Makale
AKPnin doğrularla sınavı

Yazar:
Etyen MahçupyanGelinen noktada siyasi sistem içinde hem olumlu hem olumsuz algılanma açısından, AKP kendi özgül ağırlığından daha fazla anlam ifade etmeye başladı. Bunun bir nedeni AKP’nin siyasetinin ‘cemaatleştirici’ işlevinin yanında alan açıcı ve normalleştirici bir etkisinin de olması. Buna karşılık muhalefet partilerinin ise kaba kimliksel kalıpları aşamaması… Böylece ortaya çıkan ayrışma toplumun kabaca yüzde yetmişinin ‘çekirdek oylar’ şeklinde militan bir davranış kalıbı sergilemesine neden oluyor. Ama geriye kalanların çoğunluğu farklı bir yol izliyor. Bu geniş grup esas olarak AKP’ye bakıp onunla ilgili bir kanaat geliştiriyor ve öncelikle ona oy verip vermeyeceğine karar veriyor.
Diğer taraftan ortaya nasıl bir iktidar çıkacağı konusunda en etkili olan grup da bu ve söz konusu göreceli ağırlık AKP’nin ‘kendisini aşan’ bir öneme ve işleve sahip olmasına yol açıyor. Nitekim her seçim öncesinde gündem AKP’nin neyi ne kadar doğru veya yanlış yapma eğilimi gösterdiği üzerinde yoğunlaşıyor. Muhalefet partilerinin kendilerinden hareketle ürettikleri bir kampanya görmüyoruz. Hepsi AKP’nin yanlışları sayesinde oy almanın peşinde. Bu ortamda haziran seçimlerinin de gösterdiği üzere, AKP’nin diğer partilerin yanlışlarını vurgulaması ters tepiyor ve oy kaybettiriyor. Nedeni basit… Sonuç üzerinde belirleyici olan toplum kesimi diğer partilerin yanlışlarıyla ilgili değil. Nitekim doğrularıyla da çok ilgili değil. Onlar asıl AKP’nin geleceğe yönelik doğrularının yönü ve boyutunu anlamaya çalışıyor ve kararlarını öyle oluşturuyorlar. Eğer AKP bu alana girmez ve ‘ötekilerle’ uğraşırsa diğerlerine benziyor, anlamını kaybediyor ve insanlar ya sandığa gitmemeyi ya da kendi kimliksel duruşlarına dönmeyi tercih ediyorlar.
Buradan iki basit sonuç çıkarabiliriz. Birincisi AKP küçülmeden diğer partiler büyüyemez… İkincisi AKP doğru davrandığı sürece büyür ve diğer partileri kendi sosyolojik çekirdeklerine hapseder. Mesele söz konusu ‘doğru davranmanın’ ne olduğudur ve bunun da iki temel unsura dayandığını söyleyebiliriz. İlki ‘rejimi devlete ve topluma hasar vermeden değiştirmek’ şeklinde tarif edilebilir. Anayasa ve yasaların değişiminden bürokrasi ve yargı reformlarına, oradan kimlik meselesine uzanan bir demokratikleşme alanı bu başlığın kapsamında yer alıyor. Ancak ele avuca sığdırılmakta zorlanılan bir konu daha var: Birlikte yaşama. Bugün AKP’den asıl duyulmak istenen söz buna ilişkin. Acaba AKP toplumun bütününü kuşatmak, kucaklamak ve geleceğe taşımak açısından ‘doğruları’ yapmaya ne kadar niyetli? Acaba bunun üzerinde ne kadar düşünmüş? İkinci temel unsur ise ‘hikayesini gerçekleştirecek irade, vizyon ve güce sahip olmak’ şeklinde tanımlanabilir. Ekonomi, dış politika, sağlık eğitim, kentleşme, çevre ve gençlik politikaları acaba bu temel mesajı tahkim etmek açısından ne derece sağlam?
İnsanlar boşa oy kullanmak istemiyor. En azından bazıları… Ve galiba kimin yöneteceğini de son kertede onlar belirliyor.
Alıntı - Akşam
Etyen Mahçupyan
-
Aralık 04, 2016 Pazar Sıradan yandaş hikayeleri
-
Eylül 15, 2016 Perşembe Erdoğan daha güçlü mü zayıf mı?
-
Temmuz 28, 2016 Perşembe Batının sandığı kadar aptal olabilir miyiz?
-
Temmuz 26, 2016 Salı FETÖ siyasetteki aymazlığın sonucudur
-
Temmuz 22, 2016 Cuma Siyasete hayat dersleri
-
Temmuz 21, 2016 Perşembe Laiklik ortasından çatladı
-
Temmuz 19, 2016 Salı Büyük aptallığın küçük akılları
-
Temmuz 12, 2016 Salı Eski merkezden yeni parti çıkar mı?
-
Haziran 28, 2016 Salı Hükümet Cemaati aklamak mı istiyor?
-
Haziran 24, 2016 Cuma AK Parti sorun çözmeme döneminde
-
Haziran 16, 2016 Perşembe Orta kimlik tuzağı
-
Haziran 14, 2016 Salı Kürt meselesinde iktidar boşluğu
-
Haziran 10, 2016 Cuma Kürt meselesinde acil durum
-
Haziran 09, 2016 Perşembe AK Parti artık çözüm istemiyor mu?
-
Haziran 03, 2016 Cuma Ya AK Parti başkanlık istemiyorsa?
-
Haziran 02, 2016 Perşembe Seviye meselesi ve İslamTürk sentezi
-
Mayıs 31, 2016 Salı Erdoğanın başarısının bedeli
-
Mayıs 26, 2016 Perşembe Erdoğan iyi başbakandan niçin vazgeçti?
-
Mayıs 24, 2016 Salı Liderin genel başkanı
-
Mayıs 22, 2016 Pazar Binali Bey niçin gecikti?
-
Mayıs 20, 2016 Cuma Omurga meselesi
-
Mayıs 17, 2016 Salı Vizeye terör bahanesi
-
Mayıs 12, 2016 Perşembe Tadı kaçtı
-
Mayıs 10, 2016 Salı Davutoğlu niçin gönderildi?
-
Mayıs 06, 2016 Cuma Türk usulü
-
Mayıs 05, 2016 Perşembe İş dünyası çözüm sürecinin neresinde?
-
Mayıs 03, 2016 Salı Güney Afrikadan ne öğrenebiliriz?
-
Mayıs 01, 2016 Pazar İktidara hakkaniyetli bakış
-
Nisan 29, 2016 Cuma Çözüm sürecinde siyasi kültür zaafı
-
Nisan 28, 2016 Perşembe Çözüm sürecinde yöntem zaafı
-
Nisan 26, 2016 Salı Çözüm sürecinde ikircikli tutum
-
Nisan 22, 2016 Cuma Çözüm sürecinde ne becerildi?
-
Nisan 15, 2016 Cuma Aynı yanlış bir daha yapılır mı?
-
Nisan 14, 2016 Perşembe Bir iddia olarak yeni anayasa
-
Nisan 12, 2016 Salı Anayasa bizi toplum yapar mı?
-
Nisan 08, 2016 Cuma Bugünün fıtratı
-
Nisan 07, 2016 Perşembe Doğal uzlaşma zemini
-
Nisan 01, 2016 Cuma Gerçeküstü liderler dönemi mi?
-
Mart 31, 2016 Perşembe Ak Parti ile gurur duymak
-
Mart 22, 2016 Salı Başkanlığa kamuoyu ne diyor?
-
Mart 15, 2016 Salı Türkiye bu çarkı kırmak zorunda
-
Mart 03, 2016 Perşembe Suriyede başarılı olmanın sırrı
-
Şubat 24, 2016 Çarşamba CHP Komisyondan niçin çekildi?
-
Şubat 17, 2016 Çarşamba Türkiyenin müdahalesi savaş daveti mi?
-
Şubat 15, 2016 Pazartesi Akademisyenler ve orta kalite tuzağı
-
Şubat 12, 2016 Cuma Kürtlerle yeni dönem
-
Şubat 01, 2016 Pazartesi Bağımlı Merkez Bankası ve erken seçim!
-
Ocak 26, 2016 Salı Güzelim çatışma varken niye müzakere olsun?
-
Ocak 21, 2016 Perşembe Kürt meselesinde basit gerçekler
-
Ocak 18, 2016 Pazartesi PKK stratejisi ve gerçekçilik
-
Ocak 14, 2016 Perşembe Oportünist
-
Ocak 10, 2016 Pazar Başkanlık ve meşruiyet
-
Ocak 07, 2016 Perşembe Başkanlıkta makulü aramak
-
Ocak 05, 2016 Salı Neden başkanlık sistemi?
-
Ocak 03, 2016 Pazar Başkanlık ekonomiyi de düzeltir mi?
-
Aralık 31, 2015 Perşembe Başkanlık bizi krizden çıkarmaz mıydı?
-
Aralık 29, 2015 Salı Başkanlığa zaten geçmedik mi?
-
Aralık 24, 2015 Perşembe Başkanlık niçin anlamlı?
-
Aralık 22, 2015 Salı AKP yeninin eşiğinde
-
Aralık 17, 2015 Perşembe Eskisi ve yenisiyle modern muhafazakâr
-
Aralık 15, 2015 Salı Türkiye oyunun neresinde?
-
Aralık 13, 2015 Pazar Bu oyunun en iyi oyuncusu
-
Aralık 10, 2015 Perşembe Depresyon günleri
-
Aralık 08, 2015 Salı 'Duyarsızlığın siyasallaşması '
-
Aralık 03, 2015 Perşembe Bir PKK siyaseti olarak ideolojik yalan
-
Aralık 01, 2015 Salı Ey kendilerine AK Partili diyenler!
-
Kasım 27, 2015 Cuma DAİŞ niye bitirilemiyor?
-
Kasım 26, 2015 Perşembe PKK ne yapıyor?
-
Kasım 23, 2015 Pazartesi DAİŞ bunu niçin yaptı?
-
Kasım 20, 2015 Cuma G-20: Deccallerden insanlara geçiş mümkün mü?
-
Kasım 19, 2015 Perşembe Başkanlık sistemini hak etmek
-
Kasım 17, 2015 Salı İnsanlığı reddedenler ve biz
-
Kasım 13, 2015 Cuma AK Parti merkez olma yolunda
-
Kasım 10, 2015 Salı Muhalefet niye kaybetti?
-
Kasım 05, 2015 Perşembe Yeni muhafazakâr modernler
-
Kasım 03, 2015 Salı Her seçim referandum
-
Kasım 02, 2015 Pazartesi Osmanlı tokadı
-
Ekim 31, 2015 Cumartesi Anti-AK Parti hastalığı
-
Ekim 29, 2015 Perşembe AKPsiz hükümet ne zaman?
-
Ekim 27, 2015 Salı AKPnin doğrularla sınavı
-
Ekim 22, 2015 Perşembe Ya cahil, ya aptal, ya ahlaksız
-
Ekim 20, 2015 Salı Hangi milliyetçilik?
-
Ekim 15, 2015 Perşembe Oportünizmle sağduyu arasında
-
Ekim 13, 2015 Salı HDP yine de barajı geçse mi?
-
Ekim 08, 2015 Perşembe Kalite makası
-
Ekim 06, 2015 Salı Üst akıl ve kalite açığı
-
Ekim 01, 2015 Perşembe AKPye ev ödevi
-
Eylül 30, 2015 Çarşamba Öcalan konuşmayacak
-
Eylül 13, 2015 Pazar Eski ve yeni arasında AKPnin yolu
-
Eylül 11, 2015 Cuma Neo-conlar için kısa Türkiye siyaseti
-
Eylül 10, 2015 Perşembe PKK ile MHP aralığında AKP stratejisi
-
Eylül 08, 2015 Salı Kaf Dağında bir Cyclops
-
Ağustos 25, 2015 Salı Ateşkes ihlalinde yeni Diyarbakır
-
Ağustos 18, 2015 Salı Koalisyona aslında kim hazır değildi?
-
Ağustos 13, 2015 Perşembe Ateşkes aslında niye bitti?
-
Ağustos 11, 2015 Salı Koalisyon mu seçim mi?
-
Ağustos 10, 2015 Pazartesi AKPnin Suriye hamlesi
-
Ağustos 04, 2015 Salı Aydınlar ve bildiriler
-
Temmuz 28, 2015 Salı PKK ergenlik tuzağında
-
Temmuz 23, 2015 Perşembe Suruçun önce ve sonrası
-
Temmuz 09, 2015 Perşembe AKPnin seçmeni kim?
-
Haziran 30, 2015 Salı Özgüven HDPye de lazım
-
Haziran 08, 2015 Pazartesi Toplumun cevabı
-
Haziran 02, 2015 Salı Başkanlık riski niçin alınıyor?
-
Mayıs 28, 2015 Perşembe Çözümün ahlaki zemini
-
Mayıs 21, 2015 Perşembe IŞİD, Gülen ve sekülerleşme
-
Mayıs 10, 2015 Pazar Cemaat niçin yenildi?
-
Nisan 19, 2015 Pazar Bir gün biri başdanışman olmuş...
-
Nisan 16, 2015 Perşembe CHPyi milletçe alkışlıyoruz!
-
Nisan 07, 2015 Salı Beyaz hastalanma
-
Mart 26, 2015 Perşembe Duygu siyaseti
-
Mart 19, 2015 Perşembe HDPnin dört yolu
-
Mart 10, 2015 Salı Nasıl oldu da barışa dönüldü?
-
Mart 08, 2015 Pazar İlişkinin zihniyeti ve çözüm süreci
-
Şubat 05, 2015 Perşembe Kaderin ironisi: Erdoğanın karizması
-
Ocak 29, 2015 Perşembe Barıştan sonraki ilk gün
-
Ocak 27, 2015 Salı Özgürlükçü bağnazlık
-
Ocak 01, 2015 Perşembe Yeni bir dinamiğin eşiğinde
-
Aralık 30, 2014 Salı Laik siyasetçi depresyonu
-
Aralık 25, 2014 Perşembe Bir Kandil analizi
-
Eylül 07, 2014 Pazar İslami olanın dönüşümü
-
Eylül 04, 2014 Perşembe Türkiye İslamileşiyor mu?

Mustafa Akmeşe: müslüman aklının gavurdan en temel farkı

Şevket Hüner: Kameraya Bant Yapıştırmak

ahmet mercan: çözülme

Gökhan Özcan: Boş şeylerle tıka basa dolu!

Mehmet Beyhan: Fidan’ın Basireti Oyunu Bozdu

Abdulaziz Tantik: Gazze Direnişi ve Müslümanların Ahvali

Yasin Aydoğan: Büyük Final- Kıyamet Günü

Musab Aydın: Biz Neyi Kaybettik

Murat Sayımlar: İki Ucu Aynı Renk Değnek

Abdulaziz Tantik: Varoluşsal Sorunlar Karşısında İnsan

Hasan Aycın: Kaval

Hasan Aycın: Yumruk

Hasan Aycın: Ufuk

Hasan Aycın: Merdiven

Hasan Aycın: Ada

Hasan Aycın: Kör

Hasan Aycın: Çerçeve

Hasan Aycın: El Sıkma

Hasan Aycın: Mum

Henüz yorum yapılmamış.