Sosyal Medya

Makale

G-20'nin yeni dönem Türkiye dış politikasındaki yeri

Türkiye kendi dönem baÅŸkanlığında yapılan G-20 Zirvesi'nin daha sonraki zirvelerde adından bahsettirecek bir toplantı olmasını amaçlıyor.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Antalya Zirvesi'nin "gelecekteki G-20'lere yol haritası çizeceÄŸi" görüÅŸünde.
Zirve'de alınacak kararlara ek olarak liderlerin ikili görüÅŸmelerinde önemli müzakerelerini gerçekleÅŸeceÄŸini düÅŸünüyorum.
Obama, Putin ve Kral Selman ile yapılacak görüÅŸmelerin ikili iliÅŸkilerde yeni mesafeler alınması için önemli olduÄŸu kanaatindeyim.
Bu zirveyi Türkiye açısından kritik yapan tek husus DAÄ°Åž ile mücadele, mülteciler ve Suriye'nin geleceÄŸi gibi sıcak konuların liderler arasında müzakere edilecek olması deÄŸil.
Antalya Zirvesi aynı zamanda 1 Kasım seçimleri sonrasında Türkiye siyasetinin girdiÄŸi yeni dönemin ilk üst düzey uluslararası toplantısı.
Seçim sonuçları ile siyasi türbülanstan çıkan Türkiye dış aktörlerle daha rahat konuÅŸabilecek bir güce ve psikolojiye sahip. 

***


Türkiye bugün hem önümüzdeki dört yılı öngörebilecek bir siyasi istikrarı hem de ekonomik reformları gerçekleÅŸtirebilecek bir iktidar temerküzünü temsil ediyor.
AK Parti muhalifi grupların negatif uluslararası kampanyasının daha az etkili olacağı da malum. 
"OtoriterleÅŸme" eleÅŸtirisi ve "basın özgürlüÄŸü" konusu bir eleÅŸtiri olarak medyada yer almaya devam edecekse de muhalif grupların söylem etkisi gittikçe azalmakta.
Türkiye PKK terörü ile mücadelede kararlılığını anlatabilecek uluslararası bir ortama ulaÅŸtı.
Aksi durumda, Silvan'da PKK'nın "özyönetim" kurma giriÅŸimine karşı yürütülen operasyon uluslararası medyada daha farklı yansıtılırdı. 

***


Antalya Zirvesi Türkiye'nin Suriye baÅŸta olmak üzere dış politika konularında atacağı yeni adımların billurlaÅŸmaya baÅŸlayacağı bir toplantı olacak.
Niçin Suriye bu kadar merkezi?
Zira Arap isyanlarının Suriye'de bitmeyen bir iç savaÅŸa dönmesi Türkiye'nin OrtadoÄŸu politikasını ciddi ölçüde yaraladı.
Dahası, PKK'nın Çözüm Süreci'ni sabote etmesinde ve 2013 sonrası yaÅŸanan iç siyasi türbülansta Suriye hep merkezde oldu.
Şimdi Ankara Suriye'den başlayarak dış politikada yeni bir atılıma giriyor.
DAÄ°Åž ile mücadelede sesini yükseltiyor.
Cerablus-Azez arasında güvenli bölge kurulması hususunda kararlılığını askeri boyutuyla gösteriyor. 

***


Bu yeni dönemde Türkiye-ABD iliÅŸkilerini yeni bir iÅŸbirliÄŸi temeline oturtmak ilk öncelik olmalı.
Bu işbirliğine konu bazlı yaklaşılmalı ve Suriye'den başlanabilir.
Her iki taraf açısından DAÄ°Åž'le etkin mücadele, Suriye muhalefetinin desteklenmesi ve PYD'nin sınırlandırılması Suriye'de daha fazla iÅŸbirliÄŸinin ÅŸartları olarak görünüyor.
Nitekim ABD'nin PYD'yi hizaya çekme politikası küçük de olsa yeni adımlarla devam ediyor.
Önce Uluslararası AF Örgütü'nün PYD'ye "demografik temizlik" eleÅŸtirisi geldi:
Sonra ABD'nin silah yardımı yapmayacağı açıklaması ve en son da Suriye'nin toprak bütünlüÄŸüne dikkat çeken "özerk bölge" kurmama uyarısı.
PYD'ye yapılan bu eleÅŸtiriler diÄŸer ülkeler tarafından da paylaşılmaya baÅŸlandı. En son Britanya Savunma Bakanı Michael Fallon PYD'nin Arap, Türkmen ve Kürt sivilleri göçe zorlamasının kabul edilemez olduÄŸunu açıkladı.
Avrupa BirliÄŸi ile entegrasyon sürecinin mülteciler konusuna hasredilmeden Kıbrıs'ta açılım ve kapsamlı reformlarla yeni bir ivme kazanması gerekir.
1 Kasım seçimleri ile önünde yeni bir dönemi açılan AK Parti Ä°ktidarı dış politikasını yeniden yapılandırabilecek bir kurumsallaÅŸma ve kapasite geliÅŸimi yapma ÅŸansına da sahip.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.