KabataÅŸ tacizcilerine

Gezi olaylarının dumanının tüttüÄŸü günlerdi.
11 Haziran 2013 Salı günüydü.
O dönem BaÅŸbakan olan ErdoÄŸan AK Parti grup toplantısında, “Çok önemli bir yakınımın gelinini, BaÅŸbakanlık Ofisimin yanında, yerlerde süründürdüler, kendisini çocuÄŸunu taciz ettiler” dedi.
ErdoÄŸan konuÅŸtuktan sonra gazeteciler olarak hepimiz bu olayın peÅŸine düÅŸtük.

Çabalarım sonunda BaÅŸbakan'ın sözünü ettiÄŸi olayın Bahçelievler Belediye BaÅŸkanı Osman DevelioÄŸlu'nun gelini olduÄŸunu öÄŸrendim. Maruz kaldığı çirkin saldırıyı kadın gazetecilerle paylaÅŸan Zehra DevelioÄŸlu'na iliÅŸkin elde ettiÄŸim bilgileri yazdım. Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'na 05.06.2013 tarihinde yaptığı ÅŸikayet baÅŸvurusuna ulaÅŸtım. Åžikayet dilekçesindeki beyanlarından yararlanarak genç bir annenin maruz kaldığı çirkin muameleye dikkat çekmeye çalıştım.
O zaman Star Gazetesi yazarı olan Elif Çakır da Zehra DevelioÄŸlu ile röportaj yaparak çirkin saldırıyı sütunlarına taşıdı.
Vay siz misiniz bunu yapan?

MeÄŸer, mesleÄŸimizin gereÄŸini yerine getirmekle ve bir kadına yapılan tacizi duyurmakla suç iÅŸlemiÅŸiz.
Sanki burası her gün kadınların tacize uÄŸradığı, kadın cinayetlerinin iÅŸlendiÄŸi bir ülke deÄŸil.
Kadın hakları adına her ÅŸey tamam. Kadınlar güven içinde. Kadın tacizi diye bir ÅŸey ne duyulmuÅŸ ne görülmüÅŸ. Hele kadın cinayeti mi? O neymiÅŸ ki? Göbeklitepe'deki kazılarda kadın cinayetlerine iliÅŸkin ÅŸeyler çıkabilir ama bu ülkede böyle bir ÅŸey ne duyulmuÅŸ ne görülmüÅŸ bir ÅŸeydir!

Beyler burası Türkiye. Ve burada her gün bilmem kaç dakikada bir kadınlar tacize, uÄŸruyor. Ya da her ay bilmem kaç kadınımız öldürülüyor.

EÄŸer tacize uÄŸradım diye savcılığa baÅŸvuran bir kadın varsa, eÄŸer bu kadın Adli Tıp raporu almışsa, eÄŸer bu kadınla konuÅŸan gazeteciler olaya tanıklık etmiÅŸse, eÄŸer bu kadınla bir gazeteci röportaj yapıp, yaÅŸadıklarını anlattırmışsa ne yapmak gerekir? Bu kadının başı kapalı ya da açık olabilir. UÄŸradığı muamelenin çirkinliÄŸini ortadan kaldırır mı? Bu ülkede kaç kadın uÄŸradığı tacizi ispatlama imkanı buluyor. Bu ülkede yıllarca çocuk kadınlar, uÄŸradıkları tecavüzü kanıtlamak ve tacizcilerini teÅŸhis etmek için aynalı odalara alınmadı mı?

KabataÅŸ'ta ne olduÄŸu belli olmayan bir görüntü üzerinden siz bir kadını, ona sahip çıkan kadın gazetecileri linç etmek, itibarsızlaÅŸtırmak için neden özel bir çaba içindesiniz?
Bir kadının tacize uÄŸramadığını ispatlamak için düÅŸtüÄŸünüz duruma bakın.

Hürriyet'ten AyÅŸe Arman'ın, Gezi sürecinde saldırıya uÄŸrayan YeÅŸim Sönmez isimli kadınla yaptığı röportajı ne çabuk unuttunuz?
“Kızılderililer gibi etrafımızı sardılar, bizi ortaya aldılar. Kızım Zeynep, korku içinde elimi tutuyordu. Ellerinde de tencere ve tava vardı. Kontrolden çıkmışlardı. ÇekiÅŸtirdiler, ittiler. Derken o protestoculardan biri, elindeki tencereyle kafama vurmaya baÅŸladı. Ondan güç alan üç, beÅŸ densiz de tavalarla vurdu. Biri omzuma, biri kafama… Korktum. Sıkı sıkı Zeynep'in eline tutuyorum. Daha kötü bir ÅŸey olmaması için dua ediyorum. Bir sürü insan saldırdı, tartakladı, aÅŸağıladı. Sonra da gittiler… Kızım, tirtir titriyordu”
Birçok yalanlar söylendi KabataÅŸ'ta. Hamile kadının Tomalar tarafından ezildiÄŸi gibi. Onlara ses çıkarmadınız. Ama baÅŸörtülü kadınlar, dindar insanlar bir kaygı yaÅŸadı Gezi'de. Bir bakan, “12 yıldır Ankara'dayım. Ä°lk kez kendimi yabancı hissettim” demiÅŸti.
Görülüyor ki, Zehra DevelioÄŸlu'na yapılan saldırı, KabataÅŸ meydanında durmuyor, tacizci kafalarda devam ediyor.

Gazeteci Elif Çakır açıklama yaptı. Röportajımın kayıtlarını savcılığa vermeye hazırım dedi. Çünkü Elif Çakır sanal deÄŸil gerçek bir röportaj yaptı. Murat Seçkin'in ortaya attığı cümlenin ise önü-arkası var. Elif Çakır, tacize maruz kalan Zehra DevelioÄŸlu'nun içinde bulunduÄŸu psikolojiyi yansıtan bir cümle kuruyor. Ama cümlenin tamamı bundan ibaret deÄŸil ki? Elif Çakır röportajının arkasında durmaya devam ediyor.

Peki Star yazarı Cem Küçük'e ne demeli? Åžahsıma yönelik saldırılarına cevap vermeye gerek duymadım. Ama deÄŸerlerime saldırı olduÄŸunda susamam.

Demek KabataÅŸ olayı kurguydu ha… KabataÅŸ olayı, 11 Haziran 2013 tarihinde ilk olarak BaÅŸbakan ErdoÄŸan tarafından kamuoyuna duyuruldu. Cem Küçük o zaman ilk kurguyu ErdoÄŸan mı yaptı?

O zaman ikinci kurguyu da ErdoÄŸan yaptı demek ki. Çünkü 15 Åžubat 2014 tarihinde, ”KabataÅŸ'ta yavrusuyla beraber bir kızımıza yapılan saldırıyla alakalı, bunlar da onun üzerinde oynamaya baÅŸladılar. Åžimdi bunu yalanlamaya kalkıyorlar. Yazık, yazık. Medya dünyasında amiral diye geçinenlere söylüyorum. Hele bugün attıkları baÅŸlık. Bunun altında da boÄŸulacaksınız. Çünkü bu attığınız manÅŸetler doÄŸru deÄŸil. Adli Tıp raporlarını nereye saklayacaksınız? Savcının tespiti, adli tıp raporları ortada. Bundan kurtulamayacaksınız. Tarih sizi affetmeyecek” demiÅŸti.
Yetmedi mi? Üçüncü kurguyu da Tayyip ErdoÄŸan yaptı?

Çünkü 6 Mart 2014 tarihinde ÅŸöyle konuÅŸmuÅŸtu: ”Gezi olayları sırasında bir genç kadın. Bir belediye baÅŸkanının gelini. Bir anne yanında çocuÄŸu olduÄŸu halde KabataÅŸ'ta tacize maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri kınamadı, peÅŸine düÅŸmedi.
Tacize uÄŸrayana kadına ise etmediklerini bırakmadılar. Terbiyesizce ahlaksızca o kadının üzerine gittiler.
Hatta o hanımefendiyle ilgili yazılar yazan 4 tane bayan köÅŸe yazarına da olmadık hakaretler ettiler. Åžimdi de sosyal medyada üzerine gitmeye devam ediyorlar.
Hatta bu hanımefendi ile ilgili gidip incelemesini yapıp olumlu yazılar yazan 4 tane bayan köÅŸe yazarına da olmadık hakarette bırakmadılar.
Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı”

KabataÅŸ kurguydu diyen Cem Küçük, o zaman CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ı da kurgu yapmakla suçladığının farkında mısın? Vicdansız adam.
Geziciler bundan rahatsız olabilir. Peki sana ne oluyor?
Hepsini anladım da, Yeni Åžafak'ın “BaÅŸka Türkiye yok” kampanyası seni niye rahatsız etti?

Yeni Åžafak demek, 28 Åžubatlara, 27 Nisan e-muhtırasına, baÅŸörtüsü yasaklarına, kapatma davalarına, paralel darbe giriÅŸimlerine karşı yürekli bir ses, dik bir duruÅŸ demektir. Yeni Åžafak, Türk basınının yüz akıdır.

Alıntı - Yeni Şafak