Sosyal Medya

Makale

Muhalefet niye kaybetti?

Aynı yıl içinde, beÅŸ ay arayla, seçmen ve parti sayısında neredeyse hiç oynama olmamışken iki genel seçim yaÅŸamak, toplumla ilgili bir laboratuvar çalışması yapmaya benziyor. Alınan örneklemin ideolojik bakışının, temel tercih ve taleplerinin çok deÄŸiÅŸmiÅŸ olması mümkün deÄŸil. Dolayısıyla eÄŸer bulduÄŸunuz sonuçlarda bir farklılık varsa bu deÄŸiÅŸen koÅŸullar nedeniyle olmalı… Ama akıl yürütmeyi burada durdurursanız, deÄŸiÅŸen seçim sonucunun ‘failinin’ koÅŸullar olduÄŸunu sanabilirsiniz. Nitekim bugün muhalefet partilerinin tavrı bu… Terör ortamının istikrarı yok ettiÄŸi ve bunun da AKP’nin oyunu artırdığını savunuyorlar. Oysa siyaset koÅŸulların kendisi deÄŸil, sizin o koÅŸullara verdiÄŸiniz tepkidir. Bu nedenle eÄŸer AKP oyunun artırıp, diÄŸerleri yerinde saymış ve oy kaybetmiÅŸse, bunun nedenini aktörlerin terör ortamı karşısında ne yaptıklarına, istikrarsızlığa nasıl yaklaÅŸtıklarına bakarak anlayabiliriz.

MHP’nin nasıl davrandığı malum… BaÅŸtan itibaren sorumluluk almayı reddeden, rakipleri kötü duruma düÅŸsün diye ortamı zorlayan, sırf ana muhalefet olma uÄŸruna ülkenin yönetilemez hale gelmesini içine sindirebilen bir strateji izledi. Terör ortamını, karşıtlıkların derinleÅŸmesinin, etnik milliyetçiliÄŸin her iki kanatta da güçlenmesinin fırsatı saydı. Koalisyonu kategorik olarak reddederken, hükümet kuracak olanların bir süre sonra istikrarsızlığı taşıyamayarak havlu atacaklarını hesap etti. Sonuçta toplumun daha sert tedbirlerin alınmasına hazır hale geleceÄŸini ve ‘yıpranmamış’ bir parti arayacağını öngördü. Böylece AKP’nin ve belki onunla birlikte CHP’nin tabanında çözülmelerin ortaya çıkacağını, her iki partiden de oy devÅŸirerek en azından güçlü bir koalisyon ortağı olarak, ‘kurtarıcı’ iÅŸleviyle sahneye çıkabileceÄŸini sandı… Kısacası MHP istikrarsızlıktan yana durdu. Toplumu istikrarsızlıkla tehdit etmiÅŸ oldu ve toplumun da siyaseten cevval bölümü bunu kolayca okudu.
HDP’nin de nasıl davrandığı malum… Daha haziran seçiminden aylar önce ‘seni baÅŸkan yaptırmayacağız’ söylemi ile bu parti artık ‘Kürdi’ deÄŸil, ‘solcu’ bir çizgide siyaset yapacağını ilan etmiÅŸti. Üstelik bu solculuk Leninist otoriter/oportünist siyasi geleneÄŸin içinde hayat bulmaktaydı. Bu nedenle HDP’nin PKK terörüne mesafe alması tümüyle olanaksız oldu ve söylemde bu türden cılız giriÅŸimlerin hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Savaşı PKK’nın baÅŸlatmasına karşın AKP’nin suçlanması, kazılan hendek ve kurulan barikatların ‘halkın özsavunma mücadelesi’ olarak sunulması, AKP ile IŞİD ve bombalamalar arasında baÄŸ kurmak üzere açıkça yalan söylemekten çekinilmemesi tek bir mesaj verdi: HDP terör eylemlerinin, çatışma atmosferinin sürmesinden yanaydı. Nitekim bu ortamın AKP’nin sonunu getireceÄŸi söylendi. Kısacası HDP de istikrarsızlıktan yana durdu. O da toplumu istikrarsızlıkla tehdit etti ve yine toplumun söz konusu cevval kesimi bunu kolayca okudu. 
CHP ise istikrarsızlığa gizli ya da açık destek vermemekle birlikte, istikrarın saÄŸlanması yönünde net bir tavır sergilemedi ve bu güce sahip olmadığı da ortaya çıktı. Buna karşılık AKP terör meselesinde sorumluluk aldı, akılcı ve ahlaki davrandı, istikrarsızlığın bir tehlike olduÄŸunun altını çizerken sergilediÄŸi genel tutumla da kendisini bir istikrar öznesi kıldı. 
Kaybedenler istikrarsızlığa oynadıkları için kaybettiler. CHP ortada durduÄŸu için seçimde de aynı seviyede kaldı. AKP ise kazandı… Toplumun kimlikler dışından bakan kesimi, çoÄŸunlukla ‘yeni muhafazakâr modernleri’ istikrarı tercih ettiler. Muhalefet AKP’nin istikrarsızlığın altında kalacağını sanıyordu… Kendileri istikrarın altında kaldılar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.