Sosyal Medya

Makale

Başkanlık sistemi

Etyen Mahçupyan dünkü (24/12/'15) yazısında parlamenter rejimler ile başkanlık sistemini mukayeseli olarak ele almış, parlamenter sistemlerin birçok problemi içinde taşıdığı ve bu yüzden de miadını doldurmak üzere olduğu tespitlerinde bulunmuş. Meselelere ortadan bakamayan, mutlaka bir tarafı tutan ve bu yüzden diğer taraflara kör olan bazı yazarlar ve siyasetçiler ülkemizde başkanlık sisteminden söz edilince derhal Erdoğan karşıtlığı hastalığı nöbetine tutuluyor ve meseleyi gerektiği gibi ortaya koyup tartışmaya engel oluyor, başkanlık sistemi gelirse Erdoğan'ın diktatörlüğü ele geçireceğini ve ülkeyi istediği gibi yöneteceğini, bunun da hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracağını ileri sürüyorlar. Mahçupyan ise bu iddia ve hayali ihtimale şu cevabı veriyor:

“EÄŸer amaç bir tahakküm sistemi yaratmak olsaydı, baÅŸkanlık ne AKP ne de ErdoÄŸan'ın iÅŸine yarardı. Hiçbir 'iyi' baÅŸkanlık sistemi iktidarın ÅŸu anki gücünden daha fazlasını saÄŸlayamaz. Ama ülkeyi bir bütün olarak yönetmeyi kolaylaÅŸtırır, riskleri azaltır, meÅŸruiyeti pekiÅŸtirir. Bu da hem iktidarların daha saÄŸlam bir zemin üzerinde iÅŸ yapmalarını, hem de toplumun siyasete doÄŸrudan damgasını vurmasını saÄŸlar.”

Bir baÅŸkası da anayasa ve baÅŸkanlık sistemi teÅŸebbüs ve tartışmalarını önemsizleÅŸtirmek üzere şöyle bir cümle kurmuÅŸtu: “Ãœlkenin dıştan ve içten kaynaklanan bunca problemi varken iktidarın baÅŸkanlık sistemi ve anayasa tartışmalarını gündemde tutması kabul edilemez.”

Meselelere tek yönlü ve taraflı bakanların yukarıdakine benzer itirazlarını hep duyuyor ve okuyoruz. “Çözüm sürecine dönüş-operasyonlar”, “anayasa ve baÅŸkanlık sistemi-ekonomik, siyasi, sosyal problemler”, “mazlum ve maÄŸdur insanların yanında olmak-milli çıkarlar öncelikli davranmak”, “komÅŸularla sıfır problem- milli menfaatleri ve adaleti korumak”; bu listeyi uzatmak mümkün, bu ikililer arasında denge kurmak, her ikisini mümkün olduÄŸunca birlikte götürmek, bu yöntem tıkanırsa bize ait deÄŸerlere baÄŸlı kalarak gerekeni yapmak gibi şıklar da var iken at gözlüklüler hep birini tutar, savunur, olmadı diye gürültü yapar, diÄŸerini görmezden gelir veya ihmal edilmesi gerektiÄŸini söylerler.

Asıl konuya dönelim.

Bu ülkede anayasa ve bunun içinde başkanlık sistemi ile diğer problemler arasında ilişki yokmuş gibi tenkit, analiz ve tekliflerde bulunmak tutarsızdır. Bir sürü problemin, çıkmazın sebepleri arasında, hatta bazı durumlarda başında ülkenin ana kanunu ve sistemin belirleyicisi olan anayasa vardır. Bu anayasa ayak bağı olmayacak, milli menfaate en uygun sistem ve yönetimin önünü açacak şekilde mutlaka ve tez elden değiştirilmeli, yama ve tamir ile yetinmeyip yeniden yapılmalıdır.

Başkanlık sistemi tartışılırken de bu, bir partiyi ve şahsı merkeze alarak değil, dünyanın gidiş yönü, milli menfaat ve ülkenin geleceği göz önüne alınarak yapılmalıdır.

İslâmî sistem de referans olarak değil ama mekanizma olarak başkanlık sistemine benzer; çünkü bu sistemde halk başkanı (halifeyi, emîri) seçer, ona bey'at eder, başkan da hükümeti ve yüksek bürokrasiyi seçip tayin eder, yargıya müdahale edemez, İslâmî usule göre yasamayı ve denetimi yapacak olan heyet de başkandan bağımsızdır.

Başkanlık sistemi ile ortadan bakarak ilgilenenlere Mahçupyan'ın yazısını okumalarını tavsiye ederim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.