Sosyal Medya

Makale

İslam adına hareket etmek iddiası, asıl problem bu

tarihinde yayınlandı.

Dünkü yazımda, hemen her yerde, insanlarımızın, ‘Ä°ran niye böyle yapıyor? Bu yaptıkları, farsçılık ya da mezhebçilik deÄŸil mi?’ diye hayıflanarak sorduklarından söz etmiÅŸtim. 

Bu hayıflanmanın sebebi, Ä°ran’ın sıradan bir devlet olmadığından, yaptıklarını Ä°slam Cumhuriyeti adı altında, Ä°slamî bir devlet olarak yaptığı iddiasından kaynaklanıyordu.

Ä°ran ise, kendi anlayışına göre,  farsçılık da yapmıyor, mezhebçilik de yapmıyor!..

Çünkü, Åžahlık düzeninin devrilmesinden sonraki Ä°ran’da, toplumun ana birleÅŸtirici harcı, Ä°slâm’dır. Buna göre de kiÅŸilerin kavmî- etnik köklerine bakılmaz. Ä°nkılab’ın lideri (merhûm) Ä°mam Khomeynî, 200 yıl öncelerde cedleri Arabistan’dan KeÅŸmir’e gitmiÅŸ ve oradan da Orta Ä°ran’daki Khomeyn ÅŸehrine gelip yerleÅŸmiÅŸ, Arab etnisitesinden ve de ‘seyyid’ olarak anılan bir aileye mensub.. Ve Ä°ran’da hemen hiç bir dikkatli müslüman, onun etnik açıdan hangi kavme mensub olduÄŸunu düşünmezdi bile.

Bugün Ä°nkılab Rehberi veya Dinî Lider diye anılan ve Ä°ran sisteminin tepesindeki isim olan Ali Khameneî de, Tebriz’in güneyindeki Khameneh kasabasındandır ve etnisite açısından bir Azerî Türküdür. Ama kimse onun Fars etnisitesinden olmadığını düşünmez bile.. Tıpkı Osmanlı’da olduÄŸu gibi, etnik köken, ölçü olarak alınmaz.

Bu açıdan, bir Farsçılık iddiası, fiilen de mantıkî dayanaklardan mahrumdur. Esasen, Ä°ran’da fars, azerî, kürd,arab, türkmen, belûc, lor, gilek, tevaliÅŸ, lezgi vs.. gibi yığınla etnik unsurlar vardır.

***

Ä°ran mezhebçilik de yapmıyor!

Çünkü.  Mezheb, bir dinin farklı yorumlarından kaynaklanan farklı yolları ifade için kullanılır bizde. Ä°ran’da ise, mezheb ve din aynı mânâda kullanılır ve bu ülkede 500 yıldır  hâkim olan 12 Ä°mam Mezhebi, (Caferiyye ya da Åžia), Ä°slam’ın tek gerçek yorumu olarak kabul edilir; diÄŸerleriyse, Ä°slam’ın yanlış ve hattâ sapık kolları. Böyle olunca da mezhebçilik deÄŸil, Ä°slamcılık yaptığını düşünüyor. 

Ama, insaf ile düşünelim, Ehl-i Sünnet olarak nitelenen cereyan da, kendisini gerçek Ä°slam ve diÄŸerlerini, Ä°slam’ın yanlış ve hattâ sapık kolları olarak nitelemiyor mu?

Asıl mes’ele burada. Ä°slam’ın tek ve gerçek temsilcilik iddialarından vazgeçilse, taraflar kendilerini aynı tevhîd ve nübüvvet inancından beslenip geliÅŸen Ä°slam aÄŸacının dalları olarak görseler ve ‘birimizin kırılması, diÄŸerlerimizin de zayıflaması demek olur’ deseler, çoÄŸu mes’ele hallolur. Ama, bu denilemiyor ve bu mezheb farklılığı, âdetâ din farklılığı gibi temellere oturtuluyor.

***

Gerçekte ise Ä°ran devletlerden bir devlet ve her devlet gibi, kendisine göre bir strateji belirleyip ona göre hareket ediyor. Ama, bu siyaset, Ä°slam adına yapılıyor olduÄŸundan, Ä°slam açısından gerçekten de tutarlı mı, deÄŸil mi? Mes’ele bu noktada.

Bu satırların sahibine göre, bu siyasetin, Ä°slam adına savunulabilecek bir tarafı yoktur. Ama hele de, dünyanın büyük maddî güçleriyle ‘5+1’ denilen nükleer müzakereler yapıp, Amerika’yla da barıştıktan sonra, Ä°ran, bir güçlülük vehmine kapılmış ve de güç zehirlemesine uÄŸramıştır.

Ne var ki, Baas Partisi’nin ve Esed Hanedanı’nın Suriye’deki 50 yıllık kanlı diktatörlüğünü ayakta tutabilmek için, kendi askerî ve milis güçleri yetmeyince; Rusya’yla da iÅŸbirliÄŸi yaparak, Suriye’yi ona ezdirmeyi de kabullenmiÅŸtir. Bunun Ä°slam adına savunulacak bir tarafı yoktur.

Ya, Putin’in Suriye’de zafer kazanması için, (bütün Cuma imamlarının tek merkezden yönlendirildiÄŸine göre) Cuma namazlarında ülke çapında dua ettirme seansları?! Ve Irak’ın çok yönlü etkiler altındaki rejimini Türkiye aleyhine kışkırtmalar.

***

Özellikle de, Suriye Buhranı’nın başından beri, 5 seneye yakın zamandır, Ä°ran ve Türkiye, bu buhranın iki tarafı gibi gösteriliyor. Halbuki, bölgedeki halkı müslüman olan bütün ülkeler bu buhranın ikinci derecede oyuncuları.. Asıl oyun kuranlar, Amerika-Ä°srail, Rusya, Ä°ngiltere, Fransa, Almanya vs. gibi devletler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.