Sosyal Medya

Makale

Başkanlık sistemini hak etmek

Seçimin hemen ertesinde baÅŸkanlık konusunun tartışmaya açılması AKP açısından epeyce talihsiz bir durum. Çünkü bu konunun henüz toplumsal düzlemde olgunlaÅŸmadan gündeme gelmesi, AKP karşıtlarının propaganda malzemesi haline gelmekten öte bir iÅŸlev görmüyor. Belki bazı AKP’liler konuyu gündemde tutmanın toplumsal tartışmayı saÄŸlayacağını sanıyorlar ama yanılıyorlar. Zamansız olarak bu konunun gündeme gelmesi, sistem meselesini tamamen çarpık bir zemine oturtuyor ve tartışma özellikle yüzeysel ve manipülatif hale geliyor. BaÅŸtan bir uyarı yapmakta yarar var… BaÅŸkanlık meselesi AKP karşıtlarının en sevdikleri konu! AKP’nin ‘kötü’ niyetli olduÄŸunu iddia etme fırsatını en fazla mümkün kılan konu… Dolayısıyla eÄŸer gelecekte Türkiye baÅŸkanlık sistemine geçmezse, bilinsin ki bunun esas sorumlusu bizzat AKP’liler olacak.

Çünkü süreç doÄŸru bir ÅŸekilde yönetilirse toplumun baÅŸkanlığa ‘evet’ deme ihtimali epeyce yüksek. Bugün bakıldığında desteÄŸin sadece üçte bir olması ise son derece rasyonel ve AKP’ye uyarıcı bir anlam taşıyor. İçeriÄŸi belli olmayan, nasıl bir yetki ve sorumluluk paylaşımı getirdiÄŸi bilinmeyen, denetleme gücü belirsiz olan ve ülkeye ne avantajlar getireceÄŸi anlaşılmayan bir sistemin bu toplumda gözü kapalı destek bulması beklenemez. Ayrıca baÅŸkanlık gibi bir meselenin bizzat cumhurbaÅŸkanlığı makamınca savunuluyor olması da AKP tabanının muhtemelen üçte birinde ‘şık’ bulunmuyor…

Söz konusu tartışma süreci açısından öncelikle altı çizilmesi gereken birkaç ‘teknik’ detay var. Siyasi sistemi doÄŸrudan ele alarak deÄŸiÅŸtirmek gibi bir ihtimal yok. Önce anayasa deÄŸiÅŸecek ve orada belirlenecek olan yönetim ilkeleri ışığında bir siyasi sistem aranacak. Ä°ster parlamenter ister baÅŸkanlık olsun, siyasi sistemin zımnen ve bir tür emrivaki ÅŸeklinde anayasanın ruhunu belirlemesi mümkün deÄŸil. Ä°kinci olarak yeni bir anayasanın yapılması en az iki yıl sürecek. Türkiye gibi ideolojik bir tarih anlatısının ötesine geçememiÅŸ bir toplumun anayasanın dibacesini tartışması hiç de kolay olmayacak. Hele yeni bir anayasa için muhtemelen CHP’nin iÅŸbirliÄŸinin gerekeceÄŸi düşünüldüğünde, konunun çok daha çetrefil olduÄŸu açık. Bu safha geçilse bile, eldeki anayasaya uygun sayısız siyasi sistem önerisi mümkün olacak ve muhtemelen hem parlamenter hem baÅŸkanlık sistemi çerçevesinde iyiden kötüye bir yelpaze ile karşılaÅŸacağız.

Toplumsal kesimler bunları tartışacak, mukayese edecek, anlayacak ve sonra tavrını ortaya koyacak. 
Bu süre içinde AKP’nin evrensel normlara uygun bir alternatifi ‘ciddiyetle’ ortaya koyması lazım. BaÅŸkanlık sisteminin bürokratik vesayet tehlikesini bitirme iÅŸlevi inandırıcı bir biçimde anlatılmalı. Meselenin sadece ‘hızlı iÅŸ yapma’ gibi denetimsizlik duygusu veren avami bir istekle ilgili olmadığı, cumhuriyetin mantığının halkın tercihleri ve sivil siyaset üzerinde yeniden tanımlanması gerektiÄŸi sabırla irdelenmeli. Aynı zamanda halkın bu alternatifi kabul etmemesi halinde çıkacak her sonucun benimsenip sahiplenileceÄŸi baÅŸtan deklare edilmeli.

Kasım seçimi AKP’nin doÄŸru davranışının toplum tarafından ödüllendirildiÄŸini gösterdi… Demek ki mesele baÅŸkanlık konusunda da doÄŸru davranmaktan geçiyor. Sorumluluk hükümette. Ancak elinin serbest kalması, ErdoÄŸan sevgisini kanıtlama uÄŸruna yapılan bazı sorumsuz davranışlar yüzünden baltalanmaması lazım. Ä°ronik bir durum ama ErdoÄŸan üzerinden yapılırsa Türkiye’nin baÅŸkanlık sistemine geçme ihtimali çok az. EÄŸer konu ‘ya baÅŸkanlık olmasın, ya ErdoÄŸan baÅŸkan olmasın’ gibi abes bir noktaya sürüklenirse, sorumlusu bizzat AKP’liler olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.