır. Çünkü eÄŸer baÅŸkanlık sistemine gerçekten de geçilmiÅŸ ise, yani ‘baÅŸkanlık’ denen yönetim biçimi zaten halen var olan ise, pek de büyük bir deÄŸiÅŸikliÄŸe ihtiyaç yok demektir. Var olan yapıyı kanun ve yönetmeliklere geçirir, sabitler ve yeni sistemi yerleÅŸtirirsiniz. Ne var ki bu ‘çözüm’ dünya literatürüne ancak mizahi bir ‘baÅŸkanlık’ sistemi olarak dâhil edilebilir.
Gerçekten de baÅŸkanlık sistemi önerilecekse önce ciddi olunması gerekiyor… Åžu an itibariyle ‘kiÅŸiliksiz’ bir yönetim sistemimiz var. BozulmuÅŸ, orasından burasından çekiÅŸtirilmiÅŸ bir parlamenter sistem. Ama baÅŸkanlıkla hiçbir ilgisi yok… AKP’lilerin önce bu basit gerçeÄŸi sindirip öyle yola çıkmaları lazım.
Etyen Mahçupyan
-
Aralık 04, 2016 Pazar Sıradan yandaş hikayeleri
-
Eylül 15, 2016 Perşembe Erdoğan daha güçlü mü zayıf mı?
-
Temmuz 28, 2016 Perşembe Batı’nın sandığı kadar aptal olabilir miyiz?
-
Temmuz 26, 2016 Salı ‘FET֒ siyasetteki aymazlığın sonucudur
-
Temmuz 22, 2016 Cuma Siyasete hayat dersleri
-
Temmuz 21, 2016 Perşembe Laiklik ortasından çatladı
-
Temmuz 19, 2016 Salı Büyük aptallığın küçük akılları
-
Temmuz 12, 2016 Salı Eski merkezden yeni parti çıkar mı?
-
Haziran 28, 2016 Salı Hükümet Cemaat’i aklamak mı istiyor?
-
Haziran 24, 2016 Cuma AK Parti sorun çözmeme döneminde
-
Haziran 16, 2016 Perşembe Orta kimlik tuzağı
-
Haziran 14, 2016 Salı Kürt meselesinde iktidar boşluğu
-
Haziran 10, 2016 Cuma Kürt meselesinde acil durum
-
Haziran 09, 2016 Perşembe AK Parti artık ‘çözüm’ istemiyor mu?
-
Haziran 03, 2016 Cuma Ya AK Parti başkanlık istemiyorsa?
-
Haziran 02, 2016 Perşembe Seviye meselesi ve ‘İslamTürk’ sentezi
-
Mayıs 31, 2016 Salı Erdoğan’ın başarısının bedeli
-
Mayıs 26, 2016 Perşembe Erdoğan ‘iyi başbakandan’ niçin vazgeçti?
-
Mayıs 24, 2016 Salı Liderin genel başkanı…
-
Mayıs 22, 2016 Pazar Binali Bey niçin gecikti?
-
Mayıs 20, 2016 Cuma Omurga meselesi
-
Mayıs 17, 2016 Salı Vizeye terör bahanesi
-
Mayıs 12, 2016 Perşembe Tadı kaçtı
-
Mayıs 10, 2016 Salı Davutoğlu niçin gönderildi?
-
Mayıs 06, 2016 Cuma Türk usulü
-
Mayıs 05, 2016 Perşembe İş dünyası çözüm sürecinin neresinde?
-
Mayıs 03, 2016 Salı Güney Afrika’dan ne öğrenebiliriz?
-
Mayıs 01, 2016 Pazar İktidara hakkaniyetli bakış
-
Nisan 29, 2016 Cuma Çözüm sürecinde siyasi kültür zaafı
-
Nisan 28, 2016 Perşembe Çözüm sürecinde yöntem zaafı
-
Nisan 26, 2016 Salı Çözüm sürecinde ikircikli tutum
-
Nisan 22, 2016 Cuma Çözüm sürecinde ne becerildi?
-
Nisan 15, 2016 Cuma Aynı yanlış bir daha yapılır mı?
-
Nisan 14, 2016 PerÅŸembe Bir iddia olarak yeni anayasa
-
Nisan 12, 2016 Salı Anayasa bizi toplum yapar mı?
-
Nisan 08, 2016 Cuma Bugünün fıtratı
-
Nisan 07, 2016 PerÅŸembe DoÄŸal uzlaÅŸma zemini
-
Nisan 01, 2016 Cuma Gerçeküstü liderler dönemi mi?
-
Mart 31, 2016 PerÅŸembe Ak Parti ile gurur duymak
-
Mart 22, 2016 Salı Başkanlığa kamuoyu ne diyor?
-
Mart 15, 2016 Salı Türkiye bu çarkı kırmak zorunda
-
Mart 03, 2016 Perşembe Suriye’de başarılı olmanın sırrı
-
Şubat 24, 2016 Çarşamba CHP Komisyon’dan niçin çekildi?
-
Şubat 17, 2016 Çarşamba Türkiye’nin müdahalesi savaş daveti mi?
-
Şubat 15, 2016 Pazartesi Akademisyenler ve ‘orta kalite’ tuzağı
-
Şubat 12, 2016 Cuma Kürtlerle yeni dönem
-
Şubat 01, 2016 Pazartesi Bağımlı Merkez Bankası ve erken seçim!
-
Ocak 26, 2016 Salı ‘Güzelim’ çatışma varken niye müzakere olsun?
-
Ocak 21, 2016 Perşembe Kürt meselesinde basit gerçekler
-
Ocak 18, 2016 Pazartesi PKK stratejisi ve gerçekçilik
-
Ocak 14, 2016 Perşembe Oportünist
-
Ocak 10, 2016 Pazar Başkanlık ve meşruiyet
-
Ocak 07, 2016 Perşembe Başkanlıkta makulü aramak
-
Ocak 05, 2016 Salı Neden başkanlık sistemi?
-
Ocak 03, 2016 Pazar Başkanlık ekonomiyi de ‘düzeltir’ mi?
-
Aralık 31, 2015 Perşembe Başkanlık bizi krizden çıkarmaz mıydı?
-
Aralık 29, 2015 Salı Başkanlığa zaten geçmedik mi?
-
Aralık 24, 2015 Perşembe Başkanlık niçin anlamlı?
-
Aralık 22, 2015 Salı AKP yeninin eşiğinde
-
Aralık 17, 2015 Perşembe Eskisi ve yenisiyle modern muhafazakâr
-
Aralık 15, 2015 Salı Türkiye oyunun neresinde?
-
Aralık 13, 2015 Pazar Bu oyunun en iyi oyuncusu
-
Aralık 10, 2015 Perşembe Depresyon günleri
-
Aralık 08, 2015 Salı 'Duyarsızlığın siyasallaşması…'
-
Aralık 03, 2015 Perşembe Bir PKK siyaseti olarak ‘ideolojik yalan’
-
Aralık 01, 2015 Salı Ey kendilerine AK Partili diyenler!
-
Kasım 27, 2015 Cuma DAİŞ niye bitirilemiyor?
-
Kasım 26, 2015 Perşembe PKK ne yapıyor?
-
Kasım 23, 2015 Pazartesi DAİŞ bunu niçin yaptı?
-
Kasım 20, 2015 Cuma G-20: Deccallerden insanlara geçiş mümkün mü?
-
Kasım 19, 2015 Perşembe Başkanlık sistemini hak etmek
-
Kasım 17, 2015 Salı İnsanlığı reddedenler ve biz
-
Kasım 13, 2015 Cuma AK Parti merkez olma yolunda
-
Kasım 10, 2015 Salı Muhalefet niye kaybetti?
-
Kasım 05, 2015 Perşembe Yeni muhafazakâr modernler
-
Kasım 03, 2015 Salı Her seçim referandum
-
Kasım 02, 2015 Pazartesi Osmanlı tokadı
-
Ekim 31, 2015 Cumartesi Anti-AK Parti hastalığı
-
Ekim 29, 2015 Perşembe AKP’siz hükümet ne zaman?
-
Ekim 27, 2015 Salı AKP’nin doğrularla sınavı
-
Ekim 22, 2015 Perşembe Ya cahil, ya aptal, ya ahlaksız
-
Ekim 20, 2015 Salı Hangi milliyetçilik?
-
Ekim 15, 2015 Perşembe Oportünizmle sağduyu arasında
-
Ekim 13, 2015 Salı HDP yine de barajı geçse mi?
-
Ekim 08, 2015 Perşembe Kalite makası
-
Ekim 06, 2015 Salı Üst akıl ve kalite açığı
-
Ekim 01, 2015 Perşembe AKP’ye ev ödevi
-
Eylül 30, 2015 Çarşamba Öcalan konuşmayacak
-
Eylül 13, 2015 Pazar Eski ve yeni arasında AKP’nin yolu
-
Eylül 11, 2015 Cuma Neo-con’lar için kısa Türkiye siyaseti
-
Eylül 10, 2015 Perşembe PKK ile MHP aralığında AKP stratejisi
-
Eylül 08, 2015 Salı Kaf Dağı’nda bir Cyclops
-
Ağustos 25, 2015 Salı Ateşkes ihlalinde ‘yeni’ Diyarbakır
-
Ağustos 18, 2015 Salı Koalisyona ‘aslında’ kim hazır değildi?
-
Ağustos 13, 2015 Perşembe Ateşkes ‘aslında’ niye bitti?
-
Ağustos 11, 2015 Salı Koalisyon mu seçim mi?
-
AÄŸustos 10, 2015 Pazartesi AKPÂ’nin Suriye hamlesi
-
Ağustos 04, 2015 Salı Aydınlar ve bildiriler
-
Temmuz 28, 2015 Salı PKK ergenlik tuzağında
-
Temmuz 23, 2015 Perşembe Suruç’un önce ve sonrası
-
Temmuz 09, 2015 Perşembe AKP’nin seçmeni kim?
-
Haziran 30, 2015 Salı Özgüven HDP’ye de lazım
-
Haziran 08, 2015 Pazartesi Toplumun cevabı
-
Haziran 02, 2015 Salı Başkanlık riski niçin alınıyor?
-
Mayıs 28, 2015 Perşembe Çözümün ahlaki zemini
-
Mayıs 21, 2015 Perşembe IŞİD, Gülen ve sekülerleşme
-
Mayıs 10, 2015 Pazar Cemaat niçin yenildi?
-
Nisan 19, 2015 Pazar Bir gün biri başdanışman olmuş...
-
Nisan 16, 2015 Perşembe CHP’yi milletçe alkışlıyoruz!
-
Nisan 07, 2015 Salı ‘Beyaz’ hastalanma
-
Mart 26, 2015 PerÅŸembe Duygu siyaseti
-
Mart 19, 2015 Perşembe HDP’nin dört yolu
-
Mart 10, 2015 Salı Nasıl oldu da barışa dönüldü?
-
Mart 08, 2015 Pazar İlişkinin zihniyeti ve çözüm süreci
-
Şubat 05, 2015 Perşembe Kaderin ironisi: Erdoğan’ın karizması
-
Ocak 29, 2015 Perşembe Barıştan sonraki ilk gün…
-
Ocak 27, 2015 Salı Özgürlükçü bağnazlık
-
Ocak 01, 2015 PerÅŸembe Yeni bir dinamiÄŸin eÅŸiÄŸinde
-
Aralık 30, 2014 Salı Laik siyasetçi depresyonu
-
Aralık 25, 2014 Perşembe Bir Kandil analizi
-
Eylül 07, 2014 Pazar İslami olanın dönüşümü
-
Eylül 04, 2014 Perşembe Türkiye İslamileşiyor mu?
Henüz yorum yapılmamış.