Sosyal Medya

Makale

Vursana hadi. Hadi vur.

Tarihin gördüğü en orantısız savaşlardan biri olan Çanakkale Harbi esnasında İstanbul'da bir kısım zevatın, hatta devlette güçlü bir kısım zevatın köşklerinin bahçelerinde harekete hazır, deposu dolu 'tomofiller' beklettiği malumunuzdur. İngilizler Çanakkale Boğazı'nı geçip de İstanbul'a doğru ilerlemeye başlarlarsa otomobillerini derhal Almanya'ya doğru süreceklerdi.

Gazze'den, Şam'dan, Erzurum'dan, Halep'ten, Trabzon'dan, Denizli'den, Bingöl'den gelen kara halkımız Çanakkale Harbini biraz da bu güvensizliğe karşı kazandı.

Bana sorarsanız doğu cephesinde değişen bir şey yok. Türkiye, olanca gücü ya da mevcut güçsüzlüğü ile yürüttüğü siyasi istiklal savaşını biraz da her an Almanya'ya gitmeye hazır halde otomobilleri olan insanlara karşı veriyor.

Hayır hayır. Türkiye'nin bir Rus uçağını düşürmüş olmasını bir 'kahramanlık öyküsü' olarak paketlemeye fena halde karşıyım. Türkiye sadece, her bağımsız ülke gibi, sınırlarına tecavüz eden bir başka ülkeye haddini bildirdi. Buradan bir kahramanlık öyküsü çıkartmak için durumu oldukça zorlamak lazım. Kahramanlık dediğin mesela Türkmen Dağı'ndaki Türk ve Arap mücahit
kardeşlerimizin yaptığıdır. Yedi düvele aslanlar gibi direnmeye devam ediyorlar.

Kahramanlık öyküsü değil evet; fakat bazıları için Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi tam bir 'eziklik hikayesi'ne dönüştü. Sedat Laçiner'inden Nasuh Mahruki'sine, hatta Alparslan Kuytul'una kadar dört başı mamur bir eziklik hikâyesi hem de.

Tipik bir 'ezik' olarak Alparslan Kuytul'u örneklemek isterim. Özellikle 'açık saçık kadınlar' konulu videosuna (bkz. ilgili videoda 'eline de bir ÅŸey geçmiyor' derken ellerini yumruk yapması üzerinden jestlerin psiko-sosyal karşılıkları) pek bir güldüğüm Kuytul, Türkiye'ye ayar vermek istediÄŸi bir sohbetinde cümlesi cümlesine ÅŸunları söylüyor: 'Bundan sonra böyle, angajman kuralları deÄŸiÅŸti dedi. Bundan sonra bizim sınırımızı ihlal edeni vururuz dedi. Hadi vursana. Vursana hadi. Hadi vur. Hadi vursana Rusya'nın uçağını… Hadi vur da görelim. Kabadayılıkla olmaz, olmaz bu iÅŸler. Senin karşında Rusya var.'

Ne yalan söyleyeyim, ben bu videoyu tekrar tekrar herhalde bir yirmi dakika kahkahalar eşliğinde izledim. Tabii, aynı zamanda ibret nazarıyla da baktım olan bitene.
Bu düzeyde bir ezikliÄŸin iki nedeni olabilir. Birincisi Allah'a iman etmek yerine dünyanın zihinlerimize kodlayıp durduÄŸu 'güç algısı'na iman etmek. (bkz. Bakara Suresi 249. ayet: 'Allah'ın izniyle büyük bir topluluÄŸa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.') Ä°kincisi ise kurduÄŸu cümlelerin bedelini bir yerlerden tahsil ettiÄŸi için böylesi bir ezikliÄŸi sineye çekmek… (bkz. Ä°ran. Ayrıca bkz. FETÖ)

Hayır hayır. Ne olur yanlış anlaşılmasın. Türkiye'nin Rusya uçağını vurmasına memnun olmuş falan değilim. Keşke Rusya böylesi bir ihlal yapmamış olsaydı da Türkiye o uçağı indirmek zorunda kalmasaydı. Keşke Rusya, Suriye konusunda hakikatin, Suriye halkının, mazlumun yanında saf tutaydı da bu büyük katliam birkaç yıl önce sona ereydi.

Benim bu meselede en çok memnun olduğum husus 'takke düşürmedeki' muazzam başarısıdır. Kimin Türkiye'den, Türkiye'nin sınırlarından, Türkiye'nin bağımsızlığından yana olduğunu, kimin olmadığını çok net şekilde gördük.

Türkiye o uçağı indirmeseydi sosyal medyada, gazetelerinde, televizyonlarında 'daha sınırlarımızın güvenliğini bile koruyamıyoruz' diyerek Türk ordusunu ve Türkiye'yi yöneten hükümeti tefe koyup çalacaklarından hiç şüphe duymadığım bazı adamların birdenbire yaptıkları tornistanı izlemek hem eğlenceli hem trajik.

Bu eğlence ve trajedi kontenjanından bir de Sayın Profesör Sedat Laçiner'in yazdıklarını okuyalım: 'Hava sahamızı 350 yolculu bir uçak ihlal etseydi ve uyarılara yanıt vermeseydi, yine de düşürür müydük?'

Ne şimdi bu? 'Totoloji' desek değil, 'saçma' desek değil, 'absürt' desek değil. Bu artık sadece 'şansımı bir deneyeyim. Belki bu hususta bir manipülasyon yapabilirim' çırpınması.

Ne diyordu Zidane: 'Sen Rus uçağı vuruyorsun, gürültü bunlardan geliyor dayının. Bak ben sana diyeyim. Bunların alayının harekete hazır tomofili vardır. Fakat bu zekâ ile o tomofilleri Almanya yerine Hindistan'a sürerlerse şaşırma.'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.