Sosyal Medya

Makale

1 Kasım’da Ne Bekleniyor?

1 Kasım seçimleri yaklaşıyor. Bir yanda sandıktan çıkacak sonuç diğer yanda sandık sonuçlarını etkilemek için olası provokatif eylemler Türkiye’nin geleceğini önemli ölçüde etkileyecek gibi gözüküyor.

AKP’nin tek başına iktidar olacağı bir sonucun çıkması sorunları bitirmeyecektir ama koalisyon ve benzeri aksi durumlar sorunları daha da arttıracaktır. Hükümetteki istikrarsızlık oranında Türkiye Ortadoğu ve terör bataklığına çekilecektir.

Bu yazıda herhangi bir siyasi partinin amigoluğunu yapmadan kişisel seçim beklentilerimi olası sonuçların doğuracağı şartları yazmak istiyorum.

Türkiye’de siyaset ne yazık ki aksiyon üzerinden değil reaksiyon üzerinden yürüdüğü için insanların tercihini reaksiyonel eylemler belirliyor. Bu nedenle Türkiye siyasetine yön vermek isteyen perde arkası aktörlerin, seçimin son birkaç gününde, Ankara patlaması benzeri sansasyonel eylemlerde bulunmaları ihtimali beni tedirgin ediyor.

Açıklanan son anketlere bakıldığında, 7 Haziran seçim sonuçlarına yakın bir sonuç bekleniyor. Şahsen anketlerin aksine, oy oranlarının Haziran’a göre 1 ile 4 puan arası değişeceğini düşünüyorum.

Geçen seçimlerde seçmenin yaklaşık  %20’si ya sandığa gitmedi ya da gidip ret oyu kullandı. Kritik bir süreçteyiz, bu nedenle oy vermeyen kitlenin ortalama yarısının sandığa gitmesini bekliyorum. Bunun da en çok AKP’ye yarayacağını düşünüyorum.

AKP’nin ve CHP’nin oylarının artmasını, MHP ve HDP’nin oylarının ise düşemesini bekliyorum.

Olası provokatif eylemler ve Doğu’daki seçmenin ve sandıkların güvenliği beklenen oy oranlarını ciddi şekilde değiştirir.

HDP’nin “demokrasi ve barış” söylemine kanmamak lazım. HDP, gücü yettiği yerde zorbadır zayıf olduğu yerlerde ise demokrattır, barışseverdir.

Bu seçimlerde kolluk kuvvetleri ne ölçüde tedbir alır bilinmez ama Doğu ve Güneydoğu’da Kışla ve Karakolların dışında devlet emniyetinden bahsetmek fazla iyimserlik olur.

Şuna inanıyorum ki eğer gerekli güvenlik tedbirleri alınır da PKK ve yan unsurlarının sivil halk üzerinde baskı yapması engellenirse HDP barajı aşamaz.

Doğuda iki parti seçime giriyor; AKP ve HDP, CHP ve MHP sadece figüran rolünde.

Bir önceki seçimde, “HDP oy alıp meclise girsin de PKK/silahlı mücadele geri planda kalsın…” diye düşünüp oy veren ciddi bir Doğulu/Kürt seçmen kitlesi vardı ama büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Eğer tehdit edilmezlerse bu kitlenin oyu AKP’ye geri kayacaktır.

Tek başına iktidar olmaya yeter mi bilinmez ama en fazla yükselişi AKP’nin yapması bekleniyor. Zannımca 1-2 puan farkla tek başına iktidar olur.

Olası bu artış AKP’nin kendi başarısından, siyasi vaatlerinden ziyade; ülke, koalisyon nedeniyle istikrarsız bir sürece girmesin diye olacaktır. Yoksa AKP’nin eski tasları/tüfekleri tekrar listeye koyduğu için olmayacaktır.

AKP’ye kızgın ve kırgın olanların düşüncesinde değişen bir şey yok. Bir önceki seçimde sandığa gitmeyen bu kitle sandığa gidip AKP’ye oy verecek ama AKP’nin karakaşı karagözü için değil ülkenin selameti için bunu yapacak.

CHP, AKP karşıtlığı ve Erdoğan nefreti üzerinden oy toplamaya çalışıyor. Bugün CHP’ye oy verenlerin büyük çoğunluğu Kılıçdaroğlu sevgisinden çok Erdoğan nefreti yüzünden oradalar. Ne yazık ki Erdoğan bu tabloyu yeterince okumadı ve halen CHP’nin ekmeğine yağ sürüyor.

Medya, HDP’nin oy oranını düşmüyor gibi gösterse de gerçek daha farklı. AKP karşıtlığı yüzünden HDP’ye giden emanet oyların bir kısmının geri dönmesi kaçınılmazdır.

Seçimin mağlubu MHP olacakmış gibi gözüküyor. Bahçeli, AKP’nin bölüneceğini ima ederek 1 Kasım’dan sonra meclisin 5 partiden oluşacağını söylüyordu.

Ben Bahçeli’nin yerinde olsam AKP’ye değil MHP’ye bakardım. Çünkü bölünme tehlikesi en çok MHP’yi tehdit ediyor. Eğer 1 Kasım sonrasında tekrar koalisyon çıkar da Bahçeli yine eski inadında ısrar ederse MHP’den bir gurubun ayrılıp yeni bir parti kurması ihtimali bence %51’den az değildir.

Temennim, sonuç ne olursa olsun yeter ki Türkiye’nin ve Ümmetin hayrına olsun.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.